Yıldızlara bakıyorduk. Yıldızlara... Bu büyük Aşkın büyülediği gecenin ışıklarına... Ben yanımdaki kıza tutuldum diye düşünüyordum. Ona yıldızları gösteriyordum şarabımı yudumlarken. O kadar sessiz bir geceydi ki insanın aşkın şehvetinden sarhoş olup bayılası geliyordu. Ona "Bak, bu Orion takım yıldızı." dedim parmaklarımla yıldız kümesini gösterirken. "Orion, zavallı aşık. Hiç düşünür müydü sevdalısı olduğu kızın elinden öleceğini. İşte. Mutlaka her mutluluğun içine bir hain sızar. Apollon çok acımasızdı." dedim. Aly ellerimi sıkıca kavramıştı. Bizim aşkımızı kimse bozamaz, bozamayacak." diyordu kulağıma fısıldayarak. "Gerçekten de bozulmayacak değil mi" diye sordum titrek bir sesle eski anılarımı hatırlarken. "Sonsuza dek seninleyim" dedi Aly. Sonra bir anda birbirimizin dudakları temas etmeye başladı. Onu öpmek. Kendime kızıyordum. Onu sevmemem lazımdı. Kimseyi sevmemem lazımdı. Lanet bir lanet yüzünden kimseyi sevmemeliydim. Ama Aly'i bırakamazdım. Zeus'a meydan okuyordum. Zeus beni toza dönüştürecekti ama ben ile Aly deliler gibi öpüşüyorduk. Zeus'un inadına. Kimse bizi ayıramazdı. Hiç kimse. Sonra Aly ile birbirimizden ayrıldık. İkimiz de utanmış gibi tekrar gökyüzüne baktık. Sonra ellerimizi sımsıkı tuttuk. Bu anın bozulmasını hiç istemiyordum.