Eğitmeni beklerken bir yandan da Tulparla ilgileniyordum. O sırada kapı açılmış ve eğitmen gelmişti. Kapıya döndüğüm an da karşımda Clay'ın durduğunu fark ettim. Clay'ın Pegasus Eğitmeni olduğunu biliyordum. Fakat bugünkü eğitmenin o olacağını tahmin etmemiştim. Clay beni görünce hemen yanıma geldi. Kısa konuşmamızın ardından daha rahat çalışabilmek için açıklık alana doğru yürümeye başladık. Açıklık alana varınca da Clayla tekrardan konuşmaya başladık. ''Clay, ben Tulparla iyi anlaşabiliyorum. Genelde sözümü dinliyor. Fakat üzerindeyken dengemi tam sağlayamıyorum. Yani uçma konusunda eğitim almak istiyorum.'' dedim. Clay tabii manasında kafasını salladı ve ardından: ''Hadi o zaman, hemen başlayalım.'' dedi. ''Evet hemen başlasak iyi olur. Heyecanlanıyorum.'' dedim. ''Heyecanlanmana gerek yok Sofiş. Ne kadar kolay olduğunu birazdan göreceksin.'' dedi. Ardından elindeki küp şekerleri Tulpar'a uzattı. ''Al bakalım dostum. Şimdilik bunlar uçuş öncesi için. Uçuştan sonra yine vereceğim.'' dedi. ''Şimdi, ilk önce Tulpar'a binerken sakin ol. Onu ürkütecek hareketler yapman Tulpar'ı da telaşlandırır. Bu da üstünde dengede olamamanı sağlar. İstersen ilk önce nasıl kullandığını bir görelim.'' dedi. ''Tamam.'' dedim ve sakince Tulpar'ın üstüne bindim. Sakin olmaya çalışıyordum. Tulpar yavaşça havalandı. Sanki bu sefer eskisine göre biraz daha iyiydi. Gökyüzünde kısa bir uçuşumuzun ardından Tulpar artık yere inmemiz gerektiğini anlamış olacak yavaşça yere indik. Clay'ın yüzünde gülümseme vardı. Herhalde fena sayılmazdım. ''Ee Clay, nasıldım?'' dedim ve Clay'ın cevabını beklemeye başladım.