Konu: Eğlence Şehri Las Vegas... Salı Nis. 19, 2011 7:27 am
Sabahın erken saatlerinde Sat ile birlikte kılıç antremanı yaptık.Kılıç antremanından çıktıktan sonra kendimi daha dinç hissediyordum.Canım biraz yaramazlık yapmak istiyordu.Ama kampta pek fazla seçeneğimiz yoktu. Eşyalarımı bırakmak için kulübeme gitmeye karar verdim.Kulübeye giderken iki çocuğun Las Vegas ile ilgili konuştuklarını duydum.Ben daha önce Las Vegas’a gitmemiştim.Ama eğlenceli bir yer olduğunu ve kumar şehri olduğunu duymuştum.Kulağa gayet hoş geliyordu.Las Vegas...Aniden aklıma bir fikir geldi ve koşarak kulübeye daldım.Sırt çantamı hazırlayıp hırkamı da elime aldım.Tamamen hazırlandıktan sonra kulübemden çıkıo Apollon Kulübesi’ne gittim.Kapıyı bana Ange açtı.Aceleyle “Selam!” dedim.Ange “Selam.Bir şey mi oldu?” dedi.Ben de “Hayır.Ben Fenix’e bakmıştım.” dedim.Fenix Ange’nin arkasından kafasını uazttı.”Ben burdayım.” dedi.Gülerek “Hadi hazırlan Las Vegas’a gidiyoruz.” dedim.Feniz Las Vegas’ı duyunca hiç soru sormadan odasına gitti.Döndüğünde elinde çantası vardı.Kıkırdadı ve “Tamam hazırım.Gidebiliriz.” dedi.İkimiz de koşarak egasus ahırlarına gittik.Kamptan çıkmak için ilk tercihimiz pegasuslar oluyordu.
Fenix Blume Apollon'un Çocuğu/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 491 Kayıt tarihi : 25/03/11
Konu: Geri: Eğlence Şehri Las Vegas... Salı Nis. 19, 2011 9:08 am
Sabah yapacak daha iyi bir şey bulamadığım için sadece Kamp'ta boş boş dolaşıyordum. Ok eğitimi alanları görünce içimi birden havalı tip olma havası kapladı. Hemen yanlarına koşup birinin elindeki ok ve yayı alıp atış tahtasına attım ve çoğu zaman olduğu gibi hedefi on ikiden vurdum. Yayı geri verirken havalı bakış atmayı da unutmadım tabii. O da bir atış yaptı benden sonra. Çok da iyi olmasa iyi sayılırdı. "Daha çalış bakalım." dedim ve kulübeme doğru ilerledim. Kulübede zaman iyi geçiyordu. Espriler, muhabbetler vs iyiydi. Birden kapı çaldı. Geleni Ange'den göremiyordum. Ange "Selam.Bir şey mi oldu?" diye sordu gelene. Gelen de “Hayır.Ben Fenix’e bakmıştım.” dedi. Bu Ash'ın sesiydi. Hemen kafamı uzatıp ”Ben buradayım.” dedim. Elinde çanta vardı. Herhalde bir yolculuk vardı. İçimi heyecan kaplamıştı. Umarım beni de davet ederdi. Gülerek “Hadi hazırlan Las Vegas’a gidiyoruz.” dedi. Yüzümde sevinç ve heyecanla odama gittim. Bıçaklarımı ve kılıcımı aldım. Kalkanım zaten bileklik formundaydı. Yarım paket kolalı jelibonu da cebime attıktan sonra dışarı çıktım. Gülerek “Tamam hazırım.Gidebiliriz.” dedim. Hemen Pegasus Ahırları'na gittik. Hyourinmaru'yu bularak ağzına bir kaç tane jelibon attım ve sırtına bindim. "Las Vegas'a oğlum." dedim. Çok geçmeden Las Vegas'a vardık. Çok güzel bir şehirdi. Aylardır Kamp'ta olduğum için bana çok daha güzel gözükmüş olabilir ama gerçekten de güzeldi. Işıl ışıl parlayan binalar gözümü kamaştırıyordu. Bir bina çok ilgimi çekti. Baya renkliydi. Ash'a dönüp "Hey burada biraz eğlensek mi?" dedim ve pegasusumu yere indirdim.
Konu: Geri: Eğlence Şehri Las Vegas... Çarş. Nis. 20, 2011 12:39 am
Fenix "Hey burada biraz eğlensek mi?" dedi.Gösterdiği bina dışarıdan çok güzel görünüyordu."Olur." dedim ve yere indik.Pegasusları bir köşeye bırkıp içeri girdik.İçerisini görünce ağzım açık kaldı.Hayatımda hiç bu kadar güzel bir yer görmemiştim.Las Vegas'ın kumar şehri olduğunu biliyordum ama böylesini ilk defa görüyordum.Sevinçle "Burası harika." diye bağırdım.Fenix'in de burayı sevdiği yüz ifadesinden belli oluyordu."Bence de." dedi ve beni kolumdan tutup oyunların yanına götürdü.İkimizde bir konsolun başına geçtik ve oynamaya başladık.Biz oyun oynarken yanımızdan servis yapan kızlar geçiyordu.Acıktığım için mi yoksa çok güzel göründükleri için mi bilmiyordum ama yedikçe yiyesim geliyordu.Fenix'e baktığımda onun da yemeklere saldırdığını gördüm.
Fenix Blume Apollon'un Çocuğu/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 491 Kayıt tarihi : 25/03/11
Konu: Geri: Eğlence Şehri Las Vegas... C.tesi Nis. 23, 2011 7:39 am
Pegasusları bir köşeye bırkıp içeri girdik. İçerisi muhteşemdi. Hayatımda hiç bu kadar güzel bir yer görmemiştim. Ash sevinçle "Burası harika." diye bağırdı. Ben de burayı çok sevmiştim. "Bence de." dedim ve Ash'ı kolundan tutup oyunların yanına götürdüm. İkimiz de bir konsolun başına geçtik ve oynamaya başladık.Biz oyun oynarken yanımızdan servis yapan kızlar geçiyordu. Kadınlar bizlere yiyecekler sunuyordu. Çok güzel gözüküyordu. Hepsini istiyordum. Birden yemeye başladım. Ash'e baktığımda onun da yemeklere saldırdığını gördüm. Bir süre sonra kafam hafif iyi olmaya başladı. Herhalde buranın güzelliğindendi. Sanal nişancılık oyununa kendimi kaptırmıştım. Burası harikaydı! Tüm ömrümü burada geçirebilirdim. Ash de öyleydi. Sağda bir çocuğum maç oyunu oynadığını gördüm. Birine ihtiyacı var gibiydi. Hemen yanına gidip "Hey katılabilir miyim?" diye sordum. Güler yüzle "Tabii birine ihtiyacım vardı zaten." dedi ve takımlarımızı seçtik. Etrafa bakındım fakat Ash'i göremedim. O da bir yerlerde oyuna dalmıştır diye düşündüm ve maça başladık.
Konu: Geri: Eğlence Şehri Las Vegas... Çarş. Nis. 27, 2011 2:07 am
Bir yandan elimdeki yiyecekleri yerken bir yandan da oyun oynuyordum.Hiç kimseyi tanımamama rağmen herkesle arkadaş gibiydim.Bir çocuk ile bilardo oynayıp başkasıyla da kart oynamıştım.Uzun süredir ayakta olsam da kendimi yorgun hissetmiyordum.Zamandan haberim olmadan bir oyundan diğerine geçmeye devam ettim. Bir süre sonra saate bakmak için çevereyi taradım.Ama hiçbir yerde saat olmadığını gördüm.Bir terslik olduğunu farketsem de canım buradan ayrılmak istemiyordu.Aldırmadan oyunuma devam ettim.Yanımdaki kızla sohbet ederken Fenix'in telaşla bana doğru koştuğunu farkettim.Yanıma geldiğinde "Noldu?" dedim.Endişeli bir şekilde "Bilmiyorum.Ama bir terslik var." dedi.
Fenix Blume Apollon'un Çocuğu/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 491 Kayıt tarihi : 25/03/11
Konu: Geri: Eğlence Şehri Las Vegas... C.tesi Nis. 30, 2011 6:56 am
Futbol oynadığım kişi ile bayağı yakınlaşmıştık. Burada ilk arkadaşımdı ve çok iyi biriydi. İlk yarı bittiğinde 1-0 ben yeniyordum. Sanki 45 dakikadır oynuyor gibi terlemiştim. Fakat çok kısa bir süre geçmiş gibi hissediyordum. "Hey saat kaç?" "Maalesef saatim yok." Etrafta da hiç saat yoktu. "Peki bugün günlerden neydi ya?" Gözlerini biraz kısıp düşündü ve "Sanırım 25 Nisan 1960." Ne? Bu nasıl olabilirdi? 2011'de olduğumuzu sanıyordum ki öyleydi zaten. Bu çocuk kaç yıldır buradaydı? Bunca zamandır buradaysa nasıl bu halde kalabilmişti? Hemen oyun konsolunu yere bırakıp Ash'i aramaya koyuldum. Sonunda onu bulabildim. Bir kızla oyun oynuyordu. Nefes nefese kalmıştım. Hemen yanına gittim. "Ne oldu?" diye sordu. "Bilmiyorum.Ama bir terslik var." dedim ona ve olanları anlattım. Bunları duyunca şok olmuştu. Böyle bir şeyin olmasını imkansız bulduk ikimiz de. Bizim bunları konuştuğumuzu duyan görevliler kulaklarındaki mikrofonlara bir şeyler söylediler.
Konu: Geri: Eğlence Şehri Las Vegas... Ptsi Mayıs 02, 2011 1:15 am
Etrafımızdaki görevliler telsizlerini çıkarıp bir şeyler söylediler.Ardından telaşlı bir şekilde koşuşturmaya başladılar.Biz henüz neler olduğunu anlamadan üç erkek görevli bize doğru koşmaya başladı.Ben olduğum yerde neler olduğunu kavramaya çalışırken Fenix kolumdan tuttu ve koşmaya başladı.Biz koşarken arkadan adamların sesleri duyuluyordu.Fenix'e "Neler oluyor?" dedim.Kısa bir süreliğine durdu ve "Buradan çıkmalıyız hem de hemen!" dedi.Ardından tekrar koşmaya başladı.Ben de onu takip ettim.Kalabalık bir grupun arasına daldık ve izimizi kaybettirmeye çalıştık.Ama bir işe yaramadığı belliydi.Görevliler hala peşimizdeydi.Başka seçeneğimiz olmadığı için çıkışa doğru koşmaya başladık.Neyse ki görevliler bizi yakalamadan binadan çıkabilmiştik.Fakat görevliler de bizim ardımızdan binadan çıktı ve peşimizden koşmaya devam ettiler.
Fenix Blume Apollon'un Çocuğu/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 491 Kayıt tarihi : 25/03/11
Konu: Geri: Eğlence Şehri Las Vegas... Ptsi Mayıs 02, 2011 4:35 am
Neler olduğunu anlamadan koşmaya başlamıştık. Arkamızda üç kişi geliyordu. Yavaşladığımızda işimiz bitecek gibiydi. Koşarken Ash "Neler oluyor?" dedi. Bir süre durup arkama baktım ve "Buradan çıkmalıyız hem de hemen!" dedim. Tekrar koşmaya başladık. Bir grup arasına girdik. İzimizi kaybettirmeye çalışıyorduk fakat bunu başaramıyorduk. Hala peşimizdeler. Sonunda mekandan çıkmayı başardık. Hala hayattaydık fakat bunları düşünecek zamanımız yoktu. Peşimizdeler. Çantalarımız hala sırtlarımızdaydı. Kaçmanın bir şey getirmeyeceğini anlayınca savaşmaya karar verdim. Birden durdum ve adamlara döndüm. Durduğumu gören Ash ve adamlar çok şaşırmıştı. Bu şaşkınlık içinde Ash'e "Savaşacağız." dedim. "Hiçbir şansımız yok!" "Sadece denemeliyiz." dedim ve çantamın içinden zırhımı ve kılıcımı çıkardım. Artık hazırdım. Ash de öyleydi. Birden iki tane Harpy karşımıza geldi. Düşmanınız iyice artmıştı. Ash'e dönüp "İki adam ve bir harpy benim. Geri kalanını halledebilirsin değil mi?" "Tabii ki. Hadi başlayalım." Savaş narası atıp yaratık gurubuna atıldım. Adamlardan biri "Bu halde bile seni yenebiliriz. Gel bakalım." Birden yanımdan ışık hızında ok geçti. Bir adam toz olmuştu bile. Hemen ileri atılıp geri kalan adamları da bıçağımla deştim. Geriye sadece iki Harpy kalmıştı. Mutluluktan kahkahalarıma engel olamadım ve güldüm. Bu şekilde biraz piskopata benziyordum ama umurumda değildi. Ash yanıma geldi. İkimiz savaş pozisyonumuzu aldık. O okunu gerdi ve ben de kılıcımı hazırladım. Aynı anda harekete geçtik ve iki Harpy de gözden kayboldu. Yorulmuştuk. "Bayağı eğlendik ha?" "Ne demezsin..." "Artık Kamp'a dönme zamanı geldi." İkimiz de pegasuslarımızı çağırdık ve geri döndük.