Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kardeşimle birlikte hediyelerimizi alıyoruz

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Adyali Beckett
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Adyali Beckett


Mesaj Sayısı : 1657
Kayıt tarihi : 21/10/10

Kardeşimle birlikte hediyelerimizi alıyoruz Empty
MesajKonu: Kardeşimle birlikte hediyelerimizi alıyoruz   Kardeşimle birlikte hediyelerimizi alıyoruz Icon_minitimePerş. Nis. 21, 2011 7:45 am

Saat kaçtı bilmiyordum ama havaya bakılırsa kesinlikle biri geçmişti. Etrafta tek bir ışık kaynağı yoktu. Londra'daki sabaha kadar yanan sokak lambalarını görmeyi ummuştum sanki bir ara. Ama artık oradan çok uzaktaydım, ait olduğum yerde olsam bile, kalbimin bir kısmı da Londra'da, teyzemin yanında gibiydi. Başımı onundeki eşikte oturduğum pencereye dayadım. Burada oturmaya bayılıyordum. Burada rahat olmak için minik yastıklar ve yün bir örtü yerleştirmiştim. Düşünmeme inanılmaz yardımcı oluyordu burası. Sanırım en çok da buradan gökyüzünü görmek beni rahatlatıyordu. Gözlerimi kapadım ve dinlediğim şarkının sözlerine odaklandım. ''When the world's crashing down, when I fall and hit the ground, I will turn myself around. Don't you try to stop me. I, I, I won't cry...'' Bu ne zamandır dinlemediğim ama sevdiğim bir şarkıydı. Kollarımı dizlerime doladım ve kendime çektim. Ne zamandır uyumaya çalıştığımı bilemiyordum. Bu yüzden kalkıp, en sevdiğim yerde, pencere kenarına kıvrınmıştım. Uykum gelir diye umuyordum ama şimdi kendimi çok daha dinç hissediyordum. İç çektim. Neden hep böyle olmak zorundaydı ki? Artık uykumu gelmeyeceğini anlayıp ayağı fırladım. Hızlı kalkmaktan birden başım döndü. Neyse ki komidinimin kenarına tutunmayı başararak dengem yerine gelene kadar bekledim. Sonunda başımı kaldırdım ve sessizce etrafıma bakındım. Umarım kardeşlerim uyanmamıştır diye geçirdim içimden. Zaten fazla korumacılardı, bir de gecenin bu saatinde gizli gizli kulübeden çıktığımı görürlerse... Fazla yaşamazdım. Bu düşünceyle gülümsedim ister istemez. Her ne kadar bu huylarını hiç sevmesem de, benim önemseyenlerin olduğunu hissedince mutlu oluyordum. Ses çıkarmamaya çalışıp kapının tokmağını çevirdim ve geceye adım attım. Bir an sanki bir gölge görmüş gibi oldum ama gözlerimi kırpınca hiçbir şey gölge ortadan yokulmuştu sanki. Her ne kadar hava ayarlansa da, bu gece bana daha bir soğuk gibi gelmişti. Belki de yanlız olduğum için böyle hissediyordum, belki gecenin bir yarısında yasak olan bir şey yaptığım için. Kollarımı kavuşturdum ve yürümeye başladım. Nereye gittiğimi bile bilmiyordum. Yürürken bir yandan da etrafa bakınıp duruyordum, birileri -özellikle de Harpya'lar- beni görür diye ödüm kopuyordu. Ama onları halledebileceğimi biliyordum. Şaşkın bir şekilde düşüncelerimden sıyrılıp etrafıma bakındığımda Thalia'nın Ağacı'nın yanında olduğumu gördüm. Koca çam ağacına ve dalındaki ışıldayan posta kısa bir süre baktım. En azından bir ışık kaynağı vardı. Başımı çevirdim ve gözlerimi kısarak kampın dışına baktım. Her ne kadar sakin gibi görünse de tehlikelerle dolu olan yere... Neden ayaklarım beni buraya getirmişti ki? İçimden bir parça kamptan çıkmak mı istiyordu? Belki de teyzemin yanına gitmek? Bilemiyordum. Kafam karışmış bir halde Thalia'nın ağacının yanına oturdum ve başımı kocaman gövdesine yasladım. Ağacın diğer tarafındaki ejderha bile önemli değildi, zaten kendisi şu anda görevinden kaytarıp şekerleme yapmakla meşguldu. Tam gözlerimi kapayıp burada uyumayı deneyecektim ki, kulübeden çıktığım zaman gördüğüm gölgeyi tekrar gördüm. Hemen dikildim ve saldırı pozisyonu aldım. Gerçi yanımda hiçbir silah getirmemiştim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marcus L. Stanislaus
Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Marcus L. Stanislaus


Mesaj Sayısı : 2117
Kayıt tarihi : 07/02/11

Kardeşimle birlikte hediyelerimizi alıyoruz Empty
MesajKonu: Geri: Kardeşimle birlikte hediyelerimizi alıyoruz   Kardeşimle birlikte hediyelerimizi alıyoruz Icon_minitimeCuma Nis. 22, 2011 3:27 am

Gece herkes odalarına dağıldığında üzülerek yapılacak hiçbir şey olmadığını düşündüm. Ağabeyim Leo'nun yanına gitmeyi düşündüm ama o muhtemelen şu anda uyuyordu ve onu uyandırmak hiç de iyi bir fikir değildi. Yatağıma uzandım ve elime birkaç tane çizgi roman alıp okumaya başladım. Gerçekten zevkli geçen yarım saat sonra bundan da sıkılmaya başladım. Kulübede her zamanki gibi şimşekler çakıyordu. Dışarıdaki gece karanlığını izlemeye başladım. Hiçbir kıpırtı yoktu. Nefesimi tuttum ve birkaç saniye bekledim. Sessizliği dinlemeye başladım. Ne bir insan, ne bir doğa sesi... Sadece arada bir çakan şimşekler vardı. "Belki de böyle mutluyumdur." diye düşündüm. Bir melezin hayatında her zaman böyle sakin anlar olmazdı. Olduğu zaman da çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünürdüm. İyi değerlendirmek demişken biraz şekerleme yapabileceğimi düşündüm. Hatta saat bayağı bir geç olduğuna göre uyumaya başlayabilirdim. Bugün yorucu bir gün geçirmiştim ve uykuya ihtiyacım vardı. Tam yatağın içine girip ısınmaya başlamışken kulübenin içinde bir ses duydum. Dikkat kesildikçe ritimleri ve melodileri daha rahat duymaya başladım. En sonunda sözleri dahi ayırt edebilir oldum. "When the world's crashing down, when I fall and hit the ground, I will turn myself around. Don't you try to stop me. I, I, I won't cry..." Fazla zorlanmadan şarkıyı kimin mırıldandığını da fark ettim. Bu ancak ablam Adya olabilirdi. Bu saatte uyanık kalıp ne düşündüğünü merak ettim. Yatağımdan kalkıp odadan çıktım. Birkaç dakika Adya'nın kapısını gözetledikten sonra kapı yavaşça açıldı. Hemen köşeye çekilip Adya'ya baktım. Dışarı çıktığını görünce hemen arkasından ben de çıktım. Zeus aşkına! Bu kız neler planlıyordu böyle. Her ihtimale karşılık yanıma kılıcımı da aldım. Dışarı çıkıp adeta bir gölge gibi Adya'yı takip etmeye başladım. İlk başlarda beni fark etmedi fakat sonralarda bir terslik olduğunu anlamıştı. Etrafa bakındığında beni görmesi için hareket ediyordum. Adya beni fark ettiğinde durdu ve savaş pozisyonu aldı. Bu hali gerçekten komikti fakat takdir edilmesi gerekiyordu. Kılıcımı kınına soktum ve Adya'ya yaklaşırken bütün dallara basarak ses çıkardım. Kulübede bulduğum yüzümü ve vücudumu neredeyse tamamen kaplayan giysiyi de hemen üstüme geçirdiğimde tanınmaz haldeydim. Sanırım biraz eğlence fena olmayacaktı. Adya'nın karşısına çıkıp seri bir hareketle yan tarafına geçtim. Adya cesur bir hareketle üzerime doğru atladı fakat karşısında Dövüş Sanatları Sınıfı'ndan mezun birisi duruyordu. Hemen çekilip ona bir çelme takıp yere düşürdüm. O antik yunanca bir küfür savururken ben gülüyordum. "Ha ha ha! Minik kardeşini mi öldüreceksin yoksa Adya?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adyali Beckett
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Adyali Beckett


Mesaj Sayısı : 1657
Kayıt tarihi : 21/10/10

Kardeşimle birlikte hediyelerimizi alıyoruz Empty
MesajKonu: Geri: Kardeşimle birlikte hediyelerimizi alıyoruz   Kardeşimle birlikte hediyelerimizi alıyoruz Icon_minitimeCuma Nis. 22, 2011 9:36 am

Marcus'un bu yaptığına inanamıyordum! Beni rezil etmişti! Dişlerimi sıkıp ayağı kalktım. Şu anda şimşekle değil yumrukla Marcus'un üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyordum. Derin bir nefes aldım ve kendimi zorlukla zaptederek kardeşime baktım. op ''Gecenin bu saatinde burada ne işin var?'' dedim ona. Sesimin buz gibi çıkmasını engelleyememiştim. Marcus gülmeyi kesti ve gözlerini kısarak bana baktı. ''Asıl senin ne işin var? Gecenin bu saatinde? Yanlız?'' dedi bana. Bu arada iki yana bakıp duruyordu. Gözlerimi kıstım. Demek beni takip etmişti. Bunu bilmek bana yetmişti. Dudaklarım şeytani bir gülümsemeyle kıvrıldı. İntikamımı alma şansım vardı şimdi. ''Biriyle buluşmaya geldim.'' Marc'ın gözleri drahmi kadar irileşti. Zar zor konuştu. ''N-nasıl yani?'' Kollarımı birbirine dolayıp umursamaz bir tavırla omuz silktim. ''Doğru duydun.'' Marc bir an ne yapacağını bilememiş gibi göründü. Şoktaydı bu kesin. Onu sinir etmek beni keyiflendirmişti. ''Sen- O- kim?'' Arkamızdan bir ses gelmesi de Marc'ın şaşkınlığını pekiştirmişti. Keyifle ona baktım. ''Evet, bak bu kesin odur.'' Marc nefretle arkasını döndü. Elinin her an kılıcına gidebileceğini biliyordum. Marc dikkatle sesin geldiği çalığa bakarken gelen ses Marc'la beni hiç olmadığı kadar şaşırttı. ''Sizi bir arada görmek ne güzel çocuklarım. Kardeş kardeşe de oldukça iyi anlaştığınızı görüyorum.''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kardeşimle birlikte hediyelerimizi alıyoruz
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Bir görev alıyoruz
» Gelinlik Alıyoruz
» Sat ve Ange birlikte.. -1
» Sat ve Ange birlikte.. -2
» Sat ve Ange birlikte.. - 3

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kampın Girişi-Thalia'nın Ağacı-
Buraya geçin: