Long Island kıyısında yürüyordum. Rüzgar saçlarımı dağıtıyordu. Ayaklarımı izliyordum. Ve babam olan Tanrı Ares'i düşünüyordum. Ardından eski hayatımı düşündüm. İğrençti. Güç güç güç... Elde etmek istediğim tek şeydi ve yatakhanede bunu başarmıştım. Kafamı kaldırıp dalgalanan suya bastım. Bir kaç melez muhabbet ediyordu. Sevgilileriyle oturanlarda vardı.Annem... Beni kendinden uzaklaştıran kadın. Onu düşünmek benş sinirlendirmişti. Yumruklarımı sıktım ve ağaca rastgele bir yumruk savurdum. O sırada arkamda bir güç akımı hissettim. Hızla arkamı döndüğümde Tanrı Ares 'i karşımda buldum. Babamı.. Hızla tek dizimin üstüne çöktüm ve başımı eğdim. Saygılarımı sunuyordum.
"Kalk kızım." dedi güç dolu bir sesle. Ayağa kalktım ama ona bakmadım. Bakışlarımı ayaklarımda tutuyordum özenle. "Bana bak." Bakışlarımı ona çevirdim. Çok... çok iriydi. Ve Kaslıydı. Gözgöze geldiğimizde mavi gözleri parladı. Ve beni baştan aşağı süzdü. Dimdik durdum ve çenemi yukarı kaldırdım. Ondan korkmuyordum. Aslında korkuyordum ama göstermeye hiç niyetli değildim. "Buraya gel" dedi ve elini ileri doğru uzattı. Eli yumruk şeklinde kapalıydı. Ben yaklaşınca elini açtı. Devasa ellerinin arasında minik bir şey parlıyordu. Bu bir hızmaydı. Ona baktım. "Evet bu bir hızma. Anladığın üzere sıradan bir hızma değil." Küçük siyaha taşa baktım. "Tehlike anında onun üzerine tırnaklarınla bastır.. Üç küçük sivri bıçağa dönüşüyorlar. Sivri bıçakların ucunda bir zehir var. Bu zehir öldürmesede inanılmaz bir acı yayıyor. Ve bıçaklar öyle hızlı fırlıyorlarki rakibinin bir tarafından girip bir tarafından çıkar.Ve hızla sana doğru yönelir. Sakın kaçma yoksa hedefleri sen olursun." Yutkundum. Zeki bir ölüm makinesi. "Benim burnumda delik yok ki ?" dedim. Gülümsedi. Çok tehlikeli bir gülümsemeydi. Anında burnumda bir sızı duydum ve acı içinde kasıldım. Çığlık atmazdım. Güçlü durmaya çalıştım. Elindeki hızma havalandı ve burnuma yerleşti. Nefesimi dışarı verdim. "Dikkatli ol kızım." Kafamı kaldırıp ona teşekkür edecekken durdum. Yoktu. Elim hızmaya yöneldi ama son anda onu durdurdum. Dokunursam buçaklar fırlayacaktı. Sonra bana geri dönecekti. Kıpırdamadan durursam burnumda hızma şeklini alacaklardı. Yok eğer kaçarsam.. Omuriliğimden bir titreme geçti.
"Teşekkürler Tanrı Ares." dedim. Bu çok işime yarayacaktı.