Kampa geleli çok olmasına rağmen hala Kılıç kullanmasını bilmiyordum. Bu gereksinimi en kısa zamanda halletmem lazımdı. Canavarlarla dövüşürke bıçaklarım iş görüyordu ama kılıç kullanmayı bilmeyen melez, melez sayılmazdı -bence yani. O yüzden uyanıp yüzüme biraz su çarptım ve dersliklere doğru yol aldım.
Kılıç dersliğine geldiğimde içeride tahmin ettiğim üzere in cin top oynuyordu. Ne de olsa saat daha sabahın dokuzuydu. Bu saatte uyanın melezler de vardı elbette ama sayıları azdı. Belki yakınlarda birileri vardır umuduyla "Hey! Kimse yok mu?" diye bağırdım. Bağırmak her zaman ses getirirdi. Bu sefer de öyle olacaktı.