Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 13. Temizlik denetlemesi

Aşağa gitmek 
+2
Julia Fackrell
Edward Kevin Hawke
6 posters
YazarMesaj
Edward Kevin Hawke
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Edward Kevin Hawke


Mesaj Sayısı : 2581
Kayıt tarihi : 05/09/10

13. Temizlik denetlemesi Empty
MesajKonu: 13. Temizlik denetlemesi   13. Temizlik denetlemesi Icon_minitimePerş. Mayıs 12, 2011 7:18 am

Uyandığımda yatağım yerine yerde uzanıyordum. Başım ağrıyordu ve hareket etmiyordum. Hiç hareket etmeyi istemiyordum. Buna karşılık kalbim deli gibi atıyor , sanki bir koşu maratonundan çıkmışım gibi nefes alıyordum. En sonunda sadece gözümü kullanarak kenara baktım ve açık olan bilgisayarımı gördüm. Elimi uzattım ve onu kapatmaya yeltendim.
İşte o anda her şey gerçekleşti…
Elime baktım. Yani elim olduğunu düşündüğüm şeye. Kalbimin deli gibi atması yeterli değilmiş gibi biraz daha hızlandı. Nefes alışım çok daha hararetlendi. Elimin olduğu yerde… Yani derimin üstünde bir şey vardı. Siyah ve neredeyse hiç göremeyeceğim kadar küçük altıgenlerden oluşan yeni bir deri benim derimin üstünü kaplamıştı. Elimin üstündeki şeyin şokunu atlatamadan şaşkın bir şekilde gözümü kırpıştırdım. O anda inledim…
Her gözümü kırpışımda oda değişiyordu. İlk gözümü kırptığımda kolumun üstünde bir kutucuk belirdi. Üstünde sağ kol yazıyordu. İkinci kez kırptığımda ise her şey termal görüşteki gibi kırmızı ve mavi oldu. Üçüncüde 3.5 metre ilerideki tablomun üstündeki minik yazıyı gördüm. Dördüncüde ise resmen tablodaki mikro organizmaları görmüştüm.
Kalbim sanki kriz geçiriyormuşum gibi göğsümden fırlarcasına atmaya başladı. Nefesim kesilmişti , nefes alamıyordum. Kalbim resmen patlamak üzereydi ve akciğerimle birlikte güzel bir ikili olacaklardı. O anda… işte tam o anda sesi duydum…

-Yaşam seviyesi kritik. Nano sağlık ünitesi başlatılıyor…

İşte o anda odada yalnız olmadığımı anladım. Ses resmen beynimin içinden geliyordu ama odada kimse yoktu. Yavaşça dizlerimin üstüne kalktım. Yatağıma dayandım ve tamamen ayağa kalktığımda resmen şok geçirdim.
Burası benim odam değildi. Dolabımın önünde iki tane silah vardı. Yatağım benimkine hiç benzemiyordu. Masamın kenarında birkaç kağıt ve çizim vardı. Burası kesinlikle benim New York’taki odam değildi ! Neredeyim ben ?!?
O anda o sesi yine duydum. O ince kadın sesi yine beynimin içinde aniden yankılanınca irkildim.

-Hafıza silme işlemi tamamlandı. Hafıza parçaları dağıtıldı. Nano giysinin güncelleştirme aşamasına başlanıyor…

O güzel ses sonlara doğru nedenini bilmiyordum ama bir şekilde kalınlaşmıştı. Pek de fark edilecek kadar değildi ve önemsizdi ama yinede bunu anlamıştım. Bunu aklıma alıp üstümdeki bu şeyi incelemeye başladım.
Kadın Nano giysi diye bir şey demişti. Üstümdeki tek şey bu olduğuna göre sanırım kastettiği giysi buydu. Ellerim ve ayaklarım başta belirttiğim gibi siyah bir deriyle kaplanmış gibiydi. Kendimi buna karşılık olarak hem çok berbat hissediyordum hem de çok güçlü. Kadının dediği şey işe yarıyordu bu arada. O sağlık ünitesi diye bir şey demişti ya. İşte o çok iyi geliyordu. Kalbim deli gibi atmayı bırakmış , normale dönmüştü. Nefesimde sanki yeni yoga falan yapmışım gibi rahat ve düzgündü. Yinede hala bulunduğum olayın şokundan çıkamamıştım. Aklımda binlerce soru dönüyordu. Neredeyim ben ? Bu şey de ne ? Ne oluyor ?... onlarca soru kafamın içinde baş ağrısıyla birlikte dönüyordu. Kafamın karışıklılığına inledim ve gerindim. Bilgisayarım hala açıktı ve bir dosya hala açık duruyordu.
Yavaşça bilgisayara ilerledim ve mausu elimle tuttum. Dosyayı açtım. İçinde bir okuma metni vardı ve altında Edward Kevin Knıght yazıyordu. Dosyayı açtım ve okumaya başladım…

Kevin… bu satırları okuyorsan şu anda neler olup bittiğini bilmiyor ve kafan karışık şekilde bilmediğin bir yerde uyandın demektir. Panik yapma. Burası melez kampı bu yazının sonunda buranın ne olduğunu açıklayacağım. Şimdi üstündeki şeye gelelim. Onun adı nano giysi yani NanoSuit. Bu giysinin üç özelliği var. Güç , hız ve zırh. Bunlarla ilgili bilgileri masanın yanındaki kağıtlarda bulabilirsin. Hiçbir şey hatırlamıyor olmalısın. Sakın panik yapma. Hafızan geçici olarak silindi çünkü üstündeki giysi şu anda kendini geliştiriyor. Hafızanın silik olduğunu biliyorum bu yüzden bu yazıyı bu yerde gördüğün Tiffany ve Ange adlı kişilere göstermeni istiyorum.

Tam o anda bilgisayarda yeni bir pencere açıldı ve bunun içinde birokuma metni vardı. Bunu pas geçip kendi metnime döndüm.

Hafızandaki parçalar yerine oturacak. Ama bunun kolay olacağını sanmıyorum. Hafızan Nano giysini hafızasına yani erişimsiz bölgeye gitti. Hafızanı kazanman haftalar alabilir veya bir gün bile sürebilir bilmiyorum ama tek bildiğim bu hafızaları geri kazanman kolay olmayacak. Erişimsiz bölge nano giysinin son derece ileri teknolojisiyle koruma altında. Yani oraya girmek için Kevin olduğunu kanıtlamalısın.

Yazının sonuna gelmiştim ama en alta bir not koyulmuştu.

Not: Burada Mark adlı bir çocuk var. Seni sever istersen onu ve Yon’u yanına alabilirsin…

Yavaşça bilgisayardan uzaklaşmaya çalıştım. Ama giysi buna izin vermedi. Kadın sesi veri transferi yapıldığını belirtti ve beni bilgisayara yaklaştırdı. Daha mausu elime alamadan kadın sesi transferin tamamlandığını ve bilgisayardan uzaklaşabileceğimi söyledi.
Yere yığıldım. Olanların şoku içinde öylece yere yığıldım. Bunu yapmış olamazdım bu olamazdı. Melez kampı da neyin nesiydi ? O anda… işte tam o anda kadının sesini duydum

-Melez kampı…Hafıza 1 tire 1… Veri tabanı açılıyor.

Kendimi bir okulun içinde buldum… oradan evde ve oradan da bir ormanın içinde yol alırken… Her şey hızlı çekimde gerçekleşiyordu. Aradan neredeyse 3 saniye yeni geçmişti ki kendime geldim. Yeniden o yatağa yaslanmış ve yerde otururken buldum kendimi.
Evet melez kampını hatırlamıştım. Buraya gelişimi . Annemin bana tanrıların gerçek olduğunu söylemesini. Arkadaşım Mike’ı… her şeyi sadece üç saniye içinde hatırlamıştım. Burası benim kulübemdi.
Ya sonra ?... hiçbir şey hatırlamıyordum. O andan sonrasını hatırlamıyordum. Kapıya gelmiş ve kapıya vurmuştum. Bundan sonrasını ne kadar uğraşsam da hatırlayamıyordum.
Yavaşça ayağa kalktım ve masamın yanındaki kağıtlara doğru ilerledim. Kağıtları elime aldığımda keşke başımdaki şu şey olmasa diye düşündüm.
O anda yüzümdeki tanecikler kayarak kafamdan giysiye doğru gitmeye başladı. Gözlük bir anda kayboldu ve aynaya baktığımda derin bir nefes aldım. Hala yüzüm aynıydı. Yani kasket gittiğinde yüzümün farklı olmasından falan korkuyordum. Kağıtlara döndüm.
Birinci kağıtta güç modu yazıyordu. O anda yine bir Flashback yaşadım ve bir sürü anı beynime doldu. Giysinin kırmızılaşması ve bir şeyleri kolayca bükmem. Bir canavarı birkaç metre ileriye atmam. Yumruğumla bir şeyleri parçalamam gibi. Kabul etmeliyim ilginç gelmişti. İkinci kağıtta hız modu yazıyordu. İlk önce olanların aynısını burada ve üçüncü kağıtta yazan zırh modunda da yaşadım. Bu şeyler olduktan sonra nedenini bilmiyordum ama nasılsa rahatlamıştım. O anda kadın sesi yine geldi…

-Görev… Ange , Tiffany , Mark ve Yon’u bul…

O anda reflekslerim devreye girdi ve anında dolabın yanındaki silahımı aldım. Silah elimin içinde kayboldu. Ellerimi sıktım ve kapıya doğru yöneldim giderken leptopumun da kapağını kapatıp odadan çıktım.
İçeride bir kız vardı. Çok güzel di ve sevimliydi. Sanırım oturma odasını temizliyordu. Saçları sarıydı ve omuzlarının altına kadar geliyordu. Kız beni görünce doğruldu ve gülümsedi. Dişleri bembeyazdı. Doğrulduğu anda üstündeki turuncu tişörtün üstünde yazanı gördüm. Melez kampı. Daha ben bir şey diyemeden o konuşmaya başladı.

-Günaydın ağabeycim. Temizliğe hazır mısın ?

Sesi çok sevimliydi. Bu sesi bir yerden hatırlıyordum. Zekamı zorladım ve bunu nereden hatırladığımı anlamaya çalıştım. Ama sonra düşünmeyi bıraktım. Zaten hiçbir şey hatırlayamıyordum. Kızı incelemeye başladım. Gözlerimi kıstım ve ona bakmaya başladım. Bunu fark etti ve biraz şaşırmış bir gülümsemeyle bana baktı

-Bir şey mi oldu ?

Birkaç saniye konuşmadım. Sadece ona baktım ve düşündüm…

-Adın Tiffany’mi ?

Gülümsemesi biraz daha ilginç bir şekil aldı ve sanki dalga geçiyormuşum gibi bana baktı.

-Şaka mı yapıyorsun ? Evet…

O anda yine o kadının sesini duydum. Yine kafamın içinde…

-Görev yüzde… yirmi beş tamamlandı…Görev güncellendi… Ange , Mark ve Yon’u bul…

Kıza baktım ve derin bir iç çektim…

-Sana bir şey göstermem gerek…

Laptop’u açtım ve kendime gönderdiğim mesajda söylenen dosyadaki okuma metnini açtım. Masaya koydum ve Tiffany’de yanıma oturdu. Okuma metnini okumaya başladım…

Tiffany… Şu anda yanında olan Kev hafızasını kaybetti. Bunun nedeni nano giysiye yeni güncelleştirmeler yapmam gerekmesiydi. Her neyse bana gelelim. Hafızam yerinde değil yani kimseyi hatırlamıyorum. Hafızamın toparlanması günler hatta haftalar alabilir ama sana nasıl hafızamı toplayacağımı söyleyeceğim. Hafızamdan parçalar kulübedeki belirli bölümlere yayıldı. Bu noktaları bulması için giysiyi ayarladım. O noktalara yaklaştığımda bir sinyal alacağım. Ama işin zor kısmı bu değil. Noktaları bulduğumda hafızamı toplamam için giysi ben olup olmadığımı kontrol edecek ve bu şeyler zor olacak. Giysi beni kendi geliştirdiği bir yere yollayacak. Burada benim olup olmadığımı kontrol edecek seçimler vermem gerekecek. Kötü haber buydu. Ama iyi bir haber var. Giysi en yakınımdaki iki kişiyi daha benimle gönderecek. Bunları nasıl ayarlarsınız bilmiyorum. Lütfen bana yardım et.
Bu arada lütfen şu anki halimle pek dalga geçme. Şuan pek de espri anlayışına sahip olduğum söylenemez. Katillikten yeni çıkmış biriyim. Yani güvenimi kazanman gerekecek…
Seni seviyorum küçük kardeşim Kev…

Tiffany sanki şok olmuş gibi başını kaldırdı.

-Kev yine ne yaptın ?...

Ona baktım ve bende şaşırdım. Biri beni önemsiyordu… O güzel gözlere dayanamadım ve nasılsa bende üzüldüm… Ağzımı açtım ve kafamı salladım…

-Bilmiyorum…

Bana dikkatlice baktı. Yani öyle bir baktı ki sanki içimi okuyordu. O anda anladım bana yardım edecekti. Nedense içimde onu çok sevmiştim. Yani öyle böyle değil… sanki ona her şeyi anlatabilirmişim gibi hissetmiştim. Sadece bir anlığına bile olsa ona sarılmak istemiştim. Bana bakmayı bıraktı ve gözlerini yere dikti…

-Ange’i bulsak iyi olacak…

Ange’i yazıda belirttiği yerden hatırlamıştım. Ama bundan farklı olarak çok garip hissetmiştim. Aynı anda hem kahkaha atıp hem de kulübeden kaçmak istiyordum. Kafamı salladım ve Tiffany’nin yerinden kalkmasını izledim. O kalkmıştı ama ben hala yerimde duruyordum. Her şey çok garip geliyordu. Yani bir gün böyle şeylerin olabileceğine kim inanırdı ki ?... Beni yerimden kaldıran şeyler yine o gözler oldu. Bu kızı tanımıyordum… ama nedense o tehlikede olursa kendi canımdan bile fazlasını vereceğimi hissediyordum. Bu garip duyguyla birlikte ayağa kalktım ve onu takip etmeye başladım.
Koridordan geçerken birkaç baş bazı odalardan çıktı ve bana baktı. Bazıları sırıtıp bana çak işareti yaptı. Bir tepki vermeyince ise garip bir şekilde bakarak odaya geri girdiler. Koridorun sonuna vardığımızda Tiffany soldaki kapıyı çaldı. Üstünde Ange yazıyordu.

-Girin

İçerdeki ses çok melodikti. Sanki içeride bir müzik sanatçısı var gibi bir şey hissettim. Tiffany kapıyı yavaşça açtı ve içeri girdi. Bende arkasından onu takip ettim. İçeri girdiğimde temiz bir koku etrafımı sardı. Her yer mükemmel biçimde temizlenmişti. O anda yatağını düzelten kızı gördüm. Yavaşça bana döndü ve gülümsedi

-Temizliğe hazır gibisin Kev…

İşte o anda yine o duyguyu yaşadım. Gözüm hemen açık olan cama kaydı. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum ama yapmıştım işte. İçimde hemen buradan kaçmamı söyleyen garip bir istek vardı. Duygularımın şaşkınlığına aldırmadan Ange’e bakmaya devam ettim.
Çok güzel bir kızdı. Bir sürü erkeğin peşinde koşacağı tiplerdendi. Demin ki duygularımı saymazsak. Onu da tıpkı Tiffany’e istediğim gibi sarılmak istemiştim. Kendimi zor tuttum ve o anda onun gözlerini fark ettim. Güneş kadar sarıydı… tıpkı benimki gibi ve Tiffany’nin…

-Siz benim kardeşlerimsiniz ?

Bu sözcüğü sadece düşünmüştüm ama benim iradem dışında ağzımdan çıkıvermişti. Ange bana gözlerini kısarak baktı. Hala gülümsüyordu ama bana şüpheli bir biçimde bakmayı da ihmal etmiyordu. O anda Tiffany yanımda iç çekti ve leptopu elimden aldı. Açıp Ange’gösterdi. Birkaç saniye sonra Ange gözleri büyümüş şekilde bana bakıyordu…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Julia Fackrell
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Julia Fackrell


Mesaj Sayısı : 482
Kayıt tarihi : 15/02/11

13. Temizlik denetlemesi Empty
MesajKonu: Geri: 13. Temizlik denetlemesi   13. Temizlik denetlemesi Icon_minitimePerş. Mayıs 12, 2011 8:18 am

13.Temizlik denetlemesi ah ah... Sabah babam yola çıkar çıkmaz uyandım (Güneş doğra doğmaz yani) ve benim bir tanecik Piskopat kardeşimi uyandırmak üzere odasına daldığımda anladım ki en erken kalkan ben değilmişim çünkü odada Ange ve Tiff vardı. Ama asıl anormali (Kev için bile) saçları dağılmış ve üzerinde yeni bir tür zırh ile boş boş Ange ve Tiff'e bakan Kevin söylediğiydi:
-"Siz benim kardeşlerimsiniz ?" ne bu bir şaka mı? ooh hayır bu bir şaka değil Kev bunları söyler söylemez ağzım açık kalmış bir şekilde odaya daldım ve Kev'in karşısına geçerek;
-"Kev sen şaka mı yapıyorsun? Ne yani Ange ve Tiff'i tanımıyormusun? Benim kim olduğumu biliyormusun?" Birden Kevi soru yağmuruna tutmuştum.Sonra Kev'in zırhından kısık bir ses geldi;
-Dikkat aşırı yüklenme!!!
ve Kev sanki başına ok saplanmış gibi başını tutarak dengesini kaybetti. Hemen Kevin yanına gittik (bu sanırım bir refsleks) ve onun ayağa kalkmasına yardım ettim sonra Kevin yüzüne bakarak;
-Şey özürdilerim sen iyimisin? dedim oda ayağya kalktıktan sonra bana bakarak her şeyi anlattı;
-Şey evet sanırım iyiyim, neyse hem bu senin suçun değildi uyandığımda üstümde giyinik bir şekilde bulduğum bu zırhın suçu kendini geliştire bilmek için hafızamı silmiş.Kendimi denek faresi gibi hissediyorum bu şeyi üstüme takanı bir bulursam... sonra Kev bana birkaç işgence planı anlattı sevinmiştim hala benim Piskopat kardeşimdi bunu onada söylemek istedim;
-Hafızanı silmiş olabilirler ama sen hala Kev'sin yani benim piskopat kardeşim Laughing
Şey pekala peki bu gün temizlik günü ve temizlik yapmamız gerekiyor kazanıp Athena klübesini yenebilmemiz için... dedim.
-Ahh evet Athena klübesi ve temizlik bunu biraz hatırladım... aaahh Mad ... sanırım bu şey hatılamamı değilde nasıl kulanıldığını öğrenmemi istiyor... dedi biran kendimi biraz uzak ihesettim sonra Kev'e zarar vermemek için oradan gitmeye karar verdim. Ama Kev'i hafızası silik bir şekilde orada bırakamazdım. Sonra aklıma arkamdaki kardeşlerim Tiff ve Ange geldi onlar benden önce gelmişlerdi her halde her şeyi ve ne yapmaları gerektiğini biliyorlardır diye düşündüm ve Kev'le vedalaştım;
-Temizlik günü benim temizlik yapmam gerekiyor sende biran önce şunu kullanmayı öğrenKim bilir belkide temizlikte işimize yarar Very Happy dedim ve temizlemek üzere odama geri döndüm...
Odama giderken Marky'nin odasının önünden geçtim ve aklıma Marky'nin Kev'in şu NanoSuit blmem nelerinden çok iyi anladığına hatırladım ve hemen Marky'nin odasına daldım;
-Hey Marky uyan hadi... dedim ama bunun işe yaramadı
-Şimdi olmaz temizliğe sonra yardım ederim... sonra aklıma çok iyi bir yöntem geldi;
-HEY MARKY HEMEN UYANMALISIN ÇÜNKÜ KEV'N ÜSTÜNDE YENİ BİR ZIRH VAR,ONU NASIL KULANACAĞINI BİLMİYOR,KULANMAYI ÖĞRENMESİ LZIM,ÇOK ACI ÇEKİYOR VE HAFIZASINI KAYBETMİŞ BİR DURUMDA... diye bağırdım ve Marky anında yataktan fırlayıp bağrarak Kev'in odasına koştu o kadar hızlıydı ki önce bana sonrada neredeyse kapıya çarpıyordu ve öylesine bağırmıştı ki diğer kardeşleri teker teker uyandırmya gerek kalmamıştı çünkü hepsi Marky'ni sesi ile savaş var sanıp pijamaları,kalkanları ve kılıçlarıyla koridora sardırmıştı;
-BEKLE BENİ KEV GELİYORUMMMMMMM...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Mark William Trully
Apollon'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Apollon'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mark William Trully


Mesaj Sayısı : 348
Kayıt tarihi : 12/02/11

13. Temizlik denetlemesi Empty
MesajKonu: Geri: 13. Temizlik denetlemesi   13. Temizlik denetlemesi Icon_minitimePerş. Mayıs 12, 2011 8:55 am

"Önümde eğil Kronos!" evet en sonunda istediğim olmuştu zaman tanrısı Kronos önümde diz çöküyordu evet az kalmıştı ve birden bir ses ile irkildim "HEY MARKY HEMEN UYNAMALISIN ÇÜNKÜ KEV'İN ÜSÜTNDE YENİ BİR ZIRH VAR,ONU NASIL KULLANACAĞINI BİLMİYOR,KULLANMAYI ÖĞRENMESİ LAZIM,ÇOK ACI ÇEKİYOR VE HAFIZASINI KAYBETMİŞ DURUMDA..." o an bir refleks ile yatağımdan takla atarak çıktım kolumdaki saatimden kılıcımı çektim ve duvardaki kalkanla koridora koştu Kev odasında yoktu diğer odalara baktım en sonunda onu Ange'nin odasında buldum koşarak yanına gittim beni görünce irkilmiş olmalı her halde kolu kızıllaştı ve beni boyunmdan tutup duvar yapıştırdı sonra bir çatırdama sesi duydum ve duvardan gelmesi için dua etmeye başladım ve Julia çığlığ bastı Kev'e artık yalvarmaya başladım "Kev yeter artık bu sen değilsin sen böyle bir süikastçi değilsin aahh yapmaaaaa" Kev garip bir biçimde baktı beni yavaşça bırakmaya başladı tabi ben o an ne yapacağım diye düşünürken kalkanı alıp Kev'in kafasına salladım bir geriledi ve Tiff bağırdı "Mark ne yapıyorsun sen!" sesi hem korkmuş hem de biraz şaşkın geliyordu bende ona "O gerçek Kev olamaz kesin bu bir robot Kev böyle bir değil" dedim ve kalkanla bir daha vuracakken Kev kalkanı tutup dışarı attı tabi camıda kırdı bende kılıcımı ona sallamaya başladım o sırada Teo ve Yon kapıdan içeriye girdiler Teo "Mark ne yaptığını sanıyorsun senin hain olduğunu tahmin etmeliydim kesin Gigantlar için çalışıyorsundur" dedi.Ona bağırarak "Ağzından çıkanı kulağın duyuyormu robot Kev'i yok etmeye çalışıyorum" dedim.O anda Ange bana bir şey okumaya başladı:

Mark... Şu anda yanında olan Kev hafızasını kaybetti. Bunun nedeni nano giysiye yeni güncelleştirmeler yapmam gerekmesiydi. Her neyse bana gelelim. Hafızam yerinde değil yani kimseyi hatırlamıyorum. Hafızamın toparlanması günler hatta haftalar alabilir ama sana nasıl hafızamı toplayacağımı söyleyeceğim. Hafızamdan parçalar kulübedeki belirli bölümlere yayıldı. Bu noktaları bulması için giysiyi ayarladım. O noktalara yaklaştığımda bir sinyal alacağım. Ama işin zor kısmı bu değil. Noktaları bulduğumda hafızamı toplamam için giysi ben olup olmadığımı kontrol edecek ve bu şeyler zor olacak. Giysi beni kendi geliştirdiği bir yere yollayacak. Burada benim olup olmadığımı kontrol edecek seçimler vermem gerekecek. Kötü haber buydu. Ama iyi bir haber var. Giysi en yakınımdaki iki kişiyi daha benimle gönderecek. Bunları nasıl ayarlarsınız bilmiyorum. Lütfen bana yardım et.
Bu arada lütfen şu anki halimle pek dalga geçme. Şuan pek de espri anlayışına sahip olduğum söylenemez. Katillikten yeni çıkmış biriyim. Yani güvenimi kazanman gerekecek…
Seni seviyorum küçük kardeşim Kev…


Bayağı bir şaşırmıştım Kev'e döndüm "Madem gerçek Kev'sin kanıtla o zaman sana inanırım" dedim.Kev bana garip bir şekilde baktı ama birden kafama dank etti robotların kanı olmaz eğer bir şekilde Kev'in serap yapmasını sağlarsam bu işi çözerim diye düşündüm o an Kev beni köşeye sıkıştırdı yumruğunu bana dayadı tam tahmin ettiğim gibi saklı bıçak mekanizması harekete geçmişti tam bana değerken eğildim ve Kev'in koluna tekme attım Teo'ya bağırdım "Teo kolunu çizmesini sağla çabuk!" Teo koştu Kev kolunu alıp diğerini götürmeye çalıştı Kev onu itti tabi arkasına baktığı için bende bunu fırsat bilip kılıcımla kolunu hafifçe çizip kolna vurdum kan damlaları havaya fırladı birden bir Kev daha oluştu gülümseyerek Kev'e döndüm "Kev sakin ol ben senin kardeşinim benim Mark" dedim.Kev bana baktı ve "Mark?" dedi o sırada Kev'in bilgisayarı bir şey söyledi "Görev yüzde... otuz beş... tamamlandı... görev güncellendi... Yon'u bul"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Julia Fackrell
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Julia Fackrell


Mesaj Sayısı : 482
Kayıt tarihi : 15/02/11

13. Temizlik denetlemesi Empty
MesajKonu: Geri: 13. Temizlik denetlemesi   13. Temizlik denetlemesi Icon_minitimeSalı Mayıs 17, 2011 8:14 am

Marky Kev'in odasına yolladıktan sonra odama döndüm ve temizliğe dolabımı toplamak ile başladım. Beyazlar,sarılar,maviler... ve tam kırmızıları katlamaya başladığımda Marky'in bağırışlarını duydum Kev onun kemiklerini kırıyordu,bunu duyabiliyor hatta neredeyse hidediyordum çünkü benim odamla Kev2in odası yanyanaydı ve Marky duvara vurup kaburgalarını kırdığıda duvardaki rafım yere düştü. Sonra kırmızı kıyafetlere bakıp...;

-"Iyk kırmızı kan öyk en iyisi dolabımı sonra topalyayım..." dedim ve yere düşmüşrafı yerden kaldırıp yerine tekrar

astım sonra da kitapları üstüne boy ve kalınlık sırası ile yerleştrmeye başladım... Bu iş bitince yatağımı toplayıp çarşafları değiştirdim ve sonra yeni çarşaflar alıp yatağımı topladım, ardından çalışma masamın üstündeki çizmleri ve şarkı sözlerini ayırıp düzgün bir şekilde yerleştirdim.Sonra koltuğumun üstündeki kıyafetleri topayıp dolabımın önüne yığdım ve ayırmaya başladım... Yaklaşık yarım saat kadar sonra dolabım bitmişti ve yerdeki çarşaflara takılıp yere düştüm.

-"Ahh çarşaflar hadi bakalım gidiyorsunuz..."

ve çarşafları yerden kaldırıp bir top haline getirdim ve kirli çamaşır sepetine baket attım.

-"Baskettttttttttttttt"

Ardından hızmı hiç kesmeden odama döndüm sonra yerdeki azına kadar dolmuş çöp kutum dikkatimi çekti hemen büyük bir çöp poşedi aldım ve önce çöp kutumu sonra odamdaki diğer çöpleri toplamaya başladım son hız hareket ediyordum, taki koltuğun altındaki kola şişesini alamayıncaya kadar, çok sinirlenmiştim hemen kılıcım Işık saçanı etkinleştidim ve kola şişesine saplayıp zafer kazanmış gibi kola şişesini havaya kaldırdım ve yunanca bir küfür savurdum kola şilesine;

-"μπουκάλι ηλίθιος είσαι νεκρός τώρα " ama bunu haketmişti...

sonra o sırada koridordan geçen Kev sanki çok anarmal bir şey yapmışım gibi bana baktı bense (zaten o kadar anormal bir şey değil hele Kev için) hç bir şey olmamış gibi kardeşimin yanına gittim ve onunla konuşmaya başladım ( daha dikkatli bir şekilde)

-Selam kardeşim eee nasılsın ? Ne yapıyorsun burada ?...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leo Zack Lamartine
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Leo Zack Lamartine


Mesaj Sayısı : 178
Kayıt tarihi : 11/03/11

13. Temizlik denetlemesi Empty
MesajKonu: Geri: 13. Temizlik denetlemesi   13. Temizlik denetlemesi Icon_minitimePerş. Mayıs 26, 2011 12:09 am

Saat 06.00'da kalktım. Hemen giyinip temizliğe başladım. Önce yatağımı topladım. Masamı düzenleyip, sildim. Ardından dolabımı boşalttım. Dolabı silip kıyafetleri renklerine göre yeniden koydum. Fare heykelinin tozunu alıp çok güzel bir yere koydum. Heykele şunu söyledim:
_Baba, bize şans dile.
Hemen bir vileda ile yerleri silmeye başladım. Iyyk halım çok pisti. Onu da silmeye başladım. Bir şey kafama dank etti. Camlar! Camları sildim. Sıra kapıdaydı. Onu da halledince çöp kutumu gördüm. Çöpler gidince koltuğumu silmeye başladım. Kitaplığımı düzenlemeye başlayınca kendime şunu söyledim:
_Off çok kitabım var. İki ay kitap almayacağım. Ama iki ay çok uzun bir ay olsun. Ama en iyisi iki hafta.
Saate baktım. Saat 10.00 olmuştu. Mark'ın bağrışını duydum. Önce aldırmadım ama kemik kırılması sesi gelince Mark'ın yanına koştum. Mark'ı Kev'den kurtarınca Tiff bana bir metin okuttu.
Leo... Şu anda yanında olan Kev hafızasını kaybetti. Bunun nedeni nano giysiye yeni güncelleştirmeler yapmam gerekmesiydi. Her neyse bana gelelim. Hafızam yerinde değil yani kimseyi hatırlamıyorum. Hafızamın toparlanması günler hatta haftalar alabilir ama sana nasıl hafızamı toplayacağımı söyleyeceğim. Hafızamdan parçalar kulübedeki belirli bölümlere yayıldı. Bu noktaları bulması için giysiyi ayarladım. O noktalara yaklaştığımda bir sinyal alacağım. Ama işin zor kısmı bu değil. Noktaları bulduğumda hafızamı toplamam için giysi ben olup olmadığımı kontrol edecek ve bu şeyler zor olacak. Giysi beni kendi geliştirdiği bir yere yollayacak. Burada benim olup olmadığımı kontrol edecek seçimler vermem gerekecek. Kötü haber buydu. Ama iyi bir haber var. Giysi en yakınımdaki iki kişiyi daha benimle gönderecek. Bunları nasıl ayarlarsınız bilmiyorum. Lütfen bana yardım et.
Bu arada lütfen şu anki halimle pek dalga geçme. Şuan pek de espri anlayışına sahip olduğum söylenemez. Katillikten yeni çıkmış biriyim. Yani güvenimi kazanman gerekecek…
Seni seviyorum küçük kardeşim Kev…

Ben bunu okurken Ange, Mark'ı iyileştirmiş olmalıydı. Kev'e sordum:
_Hey Kev! Ne yani kimseyi hatırlamıyor musun?
Psikopat ve manyak olan kardeşim bizi hatırlamıyordu. Kim bilir ne yapmıştı? Oflayıp salona gittim. Hemen koltukları toparladım. Masayı sildim. Yerleri ve heykelleri temizledim. Camları ardından duvarları bitirdim. Ama yeniden yapmam gerekliydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Julia Fackrell
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Julia Fackrell


Mesaj Sayısı : 482
Kayıt tarihi : 15/02/11

13. Temizlik denetlemesi Empty
MesajKonu: Geri: 13. Temizlik denetlemesi   13. Temizlik denetlemesi Icon_minitimePaz Mayıs 29, 2011 7:09 am

Kev,Kev,Kev...Herkez Kev'in peşindeydi... Odamın camlarını ve yerlerinidde temizler temizlemez kapımın kenarına koyduğum çmp poşeterini dışarıdaki büyük çöp konteynırına attmaya gittim ve tam odama geri dönüp bir şey varmı diye bakacaken neredeyse tüm kulübe mesuplarının Kev'in odasında olduğunu farkettim ve çok sinirlendim.Tüm o konuşmaların ve kardeşerin arasından geçmeye/sesimi onlara duyurmaya çalışıyordum sonunda dayanamayark numaramı yaptım...Geriledim Işık Saçanı etkinleştidim ve koşup Işık Saçandan da yardım alarak odanın içine daldım ve ardın bir kol beni tutup yere yapıştırdı ama bu tüm dikkatleri (istediğim gibi) üstüme çekmişti.Sonra bu kolun Keve ait olduğunu ve beni boduğunu farkettim.Tabi benim kurtarıcı kardeşlerim Kev'i beni öldürmeden önce durdurmuşlardı sonra Tiff bir kağıt parçası ile yanıma geldi ve elini ile kasına vurrak "Tabi ya unutmuşum..." dedi ve kağıt parçasını bana verdi bende hızlıca okumaya başladım...
"Sevgili Gıcık kardeşim Julia evet bir önceki temizlik denetlemesinde de geç kalıp bitiremeden yakalandığımız için ikinci olduğumuzdan bu temizlik denetlemesinde büyük bir umudun ve hırsın var.Evet biliyorum ve kulübedeki diğer kardeşler bana taktıkaları ve temizliği ihmal ettikleri için sinirden kuduruyorsun ama merak ettme bu hafıza geri getirme ve parçaları toplama işlemi kısa ve hızlı olacak...
Sevgile... öhöm Piskopatik sevgilerle Piskopat kardeşin Kev..."
Evet sinirden kuduruyordum ve bu metin bana bir fikir verdi.Keve ve o da beni izlmeye başladı sonra koltuğunun ütüne çıktım ve birbirleriye tartışan yada Kev'in zırhının oralarıyala,buralarıya oynayan bütün kardelere bağırdım:
"HEYYYYY... BU KADARI YETER ARTIK ŞU ZIRHLA VE KEVLE UĞRAŞMAYI BIRAKIP TEMİZLİĞE BAŞLARMISINIZ VE EĞER BAŞLAMAZ SANIZ KEV'İN HER TEMİZLİK DENETLEMESİNDE SİZİ TEHTİT EDEREK TEMİZLİĞE ZORLAMA İŞİNE BEN ÜSTELENCEĞİM...dedim ve bana bakıp gülen Kev'in de yardımları ile kotuktan indim.Evet başarmıştım dikkat çekmiştim odada sadece gerçekten kalıp bu işle ilgilenmesi gerekenler kalmıştı diğerleri ise istediğim gibi odalarına temizlik yapmaya gitmişti sonra Keve baktım ve
"Evet şu an hatırlamaya bilirsin ama sen her zaman insanları mütiş tekniklerle tehtit eden bir siükastçisin yada... sen benim piskopat kardeşimsin..."dedim ve sonra Kev'in zırhındaki bir kaç düme yanıp sönmeye sesler çıkarmaya başladı ve
ardından kendimizi kulübenin dışına 10.Temizlik denetlemesinde Kev'in Angeyi nasıl ıslatığı ve sonra kaçarken nasıl yakalanıp yere çakıldığını izledik ardından Kev yere eğildi ve bir parça aldı sonra parçayı zırhının bir kenarına taktı ve
"Evet bu günü hatırlıyorum ne süper olmuştu ama..."dedi ve tekrar eski zamana Kev'in odasıan döndük sonra gülerek odama gittim. Evet başarmıştım ona bir anısını hatırlatmış ve parçalardan birini bulmasına yardm ettmiştim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Theodor Aquila
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Theodor Aquila


Mesaj Sayısı : 710
Kayıt tarihi : 30/10/10

13. Temizlik denetlemesi Empty
MesajKonu: Geri: 13. Temizlik denetlemesi   13. Temizlik denetlemesi Icon_minitimePerş. Haz. 09, 2011 9:15 pm

Çok anormal bir sabaha uyandığımın farkında bile değildim.

Yine bir temizlik seferberliği yapacağımız için birçok hazırlıkla uykuya dalmıştım. Sabah uyanır uyanmaz herkesi kaldırmayı planlamıştım fakat önce odamı toparlamaya karar verdim. Hem bu sayede diğer kardeşlerim odalarını toparlarlarken ben de salonu veya banyoyu temizleyebilirdim. Planımı kafamda oluşturunca hemen işe koyuldum. Artık bir alışkanlık haline gelen kıyafet ayırma işine giriştim. Bu sefer bizzat Orman'daki bir Nemf'ten aromalı kokular almıştım. Bunları banyoya yerleştirip üzerine de "Bunları kullanırsanız kıyafetleriniz ve sildiğiniz yerler 'doğa'ya dönüşür." yazdım. Belki fazla reklam izlemiştim ama yine de etkili olacağına inanıyordum. İçlerinden birini seçtim, en güzel kokacağını düşündüğüm limon aromasını almıştım. Hem sarıydı, hem de küçüklüğümden beri bana temizliği hatırlatırdı. Kirli çamaşırlarımı makinaya atıp içine de aromayı yerleştirdim. Sonra da makinayı çalıştırdım ve başka bir koku alıp, böğürtlen, su ile dolu olan kovanın içine attım. Bir vileda kapıp odama gittim. Her tarafı hırsla ve hızla silmeye koyuldum. Son toz zerresini de yok ettiğime ikna olduğum anda da bu işi bıraktım. Artık kararmaya başlamış olan viledayı musluğun altına fırlatıp bir toz bezi aldım. Sonra bunun yetmeyeceğine karar verip beş on tane daha toz bezi kaptım. İlk toz bezini duvarların kirini alırken parçaladım. İkincisiniyse duvarların kirinin altında kalan parçacıklarla harcadım. Sonunda duvarlarımın parladığına ikna olunca da kapımı ve camlarımı silmeye koyuldum. Birkaç toz bezi feda etmiştim ama son olarak dolabım ve kitaplığım kalmıştı. Kitaplığımı bu ay çok fazla kullanmıştım çünkü birçok derslik açılmıştı ve bir şey bilmeden gitmemek için sürekli olarak kitap aşındırmıştım. Sonunda kitaplarımın tozunu alıp onları konularına göre ayırdıktan sonra çok garip bir ses duydum. Sanırım kardeşlerim kalkmaya başlamışlardı artık. Eh, temizlik sırasında isyan çıkarmaya filan çalışmıyorlarsa böyle bir ses çıkaramazlardı. Ne olduğunu anlamak için odamdan çıktım. Gürültüler Kev'in odasından geliyordu. Bu sayede içimden bir ses geri dön, başını belaya sokacaksın derken haylaz kısmım git diyordu. Yolda Yon'u gördüm ve onunla anlaşarak bir anda Kev'in odasına girdik. Fakat Kev'in odasına gittiğimde haylaz parçam hayalkırıklığına uğradı.

Tiff ve Ange ağlamaklı duruyorlardı. Odaya yeni girdiği belli olan Mark ise Kev'in kafasına bir kalkanla vurmuştu. Durun bir dakika, bu sahne çok saçmaydı. Tam tersi filan olması gerekmiyor muydu? Bir an ne dediğime ben de şaşırarak dilime sahip çıkamadım ve "Mark ne yaptığını sanıyorsun senin hain olduğunu tahmin etmeliydim kesin Gigantlar için çalışıyorsundur." dedim. Sanırım harikulede beynim olayları günyüzüne çıkarmak için bir iftira atmanın en iyisi olacağına karar vermişti. Tabi Mark hemen öfkeyle "Ağzından çıkanı kulağın duyuyormu robot Kev'i yok etmeye çalışıyorum." diye bağırdı. Ange koşarak Mark'ın yanına gitti ve ona bir şey okutmaya koyuldu. Bense şaşkınlıkla Tiff'e baktım. O da gelip benimle Yon'a durumu açıklamaya koyuldu. "Kev'in Nano Zırh'ı güncellenirken bir sorun oluşmuş sanırım. Şimdi hiçbir şey hatırlamıyor, Mark da onu robot sandı. Ne yapacağımıza dair hiçbir fikrimiz yok." dediğinde kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Yon'a baktığımda onun da bir planının olmadığını görünce büyük bir üzüntü hissettim. Mark da okumayı bitirmişti ve bir şeyler düşünüyordu. "Madem gerçek Kev'sin kanıtla o zaman sana inanırım." dedi ve Kev'e saldırmaya başladı. Ne yapmaya çalıştığını çok merak ediyordum doğrusu. Ange korkuyla geri çekilmişti. İki kardeşimi kavga ederken görmek benim için bile çok fazlaydı. Fakat sonra Mark'ın amacını anladım. Kev'in bir önceki denetlemelerde bize çok çektirdiği ama aynı zamanda yardım ettirdiği seraplarından birini yaratmaya çalışıyordu. Bu nedenle Mark "Teo kolunu çizmesini sağla çabuk!" diye bağırdığında hemen hızlı hamlelerle Kev'in odasında bol bol bulunan hançerlerden birini elime aldım. Tam zafere ulaşacaktım ki Kev Mark'ın dediğini idrak etmişti ve beni durdurdu. Fakat Mark arkadan yaklaşıp istediğini yaptı. Bu sayede onun gerçek Kev olduğunu kanıtlamış olduk. Mark adını söylediğinde Kev şaşkın bir şekilde "Mark?" dedi. Sonra mekanik bir ses "Görev yüzde... otuz beş... tamamlandı... görev güncellendi... Yon'u bul" dedi. Bütün gözler Yon'a gitti. O sırada içeri Julia daldı ve Kev'le konuşmaya çalıştı. Aynı anda Leo da gelmişti. Ona da durumu özetledikten sonra o şaşkın bir şekilde temizliğe döndü. İşte yapmamız gereken buydu. Tam boğazımı temizleyip konuşma yapacağım sırada July sansasyonel bir şekilde içeri daldı ve "HEYYYYY... BU KADARI YETER ARTIK ŞU ZIRHLA VE KEVLE UĞRAŞMAYI BIRAKIP TEMİZLİĞE BAŞLARMISINIZ VE EĞER BAŞLAMAZ SANIZ KEV'İN HER TEMİZLİK DENETLEMESİNDE SİZİ TEHTİT EDEREK TEMİZLİĞE ZORLAMA İŞİNE BEN ÜSTELENCEĞİM... diye bağırdı. Bu herkese yetmişti sanırım. Hepimiz temizliğe dönerken Yon arkada kaldı ve "Onunla ilgilensem iyi olacak. Hem sanırım beni de hatırlaması gerekiyor." dedi. Juila ise hala Kev'le sohbet ediyordu. Herkes odalarını temizlemeye koyuldu. Ben de tekrar odamı toparladım ve salona çıktım.

Birkaç dakika sonra Yon Kev ile birlikte salona geldi. Geri kalan tüm kardeşlerim de odalarını halletmişlerdi. Bu sayede tüm Kulübe Yon'u dinlemeye başladık. "Hepinizin bildiği gibi zor bir gün geçiriyoruz. Kev beni de hatırladı, onunla uzun bir konuşma yaptık. Zırhında Hız ve Güç modları olduğu için kulübeyi temizlememizde çok büyük katkısı olacak. Ona banyoyu temizlemesini ve bahçeyi düzenlemesini söyledim. O da seve seve kabul etti. Şimdi geri kalanlar, odalarınız bitmediyse geri dönüp temizlemeye devam etsinler. Bitirenlerse kendi aralarında ayrılarak mutfağı, salonu ve oturma odasını temizlesinler." dedi. Bu hepimizin ateşlenmesini sağlamıştı. Kev rüzgar gibi uçarak banyoya gitti ve temizliğe koyuldu. Neyse ki tüm kardeşlerim odalarının temizliğini bitirmişlerdi. Beşer kişilik gruplara ayrıldık ve üç grup oluştu. Birkaç yeni kardeşse istedikleri yeri temizleme özgürlüğüne sahiplerdi. Ben kendi grubumla mutfağımızı temizlemeye koyuldum. Hepimiz üzerimizdeki şokla temizliğe koyulmuştuk. Fakat kimse tam olarak kendini veremiyordu. Yine de hiç yoktan iyi olabilecek düzeyde bir temizliğe giriştik. Elimizden gelenin en iyisini yapamamışsak da, kardeşimizin yavaş yavaş bize katılmasını görmek çok daha iyiydi. Temizlik bittiğinde yine Güneş gibi parlayan bir kulübemiz vardı. Hepimiz bir yeri kirletmemek amacıyla kulübemizi terk edip denetlemeyi yapması için Alexandra'ya emanet ettik.


Temizlik rp'si bitmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexandra Bethany Daniels
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Alexandra Bethany Daniels


Mesaj Sayısı : 1854
Kayıt tarihi : 05/09/10

13. Temizlik denetlemesi Empty
MesajKonu: Geri: 13. Temizlik denetlemesi   13. Temizlik denetlemesi Icon_minitimePerş. Haz. 09, 2011 9:16 pm

Değerlendirmede.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
13. Temizlik denetlemesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 12. Temizlik Denetlemesi
» Temizlik denetlemesi 7 ...
» 13. Temizlik Denetlemesi
» Temizlik Denetlemesi 8
» Temizlik Denetlemesi 15

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Apollon Kulübesi-
Buraya geçin: