Bütün herkes uyanmıştı. Kendimi fazlasıyla atak hissediyordum. Yeniden o çekingen halimden kurtulmak çok güzeldi; eski halime döndüğümü hissettikçe mutlu oluyordum. Etrafımdaki çoğu kişinin bana garip bakışlarıyla karşılaşmış olsam da umursamadım.
Pencerenin tozunu alıyordum birden yanıma April geldi. Bir an için göz göze geldik.Bir an için dış görünüşümüzün benzediğini düşündüm. Sanırım annelerimiz aynı olduğu için. Ne kadar akıllıyım değil mi? Derinden bir gülümseme yolladım April'e. Kendimi çok atak hissettiğim için bağırmadan edemedim.
"Tuvaletleri içinizden en son uyanan temizlesin."diye bağırdım, tamam bu benim işim değildi; ama kendimi dengesizliğimin son demlerinde, gibi hissediyordum. Güle oynaya herkesin temizliğe başladığını fark edince gülümsedim. Kardeşlerimden birinin oflayarak yukarı çıktığını görünce dayanamadan güldüm. Herkes eline bir şeyler almış temizlik yapıyordu. İşte bu birliği seviyordum. Aslında daha adını bilmediğim kardeşlerim vardı. Karıştırmayın orasını.
Kardeşlerim, temizlik yaparken istekli görünmüyorlardı. Sanki büyük bir zorlama varmış gibiydi. Birden kendimi yarış atı gibi hissetmiştim. Herhangi bir sınav mıydı bu? Hayır, ama yapılması gerekiyordu. Bazı şeyler de ciddilikten uzak olarak son safhada yapılabilir bence. Birden yerde demin insanları uyandırmak için kullandığım kova gözüme takıldı. Yanında da birkaç kova daha vardı. Elimdeki bezi bıraktım ve yataktan aşağıya indim. Gördüğüm bütün boş kovaları topladım ve ters döndürdüm.
Belki de her şeyi daha eğlenceli hale getirebilirdik. Elime ilk bulduğum şeyi geçirdim. Baktığımda bunun bir deniz gözlüğü olduğunu fark ettim. Gülmeden edemedim. Deniz gözlüğü, yeterli değildi, en azından benim yapmak istediğim için. Biraz daha bakındım ve bir kaşık buldum. Kaşığı sıkıca kavradım ve kovalarımın başına geçtim.
Önce iki defa kovaya vurdum ve kardeşlerimin ilgisini çekmeye çalıştım. Birkaç bana dönene kafayı fark edince içimden geçen bir biçimde bu sefer daha ahenkli olarak kovalara yavaş yavaş vurmaya başladım. Ne yaptığımı anlayan birkaç kişi de ellerindeki bezleri duvara ritimli bir şekilde sürtmeye başladılar. Süpürgeler, arkadan cırt cırt diye efekt veriyordu. Evet, hayatın ritmi varsa bu da temizliğin ritmiydi. Dum tıs tıs cık cık cık tıs taka tıss tıss Kardeşlerimin eğlenmeye başladığını fark edince daha çok gaz vermek için çevremde bulduğum her şeyle müzik yapmaya devam ettim. Bir yandan temizlik yapıyor ve bir yandan da eğleniyorduk.
"Heey, hadi bakalım, temizliğin ritmi..." dedim ve kimi zaman alkış sesleriyle kardeşlerimi gaza getirmeye çalıştım. Giderek artan seslerle gerçekten hoş bir ortam oluyordu. Birden ritmimizin "We will rock you" adlı şarkıya kaydığını hissedince dayanamadan kahkahalar attım.