Cornelia bana gelip kehanet görevinin olduğunu ve benimle beraber bir Poseidon, bir Hephaistos, bir Ares ve bir Hypnos çocuğunun olması gerektiğini anlattı. Bu konuda Lia'yı seviyordum, her görevde beni de çağırıyor, kendimi ispatlamama yardımcı oluyordu. Onunla beraber bizim kulübeden çıkıp melez kafeye doğru ilerlemeye başladığımızda yanımıza nefes nefese bir şekilde Sere geldi. Bana selam verip hızlıca Lia'ya dönerek "Acil seninle konuşmamız gerek, yapacaklarımız var. Lucy'de bizi bekliyor, hadi Lia gel benimle." dedi ve Lia'ya ne yapacağını anlamak için baktı. Lia bana dönerek "Üzgünüm Eliesha demek ki kehanetteki Poseidon çocuğu ben değilim. Sana kardeşlerimden uygun olanını yolluyacağım, sen şimdi melez kafeye git ve diğerlerini bul." diyerek Sere ile yanımdan uzaklaştılar. Bu olanlara inanamıyordum. Beni Çağıran Lia'ydı ama kehanette o yoktu. Sıkıntıyla iç çektim ama yine de görevden vaz geçmeyerek melez kafeye doğru ilerlemeye başladım. Kafede Nicole, David ve Peter vardı. Yanlarına gidene kadar beni görmemişlerdi. Masa da başlarına dikildığım sırada Nicole bana ve yanımda Lia'nın olmayışı dikkatini çekmiş gibi etrafa bakındı ve "Neler oluyor?" diye sordu. Şimdi bir de onlara olanları anlatmak ve gerekliydi. İç çektim ve "Lia'yı Sere çağırdı ve onunla gitti. işleri varmış, acil durummuş. Bana kehanetteki Poseidon çocuğunun kendisi olmadığını söyledi ve kardeşlerinden birini yollayacağını da haber verdi." dedim ve hepsine tek tek baktım. Şaşırmış görünüyorlar, sessizliklerini koruyorlardı. Sonunda aralarından biri bu gergin sessizliği bozarak konuşmaya başladı.