Güzel bir gece

Kulubemden çıkmadan önce hazırlandım.Aynada son kez kendime baktım ve dışarı çıktım.Claire'ı almak için Afrodit kulubesine gittim.Yol zaten kısaydı.Kapının eşiğine gelince durdum derin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım.

Bugün Pers ile Kano gölüne gidecektim. 1 saat önceden hazırlanmaya başlamıştım. Çok güzel olmalıydım. Üstüme rahat ama şık olan bluzlarımdan birini giydim. Makyajımı da çok aşırıya kaçmadan yaptım. Çantamı seçtikten sonra içini doldurmaya başladım. Makyaj malzemesi, ayna vs. Her şeyimi koymuştum sanırım. Birden kapı çalındı. Bu Pers olmalıydı. Aynada kendime son bir kez daha baktım. Hazırdım. Kapıyı açmaya gittim. Pers'i karşımda görünce gülümsedim. Sarıldık. Sonra " Hazırmısın? " dedi. Bende " Hazırım. Bir beş dakika beklede çantamı alayım. " dedim. Aynada birdaha kendime baktım ve çantamı aldım. Sanırım ayna karşısında biraz fazla oyalanmış olmalıydım ki Pers sıkılmışa benziyordu. Beni görünce gülümsedi. " Sıkıldın mı? " dedim. " Yoo " diye cevap verdi. Yalan söylemeyi hiç beceremiyordu.

Çantasını aldıktan sonra ona iyice baktım,çok güzel görünüyordu.''''Çok güzel olmuşsun'' dedim.Hafiften gülerek''Teşekkürler''dedi.Birlikte Kano Gölüne doğru yürümeye başladık.Yolda hiç konuşmamıştık.Biraz heyecanlı gibiydim.Gerçi bende çok heyecanlıydım ama belli etmemeye çalışıyordum.Bakalım süprizimi beğenicekmiydi.Bunları düşünmekten Kano Gölüne geldiğimizi biraz geç fark etmiştim.Claire ee şimdi ne yapıyoruz dercesine bana baktı.Ben ise o anda sabah hazırladığım piknik örtüsünü ve sepetini arıyordum.Bulunca ''İşte burada''dedim sevinçle.Claire arkasını döndü çok şaşırmış gibiydi.Eğilip selam verircesine ona yolu gösterdim''Önden buyrun hanımefendi''.Claire'ın hoşuna gitmiş olacak ki gülmüştü.Oturduk.Claire etrafını inceliyor gibiydi.Meraklandım ''Eee nasıl buldun süprizimi?'' diye sordum.

''Eee nasıl buldun süprizimi?''

Harika bir süprizdi. Çok mutluydum. Aynı zamanda da çok şaşkın. Hiç böyle bir şey beklemiyordum. Hiç düşünmemiştim bile. Her an sevinçten bayılabilirdim. Çok hoşuma gitmişti.

" Harika. Süpersin ya inanamıyorum. "

İkimizde güldükten sonra şimdi sıra piknik sepetinin içindekilerini yemeye gelmişti. Piknik örtüsünü serdim güzelce. Üstüne oturuncada piknik sepetinin içindekileri çıkarttım. Karnımızı bir güzel doyurmuştuk. Pers'le yemek yemek çok zevkliydi. Gün batmak üzereydi. Yani çok romantikti. Yemeklerimizi gün batarken yemek ayrı bir keyif veriyordu insana. Yemek işi bitince çimlere uzandık. Yıldızlara bakıyorduk. Pers, bana yıldızlarla ilgili bir sürü hikaye anlatıyordu.

Yanyana uzanmış konuşurken elimi omzuna attım.Önce biraz şaşırmış olmalı ki konuşmayı kesti.Sonra o da yaklaştı beşını bana yasladı.Konuşmayı bırakmıştım yıldızları izliyordum.Tam o anda bir yıldız kaydı.Hayatımda ilk defa bir yıldız kayması görüyordum.Claire şaşırmış olduğumu anlamış olmalı ki ''aslında sürekli yıldızlar kayar ama şehirlerde gözükmezler''dedi.Şaşırmıştım yıldızları iyi bilirdim ama sürekli yıldızların kaydığını bilmezdim.Bir an sessizlik oldu ardından''Ne diledin''diye sordu."Söylersem gerçek olmaz ki"dedim.Israr etti söylemek istemiyordum ama kendimi daha fazla tutamayıp söyledim''Seni asla" ıım "seni asla kaybetmemeyi diledim".

''Seni asla" ıım "seni asla kaybetmemeyi diledim"

Pers'i seviyorum. Bunu dilediğiniöğrenince daha da çok seviyorum. Bir insan daha ne isteyebilir ki? Bnede onu hiç ama hiç kaybetmemek istiyordum. Umarım da kaybetmeyecektim. Gülümsedim ve onu nekadar çok sevdiğimi dile getirdim.

" Seni Seviyorum "

" Bende seni çok seviyorum. "

Hava biraz soğmuştu. Artık üşümeye başladım. Pers üşüdüğümü görünce kendi montunu bana verdi. Ama sanırım artık kalkmalıydık. Bunu anlamış olcak ki " Kalkalım mı? " dedi. Onayladım ve çimlerden kalktık.

" Gel benim kulübeme gidelim. Hem biraz ısınırız. Ne dersin? "

Güzel fikirdi. " Tamam " dedim. Hızlı adımlarla Hephaistos Kulübesine gittik.


RP BİTMİŞTİR!!!