Yine,yeni bir okula gideceğim.Hiç sevmem o lanet olası okulları.İlk başladığım zaman kendimi aptal gibi hissederim ve yine öyle olmasından korkuyorum.Bir ses duyar gibi oldum ve gözümü kısarak baktım.Yanılmıyorsam bu arkadaşım Jake idi.Okula onunla gidecektik ve ben ona erken kalkacağıma söz vermiştim.Tabi ki yine geç kalkmıştım.O çok gariptir istediği bir şey olmazsa resmen kafayı yer.
-‘’Beş dakika bekle hemen giyiniyorum’’ dedim.Aslında bu pek mümkün değildi o da buna inanmamıştı zaten .Ben giyime çok önem veririm ve her giysim güzel ve düzenli olmalıdır.Üstüme yazılı tişörtümü,altıma dar kot pantolonumu ve ayakkabı olarak da yeni aldığım spor ayakkabılarımı giydim.Çantamı da kaptığım gibi koştum Jake’in yanına.Kahvaltıyı okulda yapacaktım artık yoksa yetişemezdik.Bunların hepsini yapıp Jake’in yanına gitmek tam 15 dakikamı almış Jake söylüyor.
-‘’Saat mi tuttun?’’diyorum şaşırmış gibi yaparak aslında böyle psikopatlık Jake’den beklenir.
-‘’Evet’’ diyor kızgın bir şekilde.
Ve artık yola çıktık ve okul uzaktan belirdi.Çoktan geç kalmıştık bile etrafta kimse görünmüyordu herkes derse girmişti.Bizde koşarak sınıfımıza gittik zaten yeni okul bir de üstüne üstlük geç kalıyoruz benim sayemde.Öğretmenler tarafından pek hoş karşılanmadık tabii ki.İkinci ders için dolabımın kapağına yapıştırılmış olan ders programıma baktım ve en sevdiğim ders olan Spordu bir önceki ders ise matematikti. Sayılarla hiç aram olmadığı için o dersi hiç sevmem bu yüzden geç kalmak hoşuma gitmişti.Sonra tam dersin ortasındayken kapı çalındı.Bu benim annem Erin de Prada olduğu için hemen top ile yüzümü kapamaya çalıştım ama etki etmedi galiba. Onun sesini duyunca yerin dibine girmiştim.Annem Spor öğretmenine;
-‘’İzninizle Jessica’yı alabilir miyim?’’ dedi.
Şaşırmıştım.Sınıftan çıktık.Ben ne oldu acaba diye düşünürken birden annem;
-‘’Sen melezsin bir tanem.’’dediği anda benim gözlerim fal taşı gibi açıldı.
-‘’ Hıı!? nasıl yani’’diye sordum.
-‘’Senin baban Hermes’’dedi.
İyice afallamıştım.Annemin daha önce söylediğine göre ben çok küçükken babam ölmüştü.
Hemen eve gittiğimizde anneme daha fazla açıklama yapmasını söyledim.
-‘’Senin baban bir tanrı ve sende diğer melezlerin olduğu gibi disleksi hastasısın’’dedi
-‘’Babam bir tanrı?!’’
-‘’Disleksi hastasıyım!’’
-‘’Ve benim gibi bir sürü melezler var ve ben bunları yeni öğreniyorum!’’dedim çok sinirli bir halde.Annem susmadı ve devam etti.
‘’Senin en yakın arkadaşın Jake ise bir satir.’’dediğinde iyice beynim sulanmıştı.
-‘’Tamam şimdilik bu kadarı yeter!’’dedim.
Yatğıma yatmış düşünüyordum.Birden telefonuma mesaj geldiğini gördüm.Bu Jake’ti mesajı açtım ve;
-‘’Yarın Melez Kamp’ına gidiyoruz’’dedi.
-‘’Yok artık’’ dedim.
Ertesi gün annem beni uyandırdı.Yanında da Jake vardı sanki rüya görmüş gibiydim ta ki Jake;
-‘’Melez Kamp’ına gidiyoruz!’’diye bağırana kadar.
Kalktım ve giyindim.Orada ne yapacağımı hiç bilmiyordum.Kahvaltımı ettim ve yola çıktık.Issız yollardan geçtik ve bir ışık gördüm arabadan indik.Işık o kadar göz kamaştırıcıydı ki belime kadar gelen kahverengi saçlarım birden sarı oldu sanki.O ışığa o kadar kaptırmıştım ki kendimi anneme sadece;
‘’Hoşça kal!’’ diyebildim.