| Sofie Jenna Bloom - Hanna Olivia Marin | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Alicia Roxanne Wideen Demeter'in Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 590 Kayıt tarihi : 22/02/11
| Konu: Sofie Jenna Bloom - Hanna Olivia Marin Salı Nis. 26, 2011 2:22 am | |
| Kulübemden çıkmış, arenaya doğru ilerliyordum. Biraz pratik yapmak yanı sıra arenada çalışanları izlemek istiyordum. Adımlarımı iyice hızlandırdıktan sonra arenaya varmıştım. Bir kenara oturdum ve çalışanları izlemeye başladım. Birçok profesyonel ve bunların yanında çaylaklar da vardı. Bende henüz bir çaylak olduğumun farkındaydım. Şöyle biraz antrenman yapsam hiç fena olmazdı. Düşüncelerimden sıyrılıp kendimi tekrar arenaya konsantre ederken gözüme biri çarptı. Arkası dönük olsa bile bu kişiyi tanıdığıma emindim. Kız arkasını döner dönmez kim olduğunu fark ettim. Bu kız, Hera Kulübesi'nden Hanna'ydı. Kendisi yakın arkadaşımdı. Yavaş adımlarla yanına doğru ilerledim. Benim geldiğimi fark etmiş olacak ki kılıcını kenara bıraktı ve bana doğru döndü. ''Selam Hanna.'' diyerek söze başladım. Hanna: ''Selam Sofie. Nasılsın?'' dedi. Sakin bir sesle: ''İyiyim Hanna. Sen nasılsın? Sanırım pratik yapıyorsun. Düelloya ne dersin?'' dedim. Hanna çok şaşırmıştı. Bu isteğime bende biraz şaşırmıştım. Hanna bir süre düşündükten sonra bana karşılık verdi: ''Bende iyiyim Sofie. Evet biraz pratik yapıyorum. Ama madem düello istiyorsun büyük bir zevkle kabul ederim.'' dedi. O an için çok sevinmiştim. Çünkü bu düello kendimi ölçmem ve geliştirmem için büyük bir fırsat olacaktı. Ancak yine de korkuyordum. Kılıç konusunda fazla iyi değildim ve bu benim ilk düellomdu. Sadece birkaç kere antrenman yapmışlığım vardı. Hanna endişelendiğimin farkındaydı. Ben de onun endişeli halini görebiliyordum. Kendimi hazırlamaya çalışıyordum. O arada arena da dolmaya başlamıştı. Birilerinin düello yapacağımızdan haberi çok çabuk olmuştu. Birçok kişi buradaydı. Hatta birkaç kardeşimde gözüme çarpmıştı. Tekrar Hanna'ya baktım. Düellonun hemen başlamasını istiyordu. İkimizi de bir heyecan dalgası sarmıştı. Bende düellonun başlaması için çok istekliydim. | |
|
| |
Hanna Olıvıa Temple Hera'nın (manevi) Çocuğu
Mesaj Sayısı : 988 Kayıt tarihi : 11/02/11
| Konu: Geri: Sofie Jenna Bloom - Hanna Olivia Marin Salı Nis. 26, 2011 3:06 am | |
| Sabahın köründe kalkmış,antreman yapmaya arenaya gitmiştim.Voleybol sahasında Apollon Kulübesinden çocuklar,satirlerle sabah oyunlarını oynuyorlardı. 'Ne kadar şirin'diye düşündüm.Demeter'in çocukları tarlada geziyor, bitkileri kontrol ediyorlardı.Arena, saat erken olmasına rağmen, kalabalık sayılırdı.Arenada yürürken, denk geldiğim arkadaşlarımla merhabalaştım.Kendime kuklaların önünde uygun bir yer buldum ve temel saplama,biçme hareketleriyle işe başladım.Sanırım fena değildim.Reflekslerimin iyi olması bir avantajdı.Yaklaşık 1 saat boyunca kuklalar üzerinde çalıştıktan sonra kulübeme geri dönmeye karar verdim.Kılıcımı katlayıp cebime soktum.Arkama döndüğümde bana doğru gelmekte olan Sofie'yi gördüm.Üzerinde turuncu melez kampı tişörtü vardı.Altında da bir kot pantolon..Saçlarını at kuyruğu yapmıştı.Her zaman ki gibi çok şirin görünüyordu.Gülümseyerek "Selam Hanna"dedi."Selam Sofie,Nasılsın?" dedim sakin sakin."İyiyim Hanna. Sen nasılsın? Sanırım pratik yapıyorsun. Düelloya ne dersin?'' dedi.Aslında güzel fikirdi falan ama,herkesin önünde yapmak pek cazip gelmiyordu.Hem o kadar iyi de sayılmazdım.Sofie'ye baktım.Çok istekli görünüyordu.''Bende iyiyim Sofie. Evet biraz pratik yapıyorum. Ama madem düello istiyorsun, büyük bir zevkle kabul ederim.'' Hiçte zevkle kabul etmiyordum aslında.Sadece korkak görünmek istemedim.Yüzünde güller açtı.Kendi kendine bir şeyler mırıldandı.Etrafa şöyle bir bakındım da 1 saat içinde arena tıklım tıklım dolmuştu.Etrafın kalabalık olduğunu görünce daha da fena oldum.Sofie'ye baktım.Gülümsüyordu..
| |
|
| |
Zellana L. Tyler Demeter'in Çocuğu/Şifa Sanatı Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2331 Kayıt tarihi : 16/12/10
| Konu: Geri: Sofie Jenna Bloom - Hanna Olivia Marin Çarş. Nis. 27, 2011 5:54 am | |
| 1. Tur Sonuçları :
Sofie : İlk başlama avantajın puanının yükselmesinde etkili oldu. Düello alanında başlamaman puanını kaybettirdi.. Puanın 3.
Hanna : Uzunluk ve betinleme açısından gayet iyiydi. Düelloda başlamaman puanını oldukça azaltı.. Puanın 4.
Not: Cümle bittikten sonra koyduğunuz herhangi bir noktalama işaretinden sonra boşluk bırakın..
2. Tura Geçebilirsiniz.
En son Zellana L. Ryan tarafından Çarş. Nis. 27, 2011 8:17 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
Katherine M. von Dorff Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4525 Kayıt tarihi : 05/03/11
| |
| |
Alicia Roxanne Wideen Demeter'in Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 590 Kayıt tarihi : 22/02/11
| Konu: Geri: Sofie Jenna Bloom - Hanna Olivia Marin Perş. Nis. 28, 2011 9:13 am | |
| Herkes arenaya doluşmuştu. Büyük sevinç naraları içinde bizim başlamamızı bekleyen onca meleze baktım. Hepsi gibi Hanna ve ben de heyecanlıydık. Kalbimin hızla attığını hem hissediyor hem de duyuyordum. Tezahürat yapanlar da boldu. Her geçen dakika heyecanımı kat kat artırıyordu. Heyecanımı yenmeye çalışırken hakemimiz Zellana uzaktan gözüktü. Sakin ve yavaş adımlarla bu tarafa doğru geliyordu. Arena'ya vardığında hemen yanımıza geldi. ''Sofie ve Hanna hazır mısınız? Hadi başlayalım.'' dedi. ''Ben hazırım, başlayabiliriz.'' diye karşılık verdim. Benim ardımdan Hanna: ''Ben de hazırım.'' dedi. Artık düello başlamak üzereydi.
Heyecan doruk noktasındaydı. Kamp yani melezlerin çoğunluğu şu an buradaydı ve biz artık başlamak zorundaydık. Aslında yakın bir arkadaşınla düello yapmak pek akıllıca bir şey değildi. Hanna'da benim yakın arkadaşımdı. Ama bu noktada düelloyu bırakıp gidecek biri değildim. Her zaman için hırslıydım. Her zaman kazanma tutkum vardı. Karşımda en yakın dostum bile olsa, şu an için Hanna benim sadece rakibimdi. Zell, sırayla Hanna'ya ve bana bir bakış attı. Sanki 'Hadi artık başlayın.' diyor gibiydi. Haklıydı da. Kılıcım avucumun içinde duruyordu. Elim terlemişti ve ben de hemen başlamak istiyordum. Kılıcımın elime uygunluğunu tekrar kontrol ettim. Şu an için bir sorun yoktu. Kılıcım elime tam uygundu. Hanna'da kılıcını kontrol ediyor gibiydi. Ardından Zell'in sesi duyuldu. ''Düello başladı!'' Şu iki kelime hem Hanna'nın hareketlenmesini hem de benim hıphızlı bir şekilde hareketlenmemi sağladı. Ani hareketimden olacak herhalde koluma birden sert bir ağrı girdi. Bir an için kılıcımı yere düşüreceğimi sandım. Ama birden kolum eski haline döndü ve kılıcımı tekrar iyi bir şekilde elimde tuttuğumu fark ettim. Hanna'yla kılıçlarımız çarpışıyordu. Çıkan kılıç sesleri, tezahüratların arasında kaybolup giderken ikimizde birbirimizi alt edecek bir hareket yapamıyorduk. Zell'in yüzüne baktığımda anlayabildiğim tek bir ifade vardı. 'Hadi bir atak yapın.' Hanna'da ben de belki de yakın arkadaş olduğumuz için ani bir atak yapamıyorduk. Tekrar bu konuya kafamdan atmaya çalıştım. Karşımda Hanna'nın değil de başka birinin sadece bir rakibimin olması gerektiğini düşünmeye çalıştım.
Bu düşünceler ani dalgınlığıma sebep olmuştu. Birden Hanna'nın kılıcı elimi sıyırıp geçti. Avucumdan aşağı kanlar dökülüyordu. Ağır bir yaralanma olmasa da canım baya yanmıştı. Ben, yaralanma olaylarına fazla alışık biri değildim. Acımı hissetmemeye çalışarak kılıcımla bende bir atak yaptım. Biraz sinirlenmiş olabilirdim. Hanna'da üzülmüş gibi olsa da ona kızmıyordum, kızamazdım da zaten. Şu an bir düellodaydık. İkimizde rakibine karşı savaşmak zorundaydı.
Bende kılıcımla aniden Hanna'ya saldırdım. Onun da dalgın bir anına gelmişti. Kılıcımla yaptığım ani bir atak sonucu kılıcı elinden düşmüş, hemen ayaklarının orada duruyordu. Yüzümde hem masumane hemde alaycı bir bakış vardı. Hanna'da çaresizlik içinde bana bakıyordu. Bir hamle… Sadece bir hamlemle bu düelloyu kazanabilirdim. O da ne!? Ani bir dalgınlık anı, arkamı dönmem ve Hanna'nın kılıcını tekrar eline alması. Hepsi bir anda ben anlayamadan olmuştu. Ne kadar dikkatsizdim. Şimdi de benim yüzümde bir sinir havası, Hanna'nın yüzünde ise alaycı bir tavır vardı. Düello devam ediyordu. İkimizin de yaptığı ataklar karşılıklı olarak savuşturuluyordu. İkimiz de çaresizce kılıç savururken Zell herhangi birimizin iyi bir atak yapmasını bekliyordu. | |
|
| |
Hanna Olıvıa Temple Hera'nın (manevi) Çocuğu
Mesaj Sayısı : 988 Kayıt tarihi : 11/02/11
| Konu: Geri: Sofie Jenna Bloom - Hanna Olivia Marin Cuma Nis. 29, 2011 3:03 am | |
| "Düello başladı." Zell'in söylediği bu iki kelime, bizi çekim kuvvetine sokmuştu sanki.Her şey yavaşlamıştı.Nasıl olduysa Sofie'nin kılıcımın kabzasına vurmasını engelleyebildim.Tüm duyularım bir anda canlandı.Saldırıların nasıl geldiğini görebiliyordum ve karşılık veriyordum.İleri atılıp bende bir hamle denedim.Sofie geriye çekildi.Sofie'nin üstünde daha güçlü bir biçimde baskı kurmaya çalışıyordum.
Elimdeki kılıç ağırlaşmaya başladı.Dengesi bozuktu.Sofie'nin beni alaşağı etmesine saniyeler kalmıştı.Silah düşürme manevrasını denemeliyim,diye düşündüm ve Sofie'nin üstüne gittim.Kılıcımla kılıcının kabzasına vurmaya çalıştım ama yaptığı ani hareket yüzünden kılıcım elini sıyırmıştı.Sofie şöyle bir eline baktı.Ona zarar vermek istememiştim ama yeri geldiğinde o da bana aynı şeyi yapacaktı.Biraz sinirlenmiş gibiydi.
Hemen üstüme atıldı.Şimdi ben ne yapacağım,diye düşünürken Sofie, kılıcımın kabzasına vurdu. Tlonk! Kılıcım taş zeminin üzerinde sekti.Kampçıların sesi kesilmişti.Sofie arkasına dönüp Zell'e baktığın da eğilip kılıcımı kaptım.Sofie'nin dalgın anına gelmişti. | |
|
| |
Zellana L. Tyler Demeter'in Çocuğu/Şifa Sanatı Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2331 Kayıt tarihi : 16/12/10
| Konu: Geri: Sofie Jenna Bloom - Hanna Olivia Marin Cuma Nis. 29, 2011 5:01 am | |
| 2. Tur sonuçları ;
Sofie : Uzunluk ve betinleme iyiydi. Puanın 6.
Hanna : Uzunluktan dolayı puanını kırmak zorunda kaldım. Puanın 4.
3. Tura Geçebilirsiniz !
| |
|
| |
Alicia Roxanne Wideen Demeter'in Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 590 Kayıt tarihi : 22/02/11
| Konu: Geri: Sofie Jenna Bloom - Hanna Olivia Marin C.tesi Nis. 30, 2011 11:15 am | |
| Hanna'yla olan düellomuz bire bir devam ediyordu. En son Hanna'nın kılıcını yere düşürmüştüm. Sonra bir anlık dalgınlığıma gelmiş Hanna kılıcını yerden almıştı. Nasıl bu kadar dikkatsiz olabiliyordum? Tamam biraz sinirlenmiş olabilirim. Ama öfkemin her şeyin önüne geçmesine izin veremezdim, vermemeliydim de... Düello devam ediyordu. Hiçbir şey için henüz geç değildi. Hatta erken de sayılabilirdi.
Sakin olmaya çalışarak kılıcımı elimde sağlam tutmaya çalıştım. Avuç içlerim terliyordu, kılıcıma tam hakim olamıyordum. Bu da beni fazlasıyla rahatsız ediyordu. Dinlenebileceğim çok kısa bir süre elde etmeye çalışırken düellodan kopuyor, savunmasız kalıyordum. 'Tamam Sofie, sakin ol, rahatlamaya çalış.' dedim içimden. Bu söylediklerime ne kadar inanmasamda inanmak zorundaydım.
Tekrar düelloya konsantre olmaya çalıştım. Bir yandan kılıç savuruyor, bir yandan da rahatlamaya çalışıyordum. Şu an içime büyük bir enerjinin yayıldığını hissedebiliyordum. Bu enerji öz güvenimin enerjisiydi. Kendime güvenmekten ve elimden geleni yapmaktan başka çarem yoktu. Düello klasik bir şekilde devam ediyordu. Ben, Hanna'ya kılıç savuruyor, Hanna'da karşılık olarak bana kılıç savuruyordu. Bu klasiği bozarak tamamen ileri atıldım. Savunmacı bir politika yerine taarruza geçmek istiyordum. Hanna şaşırmıştı. Her zaman düellonun böyle devam edeceğini sanıyordu herhalde. Tekrar ani bir hareket yaparak kılıcımı savurdum. Hanna hareketlerime şaşırıyordu. Bende şaşırmıyor değildim. Ani hareketlerle rakibimi alt etmeye çalışıyordum. Kılıcımı çevik bir hareketle Hanna'ya tekrardan doğrulttum. O da artık kendine gelmişti. Kolayca hareketimden sıyrılıp, kılıcıyla bana bir hamle yapmıştı. Az önce Hanna'nın şaşırdığı gibi şimdide ben şaşırmıştım. Fakat şaşırmama gerek yoktu. İkimiz de bu düello için mücadele ediyorduk. Ama Hanna'nın üstüne çok gittiğimi o sırada anladım. Hanna'ya iyice yaklaşmış, kılıcımla ona bir hamle yapmak isterken kılıcım kolunda büyük bir sıyrık açmıştı. Hanna'nın çok kötü olduğu belliydi. Canı yanmıştı ve bana öfke duyuyordu. Mırıldanarak: ''Hanna affedersin. Ben bilerek olsun istemedim.'' dedim. Hanna sanki pek önemsemezmiş gibi: ''Yok Sofie. Fazla acımadı. Hadi ama düello devam ediyor.'' dedi halinden pek memnun bir tavırla. Arkadaşıma büyük bir hasar vermiştim. Nasıl devam edecektim. Acaba Hanna nasıl devam eder diye düşünürken Hanna direk saldırıya geçti. Umduğumdan daha iyiydi. Cayır cayır yanan bir ateşe su serpmiş gibi içim rahatladı. Aslında başka birisi olsa bu yarayı aldığında üzülmez, mutlu olurdum. Çünkü bu yara rakibimi alt edebilmem için büyük bir fırsat sayılabilirdi. Ama söz konusu olan Hanna'ydı. Bu yüzden bu kadar acımasız olamıyordum.
Kılıcımla atak yapmaya devam ettim. Fazla bir kılıç eğitimi görmesemde canavarlarla savaşmak beni kılıcımı kullandırmaya alıştırmıştı. Hanna'da bu konuda çok iyi gidiyordu. Hamlelerimi rahatlıkla savuşturup, çevik hareketler yapıyordu. Bede onu elimden geldiğince köşeye sıkıştırıyor, ataklarına da gerekli karşılığı veriyordum. Biz böyle savaşırken düello ortamı da pek sessiz sakin değildi. Seyircilerin bağırışları ve tezahüratları her yerden duyuluyordu. Tezahürat yapanlar içerisinde kardeşlerim de vardı.
| |
|
| |
Zellana L. Tyler Demeter'in Çocuğu/Şifa Sanatı Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2331 Kayıt tarihi : 16/12/10
| Konu: Geri: Sofie Jenna Bloom - Hanna Olivia Marin Perş. Mayıs 05, 2011 7:57 am | |
| Hanna 3 gün boyunca yaadığı için düelloyu Sofi kazanmıştır. Tebrikler. | |
|
| |
| Sofie Jenna Bloom - Hanna Olivia Marin | |
|