Bir Kulübe Dolusu Kardeş mi Dediniz ? (Görev 2)

2- Melez Kampı'nda, kulübendeki ilk gününün rp'sini yazacaksın.
Mekan: Ait olduğun kulübe.
Katılacaklar: Serbest (istediğin herkesi davet edebilirsin.)

Geleli 2 saat olmamıştı. Rex adında satir bana kampı gezdiriyordu ki, başımda parıldayan bir güvercin belirdi. Hayranlıkla tepemdeki şeye baktıktan sonra "Zaten başka bir şey beklenemezdi" dedi gülümseyerek. Benim bir Afrodit Kızı olduğumu, kulübemdeki kardeşlerimle tanışmam gerektiğini söyledi. Ne deseler başımı sallamakla yetiniyordum. Şaşkınken düşünemezdim, 2 saat önce bir melez olduğumu öğrenmiştim ve Rex'in anlattıklarını dinleyip olaylara anlam kazandırmaya çalışıyordum. Şimdi de başımdaki güvercine göre annemin Afrodit olduğunu söylüyordu. Hem bir kulübe dolusu kardeş mi? Ya dışlarlarsa? Ya alışamazsam? İnsanın içinde bir huzursuzluk oluşuyor tabii ki. Rex beni kulübeme götürürken arkadan arkadan mutsuzca yürüdüm.
Kulübe dışarıdan bakımlı ve güzel görünüyordu. Kulübeyi görünce hemen içeri girme isteği ile doldum ve adımlarımı sıklaştırdım. Rex kulübe kapısını çalıp kapıyı açtı. "Kızlar, size yeni kardeşinizi tanıtayım; Hope. Ho, Afrodit kulübesi" dedi içeriyi göstererek. İlk önce burnuma şeker kokusu geldi. İçime çektikçe çekesim geliyordu bu kokuyu. Daha sonra etrafın pespembe olduğunu fark ettim. Aslında pembe sevmezdim ama buraya bayılmıştım. Sonraysa, dünyada gördüğüm en güzel insanları görmüştüm. Onlar da bana bakıyorlardı. "Siz tanışın, ben Kherion'a haber vereyim" dedi Rex ve beni yalnız bırakıp gitti. "Merhaba" dedim utanarak.

İsteyen devam ettirebilir mi lütfen ?

Kapıdan güzel bir kız girdi. Oldukça bakımlı ve güzeldi. "Merhaba" dedi utanarak. Yanındaki satir kardeşimizin olduğnu söylemişti. BU duruma alışmıştım artık. Hemen yeni kardeşimiz olan Hope'nin yanına gittim ve " Hoşgeldin aramıza Hoppy. Sana Hoppy dememde sakınca yoktu umarım? " dedim. Sonra konuşmaya devam ettim. " Bu şeker ve güzel kızlar Lara, Alex, Anna, Thay, Marie, Bella, Ophe. " diye tek tek bütün kız kardeşlerimi tanıttım şimdi sıra erkeklerdeydi. Zaten 2 erkek kardeşimiz vardı: " Bu yakışıklılarda Jason ve Aporis. " Hoppy hepsiyle tokalaştıktan sonra bana baktı. Kendimi tanıtmayı unutmuştum. " Ahh nekadar salağım. Bende Claire. Bu süslü kulübenin lideriyim. " dedim ve Hoppy'le tokalaştım. Hoppy benlede tokalaştıktan sonra herkese tektek bakarak " Hepinizle tanıştığıma çok çok memnun oldum. " dedi. Bizi sevmişe benziyordu. Kardeşlerime sinsice gülümsedim. Lara " Hadi sana odanı gösterelim. "dedi. Odaısna götürürken " Bence üstüne rahat bir şeyler giy. " dedim. Hooppy ne olduğunu anlamamıştı ama biradan nasıl olsa anlayacaktı...

Odam, kulübe gibi tatlı bir pembeydi. Kocaman bir dolap (kardeşlerim de kıyafetleri çok seviyordu sanırım), güzel bir yatak, puflar ve bir masa vardı. Odam o kadar tatlıydı ki, sevincimden bağırmak istiyordum. Adının Lara olduğunu anımsadığım kıza teşekkür ettim ve yerleşmeye başladım. Çoğu özel eşyamı yanıma almıştım yetimhaneden ayrılmadan önce, geri kalanları müdirem saklardı. İstediğim zaman gidip alabilirdim. Masama, dolabıma eşyalarımı yerleştirdim. Buraya bir kitaplık alabilir miydim acaba? Kitap okumayı çok severdim. Kitaplarım için de sevimli küçük bir kitaplık hiç fena olmazdı. Bunu Liderime sormalıydım.
"Bence üstüne rahat bir şeyler giy" denmişti. Nedenini anlamasam da denileni yaptım ve eşofmanımı giydim. Saçlarımı düzgünce topladım ve odamdan çıktım.