Kampta hiç heyecan yoktu. Nerede ise paslanacaktım. Kuklalar ile antrenman yapmak bana çok saçma ve sıkıcı geliyordu. Roma da işler böyle yürümezdi. Her an ölme riskimiz vardı. Burası ise oldukça farklıydı. Kılıç talimlerinde bile yaralamaya izin yoktu. Böyle saçma iş mi olurdu canım ? Kherion bize ormana gitmememizi, orada çok fazla yaratık olduğunu söylemişti. Biraz gerçek heyecanın tam zamanıydı. Ayrıca Zırh Deşen'in son halini denemek için iyi bir fırsattı. Akşam yemeğinden sonra gizlice ormana daldım. Üstümde hiç bir zırh yoktu. Aslında biraz tehlikeli bir işti şu an yaptığım. Ama ben 6. Lejyon'un lideriydim. Saçma böceklere pabuç bırakıcak halim yoktu. Hem Romalı gibi dövüşmeyeli uzun zaman olmuştu. Ormanın iyice derinliklerini girdiğimde kamptan hiç ses seda yoktu. Elimi havaya kaldırdım ve '' Uyan Zırh Deşen'' diye bağırdım. Kılıcım babam Vectum'un yanından yok olup elimde belirdi. Kabzasını tuttuğum anda babamın vücudundan benimkine kas geçişi oldu. Artık daha da güçlüydüm. Kılıç o kadar ağırdı ki yanımda her hangi bir eşya olarak taşıyamıyordum. Bu yüzden kılıç ben istediğim zaman elimde beliriyordu. Kullanmadığım zamanlarda ise babam Vectum'un yanında duruyordu. Kılıcım elimde olunca özgüvenim inanılmaz bir derece artıyordu. Yanımda bu kılıç varken herkeze meydan okuyabilirdim. Etrafta dolanmaya başladım. Biraz gezinince ilk avım ile karşılaştım. Tam karşımda bir Harpya duruyordu. Tısslayarak '' Aksssam yemeğii'' dedi. Gülmekle yetindim. Bana doğru hızla uçmaya başladı. Benim yerimde başka bir melez olsa üstünde zırh yokken bu yaratıktan kaçması gerekirdi. Fakat Harpya bu sefer sert kayaya çarpmıştı. Tam uçarak bana bir pençe savuracaktı ki Zırh Deşenimi içinde hissetti. Çığlığı basarak kuma dönüştü. Kılıcımı sol elimde bir tur çevirdikten sonra yola devam ettim. Biraz daha büyük biraz daha heyecanlı bir şey arıyordum. Aradığım şeyi bulmam uzun sürmedi. Kokumu almış olacak ki yaklaşık 4.5 metre uzunluğundaki bir örümcek önüme atladı. Eğer iç güdülerim olmasaydı akşam yemeği olmuştum. Dönüp yaratığa baktım. Bu seferki ciddi bir sorundu. 4.5 metre boyunda bir örümcek ile zırhsızken karşı karşıya gelirseniz kaçın. Tabii eğer romalıysanız iş değişir. Savaş alanından kaçmak romada en ağır suçlardan biridir ve ne olursa olsun savaşın bitirilmesi gerekir. Bende öyle yapıcaktım. Bu yaratık zırh deşen ile yaptığım sert bir vuruşa kesinlikle karşı koyamazdı. Sorun şu ki bu halde ona o kadar yaklaşamazdım. O yüzden onun saldırmasını bekleyecektim. Fazla beklememe gerek kalmadı. Yaratık bağırarak üzerime atıldı. Ön ayakları ile sürekli saldırılar yapıyor ben ise sağa sola aşşağı yukarı kaçarak bunları savuşturuyordum. Yaratık zeki çıktı ve bu sefer nereye hamle yapacağımı önceden kestirdi. O yöne doğru saldırı gerçekleştirdi. Ani bir refleks ile bana saldırdığı kolunu param parça ettim. Yaratık acı içinde bağırarak geri çekildi. Aslında bu iyi olmuştu . Soluklanmak için vakit bulmuştum. Gerçekten paslanmıştım. Normalde bu hızda dövüşü 4 -5 saat idare etmem gerekiyordu ama 1 saat zar zor dayanmıştım. İlk fırsatta bitirici hamlemi gerçekleştirmem gerekiyordu. Yaratığın bana bu fırsatı vermesi çok geçikmedi. Üzerime doğru hızla koşturmaya başlayınca sanki kaçıyormuş gibi yaptım. Yaratık tam enseme geldiğinde oldukça atik bir hareketle durdum ve kılıcımı suratına doğru savurdum. Kılıcım yaratığın kafasını almıştı. Kafa sol yanıma düştü ve yavaş yavaş kum olmaya başladı. Ben de kaslarımı açmış olmanın mutluluğu ile kampa doğru yürümeye başladım.