Babam hızla uzaklaştığında ona soramadığım bir şey olduğunu fark ettim O benim gerçek babamsa benim "gerçek"annem kimdi?Herşey karmakarışık olmuştu.Zamanı başa sarıp babamla bir kez daha görüşmek istiyordum.Bir anda kendi kendime"July çok fazla abartıyorsun biraz molaya ve sosyalleşmeye ihtiyacın var"dedim ve bu öneriyi uygulamak gerçekten işime yaradı.Birkaç içinde bütün kampla tanışmıştım özellikle Afrodit ve Demeter kızlarıyla aramızdan su sızdırmıyordum.O gün babama aynene şöyle bir mesaj attım:
-Pekala madem sen beim gerçek babamsın o halde benim gerçek annem kim?
Cevabıma yanıt gelmesi çok uzun sürmedi birkaç saat sonra bana şu şekilde bir mesaj geldi:
-Aslında öf kimi kandırıyorum senin gerçek annen Demeter.
Buna şaşırmıştım doğrusu hatta bu mesajı 1 gün hiç kimseye göstermedim ve sözünü etmedim.Demeter'i severdim (onu hiç görmemiş olmama rağmen).Buna rağmen Demeter benim "Annem Olabilecekler Listem"de son sıralardaydı.Doğrusunu söylemek gerekirse ben de tarıma meraklıydım.Bu mesajı ertesi gün Kheiron'a gösterdim.Kheiron başını kaşıyarak:
-Galiba seni Demeter Kulübesi'ne transfer etmemiz gerekecek.
Buna bayağı sevindim içimden"Oh be sonunda o kalabalık kulübeden kurtulacağım"dedim gerçi oraya bayağı alışmıştım ama o kulübede cebine ve eşyalarına sahip çıkmam gerekiyordu.Ayrıca daha önceden de dediğim gibi Demeter kızlarıyla bayağı iyi anlaşırdım bu işime yaradı.Fakat ben onlar gibi tarım büyüleri bilmiyordum.Yavaş yavaş öğrenecektim.Günler geçtikçe tarım büyülerinde ve hançer kullanmada iyiye gidiyordum.Kampta yapılan faaliyetlerde de oldukça iyidim hatta bir kere Annabeth'i bile yenmiştim.Kampta işler tıkır tıkır işliyordu hayatımda ilk defa bu kadar mutlu olmuştum.Birkaç kere ölümle burun buruna gelmiş olmama rağmen gayet mutluydum hafta sonları babamla görüşüyordum hatta bazen Iris mesajıyle bile görüştüğümüz oluyordu.
O arada Bay D.'nin Şarap Tanrısı olduğunu öğrendim.Aslında kendisi sürgün olarak 100 yıl Melez Kampı'na gönderilmişti.O hafta sonu biraz alış veriş yapmam gerekiyordu çünkü giyecek hiçbir şeyim kalmamıştı.Sadece Melez Kampı tişötü ve bir şortum vardı ha bir de sahil terliğim vardı.Ama tabialışveriş tek başına zevkli olmaz bu yüzden Afrodit Kulübesi'nden biri de benimle gelmeyi teklid etti ve tabii bende hemen kabul ettim.Yanıma biriktirdiğim paraları aldım ve Jennifer (adı buydu)'la yola koyulduk.Jennifer ilk olarak parfüm dükkanlarına saldırdı kolay kolay beğenmeyen bir tipti ve tespit ettiğim kadarıyla yanına bayağı bir para almıştı.Aslında ben alış veriş yapmayı sevmezdim ama dün şortum yırtılmıştı.
Bir mağazaya girdik bir kapri veya bir şortla bir tişört alacaktım (şimdi siz senin hiç kıyafetin yok muydu dersiniz var var ama yazlık kıyafetlerim okulumdaydı hatta ben onları toparlamıştım bile ama) Jennifer'a sormayı denedim ama hiçbir şeyi beğenmiyordu.Bir kaç tane kıyafet beğendi ama onlar da bana göre çok abartılıydı neyse zor da olsa alışverişimizi bitirdik bir taksi çağırdık ama taksi gelene kadar yanımıza bir canavar gelmişti.Jennifer'a doğru yaklaşıyordu.
-Jennifer!diye bağırdım.
Jennifer hemen yere yattı ve hemen ardından yana yuvarlandı sakin koştuk koşarken ona:
-Nereye gidiyoruz?
-Ah keşke bu konuda bir fikrim olsaydı ama kimsenin olmadığı bir caddeye ya da bir çıkmaz sokağa diye tahmin ediyorum.
Gerçekten Jennifer'ın söylediği gibi yere çıktık.Hançerim salladım ama canını acıtmışa benzemiyordu.Jennifer da aynı şekilde bir saldırı yaptı ama canavar hala zarar görmüşe benzemiyordu.Jennifer:
-Aman tanrılarım bir Nemea Aslanı.
Konu: July Sthan (rp-5) 
Perş. Tem. 14, 2011 6:03 am
