I'm a Loser (5)

Kate aşağı geldiğinde bana kızgın ve soran gözlerle bakıyordu. Eh, onu orda yalnız bırakıp gitmekle pek iyi yapmamıştım. Omuz silkip cevap vermedim. Konuyu değiştirerek "Pekala şimdi nereye gidiyoruz?"dedim. Kate bir süre düşünüp "Poseidon'ın Krallığına gitmeliyiz. Eğer Olimpos'ta değilse, ordadır."dedi. Kolumdaki saate bakıp "Yanımıza Poseidon çocuğu almalıyız. Ama o kadar zamanımız yok. Şu ihtiyar kapı görevlisi ve babam yeterince zamanımızı çaldı."dedim. Kate "O zaman bizde gemiyle gideriz yada sualtıyla."dedi. Başımı iki yana sallayıp "Sualtı bulamayız ama gemiyi Long Island Kıyısında bulabiliriz."dedim. Kate yoldan geçen taksiyi durdurup "Tamam o zaman. Bizde gemiyle gideriz. Daha sonra Poseidon'la iletişime geçmeye çalışırız, eğer birşey olmazsa da Olimpos'a geri döner Tanrılar'a durumu anlatırız."dedi. Hala iyi bir fikir değildi ama kafamı tamam anlamında salladım.
İskeleye gittiğimiz de gemilere göz atmaya başladık. Sonunda bir gemi beğendik ve gizlice içeri girdik. Etrafı kolaçan edip, gemide 2-3 kişi olduğunu hesapladık. Gizlice kontrol panellerine gittik. Bir sürü tuş vardı. Kate'e dönüp "Ne yapıyoruz?"dedim. Omuz silkip tuşlardan birine bastı ve sarsıntı oldu. Camdan dışarı baktığımda gemi hareket ediyordu. Neyse ki kaptan demir atmamıştı da gemi hızlıca çalışmaya başlamıştı. Motor seslerinin yanında bağırışlarda duymaya başladım. Dışarı çıkıp neler olduğuna bakmalıydım. Ama o sırada içeri biri girdi. Anlamadığım birşeyler dedi. Gözlerimi devirip "Defol burdan!"diye bağırdım. Adam şimdi bağırarak birşeyler diyordu. Hızlıca onu ensesinden tutup güverteden aşağı attım. Yüzerek, birkaç metre sonra karaya ulaşırdı zaten. Kate de arkamdan gelmişti. Etraftakiler şaşkınca bize bakıyordu. Kate'e dönüp "Onları ne yapmalıyız?"dedim. Kaşları çatık "Bilmiyorum ama denize atmayacağımız kesin!"dedi. Adamı gösterip "Hem yabancıydı hemde başına yolculuğumuz boyunca başına birşey gelmesinden kurtuldu. Yani adamı denize attığımda birşey kaybetmedik."dedim. Bana kızgın kızgın bakmaya devam etti.

Beni denizin tutacağını kim bilebilirdi. Yüzüm sapsarı şekilde gemide geziyordum. Henüz midem ağzıma gelmemişti ama iyi durumda olduğumda söylenemezdi. Kate ve ben çaresizce denizde yol alıyorduk. Gemide ki yolcularda kamaralarında oturuyorlardı. Telefonla arama yapamasınlar diye herkezin telefonunu toplayıp denize atmıştım. Tabi iyi olanları cebime atmıştım, onları satmak bana para kazandırırdı. Yaklaşık 3 saattir denizde yolculuk yapıyorduk ama denizde hiç bir hareketlenme yoktu. Hatta deniz o kadar sessizdi ki, dalga bile yoktu. Bu iyiye işaret miydi bilmiyordum. Ama bu deniz yolculuğu Posi'ye ulaşmamızı sağlarsa iyi olurdu. Aksi taktirde Posi'yi gördüğüm ilk yerde, yumruk atacak, küfür edecek ve kaçıcaktım. Ya da Elsiyum Tarlarına gitmek için babamla çıkar ilişkisine girecektim. Bir tanrı olması zengin olduğu anlamına gelmiyordu.

Limandan ayrılalı 2 gün olmuştu ve hala ses seda yoktu. Kate'in yanına gidip "Geri dönelim derim. Bak sana hala bir haber yok."dedim. Kendimi haklı çıkarmaya çalışarak "Eğer Posi yardım isteseydi şimdiden bize yol gösterirdi. Ya da, ne bileyim bir şekilde ipucu verirdi."dedim. Kate bana dönüp "Biraz daha bekleyelim. Eğer haber almazsak geri döneriz."dedi. Gözlerimi devirip kamarama yürümeye başladım. Midem yavaş yavaş denize alışsa da, kamaram da uzanmak daha iyi geliyordu. Yatağıma uzanıp gözlerimi kapadım. Sessizlik uykumu getirmeye başlamıştı. Ta ki gemi feci şekilde sarsılıncaya dek. Yatağımdan fırlayıp güverteye çıktım. Gemi tekrar sarsıldı ve yere düştüm. Kate de yanıma gelmişti. Ona dönüp "Neler oluyor?"dedim. Kate dilini yutmuş gibi duruyordu. Bir kaç kilometre ötedeki iki boktayı gösterip "Skylla ve Kharybdis..."dedi. Sky ve Kha ne? Hala kendinde olmayan Kate'e bakıp "Onlarda ne? Neler oluyor Kate?"dedim. Kate mırıldanarak "Biz öldük."dedi. Ne güzelde moral veriyordu. Ben ona anlamayan bakışlar atarken bana döndü. Aklı başına yeni gelmiş gibiydi. Kaptan kamarasına koşarken "Gemiyi durdurmalıyız. Geri dönmeliyiz. Poseidon'ı bulma işini unut gitsin."dedi. Onun peşinden var gücümle koşarken "Neden? Açıklama yapar mısın?"dedim. Kate kontrol panellerine ulaştığımız da "Canavarlar Denizi'nin girişine yaklaşmışız. Canavarlar Denizi'ni biliyorsun, değil mi?"dedi. Elbette biliyordum! Yeni anlamıştım olayı. Kendimi güçsüz hissetmeye başlamıştım. Kate rastgele tuşlara basarken ona yardım ediyordum. Kolları indirip kaldırıp, geminin yönünü değiştirmeye çalışıyorduk. Şimdiye dek hep dümdüz gitmiştik ve sorun yoktu. Ama şimdi yönümüzü değiştirmeliydik.