Odama gittiğimde içim içime sığmıyordu. Tiff'le maceraya çıkmak zaten yeterince eğlenceli bir şeydi, üstüne üstlük yeraltına inecektik. Önceden bir defa inmiştim ama o zamanlar hiçbir şeyin farkında olmadan, avel avel dolaşmıştım. Bu sefer yeraltını iyice inceleme fırsatına sahip olacaktım sanırım. Tabi bir sürü de tehlikeye atılacaktım. Bu yüzden içime ilahi bronzdan yapılma yeleğimi giydim, saatimle bilekliğimi taktım. Çantama da Ambrosia, su gibi gerekecek şeyleri tıkıştırdım. Sonra da salona gittim ve birkaç dakika Tiff'i bekledim. O benden de fazla hazırlık yapmıştı, sonuçta deneyimliydi nelerle yüzleşeceğimizi biliyordu. "Pekala Tiff, sanırım hazırız. Peki nereden gireceğiz? Ve nasıl gideceğiz?" dedim.