Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Las Vegas Bebeğim!

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Seth Mason Black
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Seth Mason Black


Mesaj Sayısı : 325
Kayıt tarihi : 16/02/11

Las Vegas Bebeğim! Empty
MesajKonu: Las Vegas Bebeğim!   Las Vegas Bebeğim! Icon_minitimeSalı Haz. 07, 2011 7:46 am

Bugün alemlere akacaktık. Yalnızca şakaydı. Hope, Bart ve ben Las Vegas'a gidiyorduk. Ne Khiron'dan nede başka birinden izin almıştık. Kesinlikle bu gidişin dönüşü olmayacaktı ama... Denemeye değerdi. Pegasus Ağırlarına girip pegasuslarımızı sessizce dışarı çıkardık. Kül Kont öyle bir bakıyordu ki bir an beni toynaklayacak falan sandım! Onu uzun zamandır ziyaret etmediğim için bana kızgın olmalıydı. Bol bol küp şeker vererek "Bak söz bundan sonra seni daha sık ziyaret edeceğim."diyip rüşvetini de teklif ettim. Sonunda ikna olup beni sırtına bindirdi. Hepimiz havalanıp Las Vegas'a yol aldık. Bart ve ben babama dua ettiğimiz için rüzgar bize doğru yolu gösterecekti. En azından öyle umuyorduk...
Neyseki ışıklı tabelalarıyla dolu büyük binaların yakınınımızda olduğunu görünce doğru yolda olduğumuzu anlamıştık. Bart ve ben aynı anda "Las Vegas bebeğim!"diye bağırmıştık. Binalar iyice yaklaşmaya başlayınca sesimi duyurmak için bağırarak "Ne yapıyoruz?"dedim. Bart "Bilmem. Aşağı inelim!"diye haykırdı. Pegasuslarımızla aşağı indiğimizde Hope "Lotus Kumarhanesine gidecek kadar cesur olan var mı?"dedi sanırım. Kulaklarım hala uğulduyordu. Basınç yüzünden bağırarak "Lotus Kumarhanesine ben giderim!"dedim. Bart bana 'ne bağırıyorsun' gibisinden bakıp "Bende varım!"dedi. Sert bir rüzgar yüzünden nerdeyse yere düşecektim. Sendeleyip Kül Kont'a tutundum. Pegasusuma dönüp "Eğer 7 gün içinde dönmezsek ne yapacağını biliyorsun!"dedim. Pegasusum burnundan duman çıkarıp başını hafif eğdi ve havalandı. Eğer dönmezsem Amelia'nın yanına gidecekti. Ki ondan hiç anlamadığım bir sebepten dolayı nefret ediyordu. Bart ve Hope'da pegasuslarına veda etti. Birlikte sokakları dolaşmaya başladık. Burdaki insanların kesinlikle bir çoğu melez ve canavarlardan oluşuyordu. Kocaman bir tabelada cafcaflı bir Lotus Kumarhanesi yazıyordu. Sırıtarak içeri girdim. Hope ve Barney'de peşimden geldi. İçeri girdiğimizde etraf Lotus Çayı kokuyordu. Bir sürü değişik tip kumar oynuyordu. Ellerinde tepsiyleyle bir sürü güzel kız etrafta dolanıyordu. Bir an kendimi bu havaya kaptırmıştım ama sonra kendime geldim. Benim Alex adında bir kız arkadaşım vardı. Bart tepsilere uzanıp bize birkaç Lotus Çiçeği aldı. Ben ve Bart çoktan iki taneyi götürmüştük. Ama Hope daha bir taneyi anca yemişti. Bart'la birbirimize sırıtıp çaktırmadan birkaç kişiden Lotus kartı aldık. Birini Hope'a verdik ve hepimiz dağıldık. Ben savaş oyunlarından birine gitmiştim. İkisi hala görüş açımdaydı. Burayı sevmiştim. Bana harika bir enerji veriyordu. Değil 1 gün bir milyon yıl bile burada kalabilirdim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Barney Awesome
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Barney Awesome


Mesaj Sayısı : 196
Kayıt tarihi : 23/04/11

Las Vegas Bebeğim! Empty
MesajKonu: Geri: Las Vegas Bebeğim!   Las Vegas Bebeğim! Icon_minitimeÇarş. Haz. 08, 2011 6:27 am

Seth, Hope ve ben Las Vegas’a bir yolculuk yapmaya karar vermiştik. Ahırlardan pegasusları aldık ve kamptan uzaklaştık. Las Vegas göründüğü sıralarda Seth ve ben, kardeş içgüdülerimizden olsa gerek aynı anda “Las Vegas bebeğim!” diye bağırdık. Şehir merkezine geldiğimizde Seth “Ne yapıyoruz?” diye bağırdı. Sesini zor duymuştum. Bende bağırarak cevap verdim. “Bilmem aşağı inelim!” Aşağı indiğimizde Hope “Lotus Kumarhanesi’ne gidecek kadar cesur olan var mı?” diye sordu. Seth hemen “Lotus Kumarhanesi’ne ben giderim” dedi. Bir şeye de atlama be kardeşim! Ayrıca her şey Hope’un başının altından çıkmıştı. Onada buradan sevgilerimi gönderiyorum. “Bende varım” dedim çaresizce. Ezio’nun yanına gittiğimde “Haydi bakalım oğlum. Benim ve senin yani bizim… Ne saçmalıyorum ben! Ayrılma zamanı” dedim Ezio’ya. Kişneyip göklere yükseldi. Bir daha görüşüp görüşemeyeceğimizi bilmiyordum.
Kumarhaneye girdiğimizde şöyle bir etrafa baktım. Bir kere içeride lunapark vardı. Sonra, bowling salonu, en az beş yüz bilgisayarlık bir internet cafe ve daha bir sürü şey… Yanımdan geçen garson kız elinde ki tepsiden Lotus Çiçeği ikram etti. Arkadaşlarım içinde birkaç tane aldım. Yediğim anda garip bir enerji geldi ve kendimi oyun salonlarında buldum. Daha sonra bir anons “Akşam yemeğine katılmak isteyenler büyük salondaki açık büfeye uğramalıdır” dedi. Hemen Seth ve Hope’u buldum, onları açık büfeye sürükledim. Yemekleri aldıktan sonra bir masaya oturduk. Hope kendi kendine bir şarkı mırıldanırken ben de Seth’le oyunlar hakkında sohbet ediyordum. “…Ben o görevi geçtim oğlum. Sen daha eziksin” diyordum Seth’e. Cevap olarak “Ama ben seni ilk oynadığımız oyunda farka boğmuştum” tarzı bir şeyler söyledi. Ne dediğini tam anlayamamıştım çünkü aklım ve gözlerim, sürekli Ho’ya bakan bir çocuğa kilitlenmişti. Seth’e “Şu herif iki saattir Ho’ya bakıyor” dedim fısıltıyla. Seth “Ne? Kim bakıyor lan Hope’a” diye bağırdı. “Kes sesini! Bekle ya da gel bir bakalım şuna derdi neymiş?” Masadan kalkıp çocuğun daha doğrusu yirmi yaşlarında olan adamın yanına gittik. “Sen nereye bakıyorsun öyle?” dedim masaya vurarak. “Ne demek istiyorsun lan sen?” dedi birden ayağa kalkarak. Seth “Demek istediği, eğer o gözlerin bir daha yanımızda ki kıza giderse senin o gözünü alır…” Sözünü tamamlamamalıydı. “Tamam, Seth sakin ol” dedim. “Adam ol, efendi ol” dedim son bir kez çocuğa ve masaya doğru yürümeye başladım. Çocuk arkamdan “Sen adam mısın?” diye seslendi. Arkamı döndüğüm gibi yumruğumu çocuğun burnuna geçirmiştim. Sendeledi ama ayakta kaldı. Gardını alıp saldırımı beklemeye başladı. Seth saldırmak için fırsat kolluyordu. “Seth, bu iş benimle şu lanet herif arasında” dedim. Seth “Hadi ama, en azından birkaç tane vursam” Bu arada Hope gelmiş ve “Sizin derdiniz ne?” diye bağırdı. “Seth, lütfen Ho’yu masaya götürür müsün?” dedim. Kulağıma bir sürü itiraz geliyordu ama hiçbirini dinlemedim. Çocuk “Ee bütün seni mi bekleyeceğim burada?” dedi alayla. Yavaş yavaş yanına gittim. Mimiklerimle ve jestlerimle ona bir şey yapmayacağımı, sadece kulağına bir şey söylemek istediğimi ifade ettim. Gardını indirince kulağına eğilip “Kavga çıkmak zorunda değil. Söylediğin lafı geri al, iş bitsin” “Ya almazsam” “Pekala son bir kez soruyorum. Bu işi kolay yoldan mı yapmak istersin yoksa zor yoldan mı?” Ayakkabıma tükürdü. “Zaten her zaman zor yolu tercih etmişimdir” dedim ve geri çekildim. Gömleğimin kollarını sıvadım ve gel işareti yaptım. Ya bu çocuk dövüşmeyi bilmiyordu, ya da ben çok iyiydim. İlk yumruğunu savuşturdum, ikincisini de ve üçüncüsünü de… Yorulmuş olmalı ki geri çekildi. “Benim sıram” diye fısıldadım ve iki elimle, iki kulağına kulaklarına tam oturacak şekilde vurdum. Sersemledi, normalde de sersemin tekiydi zaten. Sonra karnına bir yumruk attım. Karnının acısından eğilince bitirici hamlemi yapmıştım. Yani yüzüne tekmeyi geçirdim. Çocuk yerde hareketsiz yatıyordu. Zaten bu Lotus Çiçeklerimi kafamı bulandırmıştı yani yaptıklarım için bahanem vardı. Çocuğu sürükleyerek açık büfenin yanına götürdüm. Önce makarna tabağını kafasına boşalttım. Daha sonra biraz kırmızı şarap boşalttım yüzüne. Ama en iyisini en sona saklamıştım. Pizza dilimlerinden birkaç tane aldım ve her bir dilimi farklı bir bölgesine koydum. Ama işin garibi şuydu. Hiçbir görevli gelipte burada ne oluyor diye sormamıştı. Tabii bu benim yararımaydı, bu yüzden bu konuyu hiç açmadan masama dönüp hiçbir şey olmamış gibi oturmaya başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hope Temple
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Hope Temple


Mesaj Sayısı : 571
Kayıt tarihi : 20/04/11

Las Vegas Bebeğim! Empty
MesajKonu: Geri: Las Vegas Bebeğim!   Las Vegas Bebeğim! Icon_minitimeÇarş. Haz. 08, 2011 7:00 am

Seçtiğim kumarhaneye girdiğimizden itibaren oradan çıkmak istemediğimi biliyordum. Lunapark gibiydi, her yer ışıl ışıldı. Bir sürü oyun vardı üstelik... Bize verdikleri kartla istediğimiz her şeyi yapabiliyorduk. Ah, Lotus Çiçekleri! Onların o enfes tatları beni kendimden geçiriyordu. Evet evet. Buradan hiç çıkmak istemiyordum. Bar ve Seth'ten ayrılıp büyük dönme dolaba doğru ilerledim. Yukarıdan kumarhanenin görüntüsü müthişti. Bir kere daha binmek istediğim sırada Bar beni açık büfeye doğru sürüklemeye başladı. Açık büfe, mükemmeldi! En sevdiğim yemeklerden azar azar tabağıma doldurup masamıza oturdum ve bir şarkı mırıldanarak yemeğimi yemeye başladım. Kendimi öyle kaptırmıştım ki, Bar ve Seth'in kalkmasını fark etmemiştim bile. Başımı kaldırıp "Size de kola getireyim mi?" diye sordum ama sadece iki boş sandalyeye konuşuyordum. Etrafıma bakındım, insanlar bir yere toplanmaya başlamıştı. "Umarım bir şeyler çevirmiyorsunuzdur" diye mırıldandım ve oturduğum sandalyeden kalkıp kalabalığa doğru ilerledim. İnsanların arasından geçip neye baktıklarına baktım, Seth ve Bar bir adamın karşısına dikilmişlerdi. Sinirden deliye döndüm. Neden kavga çıkarıyorlardı ki şimdi?! "Sizin derdiniz ne?" diye bağırdım. Bar bana bakmadan Seth'e bir şeyler söyledi. Beni takmamasından nefret ediyordum. Seth bana doğru geldi ve kolumdan tuttuğu gibi masaya sürüklemeye başladı. "Seth bırak beni. Hemen!" Ne kadar dil döktüysem de işe yaramadı. Beni sandalyeme oturttu ve kalkmamı engellemeye başladı. "Seth, neden başımda dikiliiyorsun? Git de Bar'ın bir şey yapmasını engelle!" diye bağırıyordum, o da beni takmıyordu. "Sen yemeğini ye!" Sinirimi yatıştırmaya çalıştım ama olmadı. Seth'i hızlıca ittirdim, boş bulunup geriledi. Fırsat bilip hemen ayağa kalktım ve koşmaya başladım. Hermes oğlundan ne kadar uzağa kaçabilirsem o kadar kaçtım. Yani iki adım kadar. Kolumu tuttuğu anda arkama dönüp bağırdım. "Bırak beni Seth! Bıktım sizden. Derdiniz ne ha? Neden adam gibi oturup bir şeyler yiyemiyoruz? Sakın beni engellemeye çalışma! Bar'ın şuan ne halt yediği umurumda bile değil. Sadece bir oda tutup sakinleşmek istiyorum anladın mı?" Seth'in çok şaşırmıştı, yavaşça kolumu tuttuğu elini indirdi. Bar'a baktım, adamı makarna adam yapmakla meşguldü. Sinirle resepsiyona gittim, bir oda ayırttım ve koşarak odama çıktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://scythee.tumblr.com
Seth Mason Black
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Seth Mason Black


Mesaj Sayısı : 325
Kayıt tarihi : 16/02/11

Las Vegas Bebeğim! Empty
MesajKonu: Geri: Las Vegas Bebeğim!   Las Vegas Bebeğim! Icon_minitimeÇarş. Haz. 15, 2011 1:43 am

Bart birini yumruklayana kadar herşey güzeldi. Çünkü ben değil, o yumruklamıştı! O çocuğu tam öldüreceğim sırada araya girip "Seth, bu iş benimle şu lanet herif arasında"demişti. Üzgünce "Hadi ama, en azından birkaç tane vursam!"diye sitem ettim. O sırada Hope yanımıza gelip "Sizin derdiniz ne?"diye bağırdı. Bart tekrar çocuğa sataşmadan önce "Seth, lütfen Ho’yu masaya götürür müsün?"demişti. Hope'un dediklerine aldırmadan onu masaya götürdüm. Oturduğunda bekçi gibi başında beklemeye başladım. O sırada aklıma bir komedyenin skeci gelmişti. Hope kalkmaya çalışırken "Seth, neden başımda dikiliiyorsun? Git de Bar'ın bir şey yapmasını engelle!"diye bağırdı. Lotus Çiçeklerinin enfes tadı adına! Bağırarak "Sen yemeğini ye!"dedim. Aslında bağırmak istememiştim. Ama yerinde durmuyordu ki! Bart adamı halledip dönecekti işte yanımıza. Hope ayağa kalkıp beni itti. Boş anıma denk gelmişti. Sendeledim ve nerdeyse düşüyordum. Tam iki adım atmışken kolunu tuttum. Hızlıca bana dönüp "Bırak beni Seth! Bıktım sizden. Derdiniz ne ha? Neden adam gibi oturup bir şeyler yiyemiyoruz? Sakın beni engellemeye çalışma! Bar'ın şuan ne halt yediği umurumda bile değil. Sadece bir oda tutup sakinleşmek istiyorum anladın mı?"dedi. Şaşkınca kolunu bıraktım. Böyle bir tepki beklediğim söylenemezdi. Hope hızlıca resepsyona ilerlemeye başladı. Bende Bart'ın yanına gittim. Bir an neden kimse birşey yapmıyor diye geçirdim ama Lotus Çiçeğinin kokusu beni bu sorudan uzaklaştırdı. Bart adamın üstüne ikinci bir açık büfe açmıştı. Sırıtarak yanına gittim. Elime geçen bir cipsi adamın üstünde gezdirip ağzıma attım. Tadı çok güzeldi. Şarap, acı sos, domates sosu ve pizza tadı vardı. Bart iğrenerek bana bakıp "Abi nasıl yiyorsun onu ya? İğrenç! Hemde bu pisliğin üstünden."dedi. Omuz silkmekle yetindim. Etrafa bakınıp "Hope nerde? Sana ona göz kulak ol dedik arkadaşım!"diye bağırdı. Yanımdan geçen kızın tepsisinden birkaç tane daha Lotus Çiçeği alıp "Oda tuttu kendine. Bize çok kızgındı. Oğlum bırakıcaktın ben dövücektim herifi! Senin yüzünden bütün eğlencem kaçtı."diyip bütün kurabiyeyi ağzıma attım. Barney sırıtıp "Boşver hadi gidip biraz oyun oynayalım. Las Vegas Bebeğim Teması kısa bir aksaklıktan sonra devam ediyor."dedi. Gülerek birlikte oyun bölümüne gittik. Şuanda tek düşünebildiğim Lord Darling'i yenmekti. Yanımdaki çocuğun nickiydi bu. Oyun konsoluna daha sert basarak "Adın ne?"dedim. Yanımdaki çocuk dilini ısırarak ekrana bakıyordu. Gözlerinde kazanma arzusu vardı. Tekrar ekrana döndüğümde "το όνομά μου είναι ο Τάιλερ"(Benim adım Tyler)dedi. Yalnızca ben ve Tyler sözcüklerini anlayabilmiştim. Çocuk yunanca konuşuyordu. Burda bile yalnız değildim. Sırıtarak "Χαίρω πολύ. Δέσμη Ι."(Menun oldum. Ben Seth)dedim. Yunanca okuyabiliyordum ama konuşabildiğimi bilmiyordum. Artık hangi dil konuşuyorsam "Tarihi unuttum da. Bugün günlerden ne?"diye sordum. Lotus Kumarhanesi içime işliyordu aklımda ne tarih ne de saat kavramı kalmıştı. Çocuk beni nerdeyse öldürecekken onu öldürmem üzerine "Lanet olsun! Hah? Tarih mi? Ben buraya geleli 2 gün oldu. Yani 24 Ocak olmalı."dedi. O anda kafamda şimşekler patladı. Biz buraya geldiğimizde sanırım Haziran'ın 8'ydi. Yani alt tarafı birkaç saattir burdayız. Oyunu bırakıp Bart'ı aramaya başladım. Onu ve Hope'u bulup burdan çıkmalıydık. Eh, bu zor olacaktı çünkü Hope bizimle konuşmuyordu. Zeus aşkına! Kafamı bir türlü toparlıyamıyorum. Dionysos'ın şarapçı çocukları bile benden daha ayıktır. Başımı tutup etrafta gezinmeye başladım. Sonunda, bir kızla birlikte guitar hero oyanayan Bart'ı buldum. Gitarı hızlıca elinden aldığımda bana yumruk atacak falan sandım. Kronos'a bakar gibi düşmanca bakıyordu. Gitarı yere koyup "Hope'u bulup bu lanet olası yerden gitmeliyiz!"diye bağırdım. Ekrandaki oyunu gösterip "Hiç biryere gitmiyorum!"diye bağırdı. Onu çekiştirerek "Lotus Çiçeği adına! Anaokulu çocuklarına benziyorsun."dedim. Resepsiyondaki bayanın önünde durduk. Bart mızmızlanmayı bırakıp "Hope Temple'nin oda numarasını öğrenebilir miyiz?"dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Las Vegas Bebeğim!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Vegas.
» Las Vegas'ın Kumarhanesi
» Eğlence Şehri Las Vegas...
» Kaçak Melezler (1. Grup - Las Vegas'ın devamı)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Kamp Dışı :: Las Vegas :: Lotus Kumarhanesi-
Buraya geçin: