Teo'ya böyle üstten aynada çalıştığım en kötü bakışımı fırlattım. Ama malesef beni görmedi bile. Böylece yine beynimi zorlayıp Teo'nun keyfini yerine getirecek öneriler aramaya başlayadım. Sırf o Naiad'ları yakmaya gitmesin diye beynimi zorladığıma bir türlü inanamıyordum! Ünüme düşen saçımı üfleyerek geriye itmeye çalıştım. Gitmeyince elimin tersiyle kulağımın arkasına sıkıştırdım. Aklıma gelen en iyi fikiri sundum. "Pegasuslarımızı alıp kamptan kaçalım vee," Teo ve Amy'e yan gözle bakıp "alışverişe gidelim!" diye bağırdım. Amy, benimle birlikte el çırparken Teo bize ne kadar sıkıcısınız bakışı attı. O kadar sıkıcı değildi bence, hem kıyafetlerimin çoğu yırtılmıştı. "Boşversenize." diyip bizimde heyecanımızı söndürmeden geri kalmadı zaten. "Sana da güzel bir, iki şey bakarız. En azından yakışıklı görünürsün." Teo yine bana öfkeli bir bakış atınca yutkundum. Amy hemen öne atıldı. "Yada geçen hafta Wii ve Xbox çaldım, onlarla oynayabiliriz. Hem de Teo zayıflar." Teo onada kötü bir bakış attı. Ama Amy benim gibi köşeye sinmedi ona gülerek karşılık verdi. Ben böyle yapsam Teo kesin beni döverdi zaten denemeyede niyetim yoktu. "Eh bana uyar." dedim. Benden sonra Teo cevap verdi. "Banada."