Chelsea Cocteau-Evans Zeus'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 324 Kayıt tarihi : 20/03/11
| Konu: Afrodit'in Kolyesi Cuma Tem. 08, 2011 7:58 am | |
| Afrodit’in verdiği görev üzerine Medusa’dan kolyesini alacakmışız. Kendi işini kendi niye halletmiyordu ya da kendi çocukları! Asla işim olmayacak bir tanrıçanın verdiği görevi yapacaktım. Lanet olsun, diyerek çıktım. Karşımda Alexis’i görünce çok sevinmiştim. Benimle gelmeyi kabul edebilirdi. “Tanrılara şükürler olsun.” Dedim. Kafasını biraz yatırıp, kaşlarını çattı. “Bir sorun yok, değil mi?” dedi endişeli bir sesle. “Hayır hayır. Aslında önemli değil benim için ama biri için önemliymiş.” Dedim gökyüzüne bakarak. “Evet?” dedi. “Pek sevgili tanrıça Afrodit’in kolyesi Medusa tarafından çalınmış, yani öyle diyor.” Dedi ve derin nefes aldım, devam ettim. “Şimdi Medusa’yı bulup ondan kolyeyi almamız gerekiyor.” Dedim utanarak çünkü cümlelerim hep bizliydi. “Benimle gelir misin Lex?” dedim. “Bir an önce hazırlansak iyi olur.” Dedi gülerek. “Teşekkürler.” Diyebilmiştim sadece. Çadırlardan ok-yay takımlarını ve diğer silahlarımızı almıştık. “Hazırsak gidelim.” Dedim. “Medusa nerede peki?” diye sordu. Ah hayır en önemli sorun buydu. Yeraltında mıydı yoksa mağazasında mıydı? “Bilmiyorum desem.” Dedim sıkılarak. “Önce mağazasına gidelim, orada yoksa yeraltına geçeriz.” Dedi. Her seferinde beni mahcup ediyordu, bu kadar iyi olmak sorunda mıydı? Pegasuslara doğru ilerledik. Patasana bana kızgınlıkla kişnedi. “Ne var oğlum! İlgilenemedim işte özür dilerim.” Dedim. Bir iki kez kişnedikten sonra sakinleşti ve sırtına bindim.***Pegasusları kapının girişe bırakmıştık. Sessizce Em Teyze'nin Bahçe Cüceleri Mağazası tabelasının altına geldik. “Direkt sormayalım eğer buradaysa. Belki burada bırakmış olabilir. Sessizce ararız.” Dedi Lex. Tamam, anlamında kafamı salladım. Kapıyı açtık ve şu zillerden çaldı. Kimse gelmemişti. İçeri girdiğimizde birsürü heykel bizi karşılamıştı. Zavallılar, dedim içimden. Arkaya doğru ilerliyorduk. Etrafta dolap ya da masa gibi bir şey yoktu. Kolyenin neye benzediğini de bilmiyordum. Birden sırtımıza dokunan ellerle irkildik. “Bir şey mi arıyordunuz kızlar?” dedi sevimli bir şekilde. Bu Medusa’ydı. Her yerini kapatmış ve gözlük takmıştı. | |
|