Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2)

Aşağa gitmek 
+2
Adyali Beckett
Kathie Mitchiel Davies
6 posters
YazarMesaj
Kathie Mitchiel Davies
Artemis Avcısı/Parti Organizatörü
Artemis Avcısı/Parti Organizatörü
Kathie Mitchiel Davies


Mesaj Sayısı : 443
Kayıt tarihi : 20/12/10

Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Empty
MesajKonu: Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2)   Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Icon_minitimeÇarş. Nis. 20, 2011 1:07 am

Hepimiz kararımızı verdik ve sırayla labirente girdik.Artık kapana kısılmış gibiydik.Tek çıkış yolumuzu da kaybetmememiz gerekiyordu.Nicole labirente iner inmez uyarıda bulunmaya başladı “Birbirinizden ayrılmayın.Bir an önce Gina’yı bulup burdan çıkalım.Ve geçtiğimiz yerleri de aklımızda tutmaya çalışalım.”dedi.Nicole haklıydı.Başımızı belaya sokmadan burdan çıkmalıydık.Leo hemen atıldı ve “O zaman aramaya başlayalım.” Dedi.O önden yürürken ben de peşinden gittim.Diğerleri de bizi takip etti.

Henüz çok gitmememize rağmen buranın yaısı hakkında fikir sahibi olmuştuk.Burası küçük odacıklardan oluşuyordu.Bazı yerlerde de dar geçitler vardı.Benim kafam şimdiden karıştığı için Leo’nun gittiği yerlerden gidiyor o ne yapıyorsa ben de onu yapıyordum.Kısa bir süre sonra Leo durdu ve “Onu nasıl bulacağız?Bu şekilde olmaz.” Dedi.Hiç birimizin bir fikri yok gibiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adyali Beckett
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Adyali Beckett


Mesaj Sayısı : 1657
Kayıt tarihi : 21/10/10

Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Empty
MesajKonu: Geri: Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2)   Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Icon_minitimeÇarş. Nis. 20, 2011 1:26 am

Leo'nun sorusu üzerine herkes birbirine baktı ama kimseden bir fikir çıkmadı. Labirentleri oldum olası sevmemiştim, bir de Gina'yı bulmadan dışarı da çıkamayacaktık. Derin bir nefes verdim ve tozlu yere bağdaş kurdum. Herkesin biraz düşünmeye ihtiyacı vardı ve ben en iyi böyle düşünebilirdim. Şimdi, dedim içimden. Georgina kayboldu ve biz de arkasından geldik, şu ana kadar bir yol ayrımına da gelmedik, demek ki doğru yoldayız, Georgina biraz önümüzdedir belki. Bunun doğru olmasını diliyerek düşüncemi diğerlerine ilettim. Birkaç baş sallamadan sonra, hızla yola devam ettik. Georgina'dan hala bir iz yoktu. Herkesin sinirleri gerilmişti. Yürürken duvarların nasıl farklı farklı olduğunu farkettim. Bir parçası mermerden yapılmıştı, elli metre sonra de demir bir plaka başlıyordu. Bu Labirent oldukça garip bir şeymiş, diye düşündüm. Etraf öyle sessizdi ki, en küçük çatırdamalar bile çok yüksek sesliymiş gibi geliyordu. Arkada Theodor tökezledi ve yerdeki bir plakadan öyle bir ses çıktı ki Thedor bize dönüp özür dilemek zorunda kaldı. Ben yürüyen grubun ortalarında olduğum için birden durunca önümdeki Nicole'e çarptım. Neler oluyordu? Parmaklarımın ucuna yükselip ileride ne olduğuna baktım. İlk yol ayrımımızagelmiştik.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Georgina Orwell
Hypnos'un Çocuğu
Hypnos'un Çocuğu
Georgina Orwell


Mesaj Sayısı : 590
Kayıt tarihi : 18/02/11

Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Empty
MesajKonu: Geri: Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2)   Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Icon_minitimePaz Mayıs 01, 2011 1:09 am

Kaç saattir burada olduğumu bilmiyordum. Tek umrumda olan şey buradan bir an önce çıkıp sıcacık yatağıma dönmekti. O kadar uykum gelmişti ki... Bir köşeye kıvrılıp uyumak istyiyordum. Ama uyuyamazdım. En azından şimdi değil. Çünkü biliyordum ki, bu Labirent'e giren melezlerinç çoğusu delirmişti. Ben de onlardan biri lmak istemiyordum. Bir an bile boş bulunursam delirecekmişim gibi geliyordu.

Ve daha da garip olan bir şey vardı. Birkaç saattir buradaydım - en azından ben öyle tahmin ediyordum- ve karşıma hiç canavar çıkmamıştı. Bu tuhaftı işte. Ama bu beni yanıltmamalıydı. Her an önüme bir canavar fırlayabilirdi. Ama fırlamadı. Bir süre daha yürümeye devam ettim.

Yürümeye devam ederken bir hışırtı duydum ve arkama döndüm. Şişmşek hızıyla gelen bir şey beni yere mıhladı.Beni yere yapıştıran şeye baktım.

Ah, harika! Ne şomağızlıymışım! Canavar yok derken canavarı davet ediyormuşum meğer!

Bana saldıran şey, bir empusaydı. Bu empusalardan çektiğim nedir benim ya?! Biri -daha doğrusu ikisi- New York'ta saldırır biri de Labirent'te... Ama iyi ki daha beter bir şey saldırmamıştı. Empusa uzmanı oldum sayılırdı artık. Hemen kolyemin taşlarından birini çektim ve elimde bıçağa dönüştüğünü hissettim.Bıçağı hemen empusaya attım. Empusa hemen yana çekildi. Dikkati dağılmıştı. O arada hemen araya kalktım. Anlaşılan karşımda kademli bir empusa vardı. Olsun. Karşımdaki ilk empusa olsa bile başa çıkabilirdim.

Empusa tekrar bana saldırırken son anda kenara çekildim. Elimde iki bıçak vardı. Empusa tekrar bana saldıracak olursa birini fırlatacak, birini de karnına saplayacaktım. Bu empusa kıdemli olsa bile kendini kontrol edebildiğini pek samıyordum. Tek yapmam gereken onu sinirlendirmekti.

"Hey, kocakarı! Çok yavaşsın var ya! En iyisi öfkeni bıçaklarımdan çıkart!" deyip bir bıçağı ona fırlattım.Kıdemli empusa bıçaktan kaçıp gözden kayboldu. Hemen arkama döndüm çünkü onun arkadan saldıracağından emindim. Tahminimde haklı çıkmıştım. Arkamı döndüğüm sırada empusa boğazıma atılıyordu ki bu sefer ben onu gafil avladım. Boğazına bıçaklarımdan birini tutarak onu yere yıktım. Bana direnmedi bile - ki bu çok tuhaftı.

"Bu bıçağı görebiliyor musun? Çok keskin ve seni incitmeye can atıyor. Aynen benim gibi." dedim. "Galiba buraya beni parçalamak üzere gelmiştin, değil mi? O günleri göremeyecek olman ne yazık." dedim ve bıçağı ona saplamaya çalıştım. Fakat daha saplayamadan empusa bir alev topuna dönüşüp gözden kayboldu. Onu yeniden göreceğime emindim.

Bıçağı yeniden kolyeme tutuşturup yürümeye devam ettim. Yol uzun bir süre dümdüz devam etti. Bunun uzun bir süre devam etmeyeceğini biliyordum. Nitekim çok kısa bir süre sonra bir yol ayrımına geldim. Acaba hangi yoldan gitmeliydim?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Theodor Aquila
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Theodor Aquila


Mesaj Sayısı : 710
Kayıt tarihi : 30/10/10

Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Empty
MesajKonu: Geri: Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2)   Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Icon_minitimeC.tesi Mayıs 07, 2011 2:59 am

Labirentin içinde olmanın verdiği korku ve merak karışımı duygu nedeniyle yürürken hem temkinli davranıyordum, hem de etrafı inceliyordum. Bir ara tedbiri elden bırakıp merakıma yenik düştüm ve bu yüzden de tökezledim. Herkes bana baktığı için baştan aşağı kızararak özür diledim. En nefret ettiğim şeyi yine yapmıştım: rezil olmak. Güneşe bu kadar hasretken bir de rezil olmamı kafama takmamın hiç yararlı olacağını düşünmüyordum. Bunları düşünürken kafamı eğdiğim için grubun durduğunu fark etmemiştim. Kafamı kaldırdığımda ilk zorlu kararımızı vermemiz gerektiğini anladım. İki tane giriş vardı. Dışarıdan bakıldığında bunlar birbirinin tıpa tıp aynısıydı. Fakat bizi götürecekleri yerlerin ne kadar farklı yerler olduğunu tahmin bile edemezdik. Ki bu yollardan biri belki de bizi Gina'dan uzağa düşürecekti. Herkesin düşüncelere daldığını fark ettiğimde "Pekala bir karar vermemiz gerekiyor. Ashley, sen aramızdaki tek Artemis Avcısı'sın. Belki bir şeyler bulabilirisin, ne dersin?" dedim. Ashley kafasını onayladığını belirtir şekilde salladı. Daha sonra da bir iz bulmaya çalışmaya başladı. Daha önce birkaç defa iz peşinde Avcı izlemiştim, ama bu hala bana olağanüstü geliyordu. Benim saatlerce baksam da fark edemeyeceğim ayrıntılara dikkat ediyorlardı. Ashley de işini gerçekten güzel bir şekilde yapıyordu. Birkaç dakika sonra bize döndü ve "Tam emin olamıyorum, ama bu yönden gitmiş olma ihtimali var. Çünkü buradaki yol kısa süre önce kullanılmış. Ama Labirent'teki bir canavar ya da başka biri de buna neden olmuş olabilir." dedi. Herkes kendi fikrini beyan etmeye hazırlanıyordu ki en az ihtiyacımız olan kişi karşımıza çıktı: iki yüzlü Tanrı Janus.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leonard L. Carter
Zeus'un Çocuğu/Kılıç Eğitmeni
Zeus'un Çocuğu/Kılıç Eğitmeni
Leonard L. Carter


Mesaj Sayısı : 1903
Kayıt tarihi : 09/10/10

Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Empty
MesajKonu: Geri: Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2)   Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Icon_minitimeC.tesi Haz. 11, 2011 12:28 am

Herkes sırayla labirente inerken Leo bu iğrenç yeri tekrar görecek olmasından dolayı mutsuzdu. Bu labirentte hiç iyi anıları yoktu. Dev akrepler tarafından zehirlenmişti henüz bir çaylakken. Bunu hatırladıkça kendine gülüyordu Leonard. Çaylakken dev bir akrep tarafından zehirlenebilecek kadar güçsüz ve dayanıksızdı demek ki. Bunu hatırladığı için labirente girerken kendine tekrar güldü.
Herkes labirente indiğinde birbirlerinden ayrılmadan Gina'yı aramaya başladılar. Böyle bir sonuca varmaları imkansızdı aslında ama bir süre aramaya devam ettiler. Böyle bir sonuca varamayacaklarını anladıklarında herkes düşüncelere daldı. Bu sırada Theodor bir fikir sundu.
"Pekala bir karar vermemiz gerekiyor. Ashley, sen aramızdaki tek Artemis Avcısı'sın. Belki bir şeyler bulabilirisin, ne dersin?" dedi Theodor. Haklıydı. Ashley bir avcı olduğundan iz bulmada uzman olmalıydı. Ashley onaylarcasına kafasını salladı ve aramaya başladı. Ararken her ayrıntıyı göz önünde bulunduruyor, hiç bir şeyi gözden kaçırmamaya dikkat ediyordu. Bir süre aramaya devam ettikten sonra bize doğru döndü.
''Tam emin olamıyorum, ama bu yönden gitmiş olma ihtimali var. Çünkü buradaki yol kısa süre önce kullanılmış. Ama Labirent'teki bir canavar ya da başka biri de buna neden olmuş olabilir." dedi. Herkes bunu onaylayıp onaylamadığını belirtmeye hazırlanırken karşılarına en az ihtiyaç duydukları iki yüzlü kişi çıktı. Janus. Leonard dudaklarını büzdü. Onları saçma sapan bir kelime salatası bekliyordu. Janus'un her zaman yaptığı şeydi bu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Terra M. Winchester
Hestia Rahibesi/Kılıç Eğitmeni
Hestia Rahibesi/Kılıç Eğitmeni
Terra M. Winchester


Mesaj Sayısı : 749
Kayıt tarihi : 18/02/11

Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Empty
MesajKonu: Geri: Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2)   Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 6:27 am

Off! Zaten bir labirentte kaybolmuştuk, bşr de en çok ihtiyacımız olan kişi karşımızda duruyordu! O kim mi? Tabii ki Janus! Birazdan konuşmaya -yani seçim sunmaya(!)- başlardı!

Janus "Vay vay vay. Kayıp melezler varmış burda... Sanırım size seçim sunmam gerekiyor..." diye başladı konuşmasına. Tabii buna konuşma denirse. Onun konuşşmasını engellemek için her şeyi yapabilirdim. Onu bir an olsun susturabilmek için "Evet, hepimiz ne diyeceğini biliyoruz. Bu yollardan birinde arkadaşınız var, diğerinde de ölüm sizi bekliyor. Vıdı vıdı vıdı..." dedim her zamanki alaycı bir ses tonuyla. Janus şimdi çok öfkeli görünüyordu. Büyük ihtimalle sözünün kesilmesine sinirlenmişti.

Ama konuştuğunda sesi çok sakindi. "Evet melez. Acaba hangi yoldan gideceksiniz? O yol sonunuz olabilir..." Sözümona dramatik bir edayla konuşuyordu ama benim gözümde saçmasapan konuşan bir şaklabandan başka bir şey yoktu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kathie Mitchiel Davies
Artemis Avcısı/Parti Organizatörü
Artemis Avcısı/Parti Organizatörü
Kathie Mitchiel Davies


Mesaj Sayısı : 443
Kayıt tarihi : 20/12/10

Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Empty
MesajKonu: Geri: Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2)   Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 7:31 am

Olanlar yetmezmiş gibi başımıza bir de Janus çıkmıştı.Her zaman yaptığı gibi kafamızı karıştaracaktı."Vay vay vay. Kayıp melezler varmış burda... Sanırım size seçim sunmam gerekiyor..." diye söze başlamıştı.Şu an hiçbirimiz onu ve seçimlerini dinlemek istemiyorduk.Özellikle de Blaine onu konuşturmamakta kararlıydı.Blaine sözünü kesti ve "Evet, hepimiz ne diyeceğini biliyoruz. Bu yollardan birinde arkadaşınız var, diğerinde de ölüm sizi bekliyor. Vıdı vıdı vıdı..." dedi.Janus sinirlenmiş olmalıydı ki ifadesi aniden değişti.Sakinliğini korumaya çalışarak "Evet melez. Acaba hangi yoldan gideceksiniz? O yol sonunuz olabilir..." dedi.Ses tonu işlerin ciddiliğini anlamamıza yetiyordu.Nicole onu ciddiye almasa da ben yavaş yavaş Janus'un söylediklerini düşünmeye başladım.Diğerlerine döndüm ve "Sizce ne taraftan gitmeliyiz ?" diye sordum.Kimse karar veremiyordu.En iyisi izlere bakarak seçim yapmaktı.Daha önce Leo'ya gösterdiğim yolu kullanmak daha mantıklı geliyordu.Onlara döndüm ve "Bence bu taraftan gidelim.Ama her ihtimale karşı hazırlıklı olmalıyız.Belki bu yol bizi canavarlara götürür.Bilemeyiz. " dedim.Önce Adya doğruldu ve "Hadi gidelim.Yapacak bir şey yok. " dedi.Ardından herkes toparlandı ve yola koyulduk.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adyali Beckett
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Adyali Beckett


Mesaj Sayısı : 1657
Kayıt tarihi : 21/10/10

Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Empty
MesajKonu: Geri: Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2)   Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 8:36 am

Aptal tanrı Janus ortaya çıkana kadar her şey yolunda gidiyordu! Kafamızı karıştırmaya yeltendi ama Blaine onu hiç ciddiye almıyordu. Gülümsedim. Tam da benim yapacağım bir şeydi bu. Belki de bu ufaklık büyüyünce benim gibi biri olabilirdi. Zevkle onun "ustası" olabilirdim. Sonra klasik yol ayrımı sorusu geldi. Kath, muhteşem avcı sezgileriyle yolu seçti ve onu takip etmeye başladık. Kıskanmadan edememiştim. Ben de avcıyken öyle muhteşem sezilere sahiptim. Ama kararlıydım. Tabii bazıları buna inatçılık diyordu. Ben kardeşlerimle görüşebilmek için bu kararı vermiştim. Hepsini çok seviyordum, bu yüzden kendi yolumu seçmiştim. Bunu düşünmek bile kararlılığımı kırabiliyordu, bu yüzden kafamı dağıtmaya çalıştım. Duvarlara baktım. Uyumsuz bir sürü puzzle parçası bir araya gelmişti sanki. Sürekli değişen arkaplanla kendimi her iki adımda bir farklı bir odaya giriyormuşum gibi hissediyordum. Arkadan sıyrılıp biraz önde giden Leo'nun yanına gittim. Yüzümü duygulardan arındırarak ne düşündüğümü kimsenin anlamamasını sağladıktan sonra kolumu Leo'nun koluna sardım. İlk başta 'neler oluyor' dercesine baksa da, sonrasında cesaret verici bir şekilde gülümsedi ve kolumu sıktı. Ne düşündüğümü hiç belli etmesem de, ikiz kardeşimle aramızda telapati gibi bir şey vardı sanki. Ne hissettiğimi her zaman anlayabiliyordu. Şimdi ise korkuyordum. Bu benim Labirente ilk gelişimdi ve ya kaybolursak, diye düşünüyordum. Georgina'yı bulsak bile, nasıl geri dönecektik ki? Yutkundum. Bu kadar kötümser olmanın bize hiçbir faydası olmayacaktı. Sessizce yürürken diğerlerinin de benimki gibi bir ruh halinde olmamasını diledim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Georgina Orwell
Hypnos'un Çocuğu
Hypnos'un Çocuğu
Georgina Orwell


Mesaj Sayısı : 590
Kayıt tarihi : 18/02/11

Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Empty
MesajKonu: Geri: Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2)   Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Icon_minitimeC.tesi Haz. 25, 2011 11:13 pm

Harika! Yol ayrımlarından nefret ederdim ve karşıma ne çıkmıştı! Koskoca bir yol ayrımı! Acaba iki yol arasında sayıştırma mı yapsaydım. O lili lili karamela sepeti... Amaaan! Ne saçmalıyordum böyle? Labirent havası beynime mi vurmuştu acaba?

Yol ayrımı yetmezmiş gibi bir de iki yolun ortasında iki kafalı bir adam belirmişti. Onun kim olduğunu biliyordum. Janus'tu bu. Acaba ne istiyordu? Gerçi ne istediği malumdu. Bu yollardan birini seç diyecekti!

Janus konuşmaya başladı. "Merhaba melez. Sanırım ne yapman gerektiğini biliyorsun. Ama görevim gereğisana tekrar sormak zorundayım. Bu yollardan hangisini seçeceksin? Birinde arkadaşların, diğerinde de ölüm seni bekliyor." Eee! Bunu biz de biliyorduk zaten! Çok aydınlatıcı(!) bir konuşmaydı Janus, sağol! Acaba hangi yoldan gitmek gerektiğini o biliyor muydu? Bir ağzını arasam fena olmazdı.

"O halde hangi yoldan gitmeliyim Tanrı Janus? Benim hangisinden gitmem gerektiği konusunda hiçbir fikrim yok, acaba soldakinden mi gitsem? Biraz ipucu verseniz fena olmazdı." dedim acıklı bir pozda ama bu tanrıyı etkilememiş görünüyordu.

Hüzünle -gerçi bu hüzün mü emin değilim- konuşmaya başladı. "Keşke diğer melezler de senin gibi kibar konuşsalar. Senden önce diğer arkadaşlarınla konuştum, onlar hiç nazik değillerdi." Janus bu sözleri söylerken aklıma bir fikir geldi. Belki Janus diğerlerinin hangi yoldan gittiklerini biliyor olabilirdi.

"Diğerleri hangi yoldan gitti biliyor musunuz Tanrı Janus?" diye sordum biraz hipnoz kullanarak. Gerçi yeteneğim bir tanrıyı etkilemeyebilirdi -gerçi çok az hipnoz kullanmıştım ya, neyse- ama büyük ihtimalle cevap verirdi Janus.

"Onlar sağdan gitmişlerdi sanırım. Acaba sağda ölüm mü yoksa sen mi varsın?" Bıyık altından güldüm. Şimdi sağda değildim ama birazdan olacaktım.

"Bir seçim sunmuştunuz, değil mi Tanrı Janus?" Bu noktada duraksadığımda Janus kafasını evet anlamında salladı. "O zaman sağdan gitmeyi tercih ediyorum." dedim sağ yolu göstererek. Ardından bıçaklarımı ve kılıcımı hazır tutarak sağ tarafa daldım. Bu yolun ölüm mü yoksa arkadaşlar mı olduğu birazdan ortaya çıkacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Theodor Aquila
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Theodor Aquila


Mesaj Sayısı : 710
Kayıt tarihi : 30/10/10

Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Empty
MesajKonu: Geri: Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2)   Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2) Icon_minitimePaz Haz. 26, 2011 9:47 am

Janus hakkında söylenebilecek pek bir şey yoktu açıkçası. Ben daha becerikli birini bekliyordum karşımda. Bizi en saçma yola yöneltmek için elinden geleni ardına koymayacağını, sonunda istemediği yola gidince o yolu tuzla buz edebileceğini filan düşünüyordum. Ama bizim gibi ufak bücürlerin- tamam böyle bir sıfatı biri bana karşı kullansa onu kılıç talimindeki mankenlerden beter hale getirebilirdim, ama bunu ben söylüyordum- karşı çıkması üzerine istifini bozmaması beni şok etmişti. Neyse ki ondan kurtulmamızı sağlayan bir Artemis Avcımız vardı. Onu takibe başladık. Herkes sessizlik içinde düşüncelere dalmıştı. Bense bir şey duyduğumu düşündüğüm için dikkat kesilmiş bir şekilde okumu yayıma yerleştirdim. Sanırım başkaları da bunu fark etmeye başlamışlardı ki silahlarına sarıldılar. Yayımı iyice gerip sesin geldiği yere yöneldim. Artık gelen şey koşmaya başlamıştı. Tam okumu fırlatacaktım ki karşımıza Labirent'e geliş amacımız olan Georgina çıktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz... (2)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tehlikeye Adım Adım Yaklaşıyoruz...
» Adım adım mutluluk.
» İlk adım ///
» İlk Adım.
» Kulübeye İlk Adım

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Kamp Dışı :: Labirent-
Buraya geçin: