BUgün Ecoş gelecekti. Onun için süslenmeye başladı. Üstüne turkuaz tatlıbir elbise giydi. Elbise üstten biraz dekolteli alttan ise dizinin üstündeydi. Ayakkabı olark dolabından açık mavi yüksek topuklu ayakkabısını giydi. Çanta olarakta yine ayakkabasıyla aynı renk olan çantasını seçti. Saçını düzelştirip makyaj yapmaya geçti. Mavi farını sürdü, kırmızı rujuyla dudağını boyadı. Her şeyi tam olunca boy aynasından kendine baktı. Hazırmıştı. Olmuştu. Şimdi sıra mutfağa yönelip atıştırcak bir şeyler hazırlamadaydı. Mutfağa gitti ve kardeşi Alex'in yaptığı kurabiyeleri gördü. BUna çok sevinmişti. Artık bir şey hazırlamak zorunda değildi. Tam bu sırada kapı çalındı.
Kapıyı açtığında karşısında Ecoş'u gördü. Eecoş hemen onun boynuna atlayarak ona sarıldı. Oda Ecoş'a sarıldı. Biraz muhabbetten sonra Ecoş'u süzdü. Çok sadeydi ve mutlaka onu süslemeliydi. Süslerken canı sıklımasın diye mutfaktan kolayla kardeşinin hazırladığı kurabiyeleri getirdi. " Hadi artık seni süslemeye başlayalım." demesiyle Ecoş'un içtiği kola bğazında kaldı. Fakat bu buna aldırış etmedi. Makyaj malemelrini çıkarıp masanın üstüne koydu. Ecoş korkmaya başlamış gibidi. Fakat o Ecoş'a o kadar güzel bir makyaj yapacaktı ki Ecoş ona teşekkür edecekti. Buna emindi...