Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İki Romalı Melez

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Drake Tyrell Stanislaus
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Drake Tyrell Stanislaus


Mesaj Sayısı : 1178
Kayıt tarihi : 15/04/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimePaz Nis. 17, 2011 5:34 am

11- Kano Gölü'nde bir arkadaşınla rp yazacaksın.
Kurgu: İki Romalı melezin tanışması.
Mekan: Kano gölü
Katılacaklar: Katherine Williams & Drake Stanislaus.


Bu Yunanlıların Melez Kampı'nda ne aradığını hala tam olarak çözebilmiş değildi ama kendini biraz geliştirinceye kadar burada kalacağını bir şekilde biliyordu. Sıkıntıyla üzerine gri bir kot pantolon ile koyu mavi bir tişört geçirdikten sonra Zeus kulübesinden çıkıp kampın içinde turlamaya başladı. Elbette buradaki herkes gibi o ezik kamp tişörtlerinden giymeyecek, farklı olduğunu daha ilk bakışta insanlara gösterecekti. Kamptaki çoğu kişi henüz onun Romalı bir melez olduğunu bilmiyordu. Çok güvendiği kişiler hariç herkese kendini sıradan bir Yunan melezi olarak tanıtıyordu. Aslında buradakiler hiç de kötü niyetli değildi ama küçüklüğünden beri her zaman dikkatli olmasının gerektiğini öğrenerek yaşamıştı. Kampa henüz yeni gelmiş olduğundan buralarda pek tanıdığı yoktu. Zaten pek kolay arkadaş edinen bir yapısı da olmadığı için işi iki kat zor olacaktı. Drake gerçekten de umutsuz bir vaka sayılabilirdi. Etrafa bakınarak yürürken birden üzerinde kanoların bulunduğu bir göle gelmiş olduğunu fark etti. Saçlarını karıştırarak bu kampta daha nelerin karşısına çıkacağını düşündükten sonra, kano gölüne doğru ilerlemeye başladı. Göl, deniz, yani sulu şeyler pek ilgisini çekmezdi ama yine de bu gölü seyrederek biraz rahatlayabileceğini düşünüyordu. Oraya doğru yaklaştığında, kano gölünün karşısındaki bankta bir kızın oturmakta olduğunu gördü. Kaşlarını çatarak kızın yüzünü görmeye çalıştı ama uzun sarı saçları haricinde hiçbir karakteristlik özelliğini belli etmeyecek bir şekilde oturuyordu. Drake yanına gidene kadar kızın kim olduğunu göremeyecekti ama bu da büyük bir sorun değildi çünkü kamptaki herkes gibi o kız da ona yabancıydı. Belki de bugün, yeni biriyle tanışmak için güzel bir gündü. Ansızın gelen neşesinin kaynağını bilemeyerek kızın oturduğu banka doğru ilerledi ve onu korkutmamak için kısık sayılabilecek bir sesle "Merhaba!" dedi. Aslında kötü bir tepkiyle karşılaşmaktan çekiniyordu çünkü burada tek başına oturduğuna göre kız yalnız kalmayı istemiş olabilirdi. Drake sonradan bu yaptığına pişman olmamayı dileyerek kızın yanına gidip oturdu ve "İsmim Drake. Kampa yeni gelen Zeus oğluyum." diyerek kendini tanıttı. Nasıl bir karşılık alacağını merak ederek beklemeye başladı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Katherine M. von Dorff
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Katherine M. von Dorff


Mesaj Sayısı : 4525
Kayıt tarihi : 05/03/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimePaz Nis. 17, 2011 7:42 am

Odası, yere atılmış giysiler ve eşyalarla doluydu. Ama o hala bir şeyi aramakta ısrar ediyordu. "Mayomu nereye koydunuz?" Sesi, kulübede yankılanırken, kardeşlerinin bilmediklerine dair cevaplarını dinledi. Rahatsız bir iç çekişin ardından, ajandasına not aldığı, plaja git yazısının üzerine, siyah kalemiyle bir çizgi çekti. Long Island da olmazdı. O zaman nereye gidecekti? "Neden kano gölüne gitmiyorsun?" Duyduğu ses ile döndüğünde, Amanda'nın gözlerini, çizdiği ajandasına diktiğini fark etti. "Aslında oraya gittiğim söylenemez. Sen bir harikasın!" Amanda, kulübedeki en büyük kız sayılabilirdi. Kulübeden hiç çıkmazdı ama Katherine'e her zaman yardım ederdi. Kardeşinin önerisini kabul ettiğine sevinerek, odasından çıktığında, Katherine hemen kapısını kapattı ve yere yığdığı giysilerden, şortu ile mavi tişörtünü bulmaya çalıştı. Zaten dağının olan odası, bu ek şeylerin ardından, bomba atılmış gibi geliyordu. Yine de, odasını daha sonra da toplayabilirdi. Aradıklarını bulunca, hızlı bir şekilde giyindi ve dışarı çıktı. İlk başta hızlı adımlarla yürürken, daha önce hiç gitmediği ve uzaktan seyrettiği kano gölünde ne yapabileceğini düşünmeye çalıştı. Yunanlı melezlere meydan okuyabilir, onları yarışta yenip, sonra da dalga geçebilir, böylece egosunu tatmin ederdi. Ama yeterince tanımadığı bu ortamda, henüz herhangi bir etkinlik yapmak istediğinden de emin değildi. Yarışan melezlerin gülünç durumunu izleyerek ilerledi bir süre. Yeterince ilerlediğinden emin olduğunda, bir banka oturdu. Roma Kampı'nda olsa, acaba şimdi ne yapıyor olacağını düşünerek, düşüncelere daldı bir süre. Kano gölü, yarışan melezlerin, kıyıya vuran suyun dışında sessiz bir yerdi. Rüzgarın yüzüne getirdiği, açık bıraktığı sarı saçları bazen düşüncelerini bölüp canını sıksa da, sonra yeniden düşüncelerine dalıyordu. Yanına yaklaşan melezi hissettiğinde, saçını yeniden yüzünden çekmiş, rüzgarın kesilmesini dilemek ile meşguldü. "Merhaba!" Bu çocuk da nereden çıkmıştı şimdi? Katherine, onu daha önce görmediğine yemin edebilirdi. Demek ki bir çaylaktı bu çocuk. Yine de yaşı büyük gibi görünüyordu. O daha bir tepki veremeden, yanına oturduğunda ise, şaşkınlıktan susmuştu. Yeni bir meleze göre, fazla rahattı. "İsmim Drake. Kampa yeni gelen Zeus oğluyum." Zeus mu? Lord Jüpiter'in oğluydu. Tanrıların Tanrısı, hiç boş durmuyordu anlaşılan. Konuştuğunda, bu düşüncesini dışa vurmamaya karar verdi. "Jüpiter... Zeus'un oğlusun demek. Ben de Katherine. Amphitrite'nin Romalı kızıyım." Dedi Romalı kısmına vurgu yaparak. Bu konuda gurur duyuyordu ve yeni bir yunanlı melezden gerçeği saklayacak değildi. Çocuğun tepkisini görmek için onun yüzüne çevirdi bakışlarını.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
Drake Tyrell Stanislaus
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Drake Tyrell Stanislaus


Mesaj Sayısı : 1178
Kayıt tarihi : 15/04/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimePaz Nis. 17, 2011 8:08 am

Katherine isimli kızın verdiği "Jüpiter... Zeus'un oğlusun demek. Ben de Katherine. Amphitrite'nin Romalı kızıyım." cevabı, onu epeyce şaşırtmıştı. Drake bir süre ne yapacağını bilemeyerek hiçbir şey söylemeden durduktan sonra bir Romalı melezden bunu saklamanın anlamsız olduğuna karar vererek "Evet, burada Zeus ismini kullansam da, aslında ben de Jüpiter'in oğluyum. Kısacası, tıpkı senin gibi Romalıyım." dedi. Şimdi neden böyle bir itiraf yaptığını bilmiyordu ama doğrudan gözlerinin içine bakan kızın, verdiği cevap üzerine şaşırmış olduğunu hissetmişti. Eh, Romalı ve Yunan melezlerin birbiriyle kanlı bıçaklı düşman olduğu göz önünde bulundurulursa, iki Romalı melezin Yunan kampında karşılaşmasının tuhaflığı gayet anlaşılır oluyordu. Drake'in sözlerini uzayıp giden bir sessizlik süreci takip ederken, aklındaki düşünce yanında oturan kızın Neptün'ün eşinin kızı olduğuydu. Bu durumda Katherine'in zor bir hayat yaşadığını tahmin edebilirdi çünkü Neptün'ün eşinin çocuklarına pek sevecen davranmadığını düşünüyordu. Sonuçta o, Jüpiter'in kardeşiydi ve Jüpiter, Drake'in üvey kardeşlerine karşı hiç de sevecen bir tutum sergilemezdi. Ansızın içinde Katherine'e karşı bir anlayış duyduğunu fark etti. Bu tuhaftı ama belki de Romalı olduğundan, kızı kendine yakın hissetmişti. Drake hiç Roma kampına gitmemişti. Melez olduğunu da henüz yeni öğrenmişti. Yunan mitolojisine de Roma mitolojisine de oldukça uzaktı. Lupa isimli bir kurtla tanışmamış veya şu meşhur tanrı yiyeceği olan ambrosianın tadına bakmamıştı. Henüz her şeyde fazlasıyla acemiydi ve içgüdüsel olarak hiç fena sayılmasa da teknik açıdan kılıç kullanmakta berbattı. Yanında oturan Katherine'in gözlerinden ise, adeta yenilmezliği okunuyordu. Onun daha önce Roma kampına gidip gitmediğini bilmiyordu ama gitmemiş olsa bile soyu hakkında kendisinden daha bilgili olduğundan emindi. Belki onun sayesinde Drake de bilmediği şeyleri öğrenebilirdi. Katherine'in suratındaki şaşkınlık ifadesi yerini mutluluğa bırakmışa benziyordu. Belki o da Yunan kampında bir Romalı ile karşılaştığı için sevinmişti. Aslında normalde onun yaşındakiler kampın en kıdemlileriyken Drake'in her şeyden habersiz bir çaylak olması, çok kötüydü. Kendini diğerlerinden eksik hissediyordu ve şimdi Katherine'in yanında da sebepsiz yere kendini kötü hissetmişti. Yine de o Jüpiter'in oğluydu ve henüz kendini savaşmak konusunda fazla geliştirmemiş olsa da birtakım güçleri doğuştan gelmeydi. Şiddetli bir rüzgar saçlarını yüzüne doğru savurarak Katherine'i sinir ettiğinde gülümseyerek "Sanırım bunu halledebilirim." dedi ve güçlerini kullanarak etraflarındaki rüzgarın durulmasını sağladı. Bu belki çok etkileyici bir numara değildi ama en azından kano gölünde yarışanları izlerken rahatlarının bozulmamasını sağlayabilirdi.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Katherine M. von Dorff
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Katherine M. von Dorff


Mesaj Sayısı : 4525
Kayıt tarihi : 05/03/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimePaz Nis. 17, 2011 9:42 am

Yunanlı melezler ile dolu olan bu kampta, bir Romalı daha olması. Oldukça şaşırtmıştı onu. Kendisi, ilk başta Kader Tanrıçaları yüzünden kaybettiği hafızası dışında, Roma Kampı sınırları içerisinde büyümüş, öğrenmişti. Tüm Romalıların orada olduğunu düşünürken, karşısındaki çocuğun burada ne işi olduğunu düşünmeye başlamıştı. Marcus gibi, o da mı hiç gitmemişti Roma Kampı'na? Bunu sormak üzereyken, çıkan rüzgar, bir kez daha sinirlerini bozarken, Drake'in halledeceğini söylemesini duyması ile, rüzgarın dinmesi ve saçlarını rahat bırakması bir oldu. Ona teşekkür edercesine, içten bir gülümseme yollarken, saçını yeniden eski haline getirmişti. Katherine, ne konuşacaklarını düşünürken yarışanları izlediler bir süre. Yeni bulduğu bu Jüpiter oğlunu bırakmak istemiyordu. Yunanlılar ile dolu bu ortam, ona güvenli gelmezken, sadece belirli kişilerin yanında rahat hissediyordu. Yeni tanıştığı bu Jüpiter oğlu da dahildi buna. Yüzü kanoyu ilerletmeye çalışan gençlere dönük bir şekilde konuştu. "Ben olsam, onları iki saniyede geçerdim." Ukala bir tavırla söylediği bu sözlerin, Drake'in üzerinde nasıl bir etki bıraktığını bilmiyordu. Açıkçası, sırf kendisinin ukala olduğunu düşündüğü için, kendisinden uzaklaşmasını istemezdi. Çocuğun aynı rahatlıkla yanında oturduğunu görünce rahat bir nefes aldı. Arkasına yaslandığında, aklında yeni bir soru belirmişti. Zeus Kulübesi neredeyse, Carter ailesinin bireylerinden oluşuyordu. Onun zuzu lakabi ile hitap ettiği Adyali bile avcılığı bırakıp, eski kulübesine dönmüştü. Eğer bu çocuk da onlardan çıkarsa, tüm kibarlık kurallarını unutacak, en kötü ihtimalle bir gülme krizine falan girecekti. İçinden sakin kalması için kendine uyarılar gönderirken, bir anda Lupa'nın yanında olmayı diledi. Belki şefkatli veya dizi kanadığında, öpeyim geçsin politikası izleyen türden bir dişi değildi ama, küçüklüğünden beri ona ders veren ve büyüten Lupa olmuştu. Roma Kampı, aklında ikinci soruyu getirmişti Katherine'nin. Ama sırası ile gidecekti. Her şeyi yapabilir becerebilirdi. Beceremediği tek şey ise, sabırlı biri olmaktı. "Sen de tıpkı Zeus Kulübesi mensuplarının yarısından fazlası gibi, bir Carter mısın acaba?" Nefes bile almadan sorduğu bu sorunun, cevabını bile beklemeden ikinci sorusunu sordu. "Hiç Roma Kampı'na gittin mi? Aslında, gittiğini sanmıyorum ben, küçüklüğümden beri orada yaşarım. Öyle olsa seni görürdüm. Gerçi hala hatırlamadığım şeyler var ama..." Son söylediği şeyden sonra, cevap vermek üzere olan Drake'in yüzünde merak ifadesinin belirdiğini görebiliyordu. Bunun nedenini sonradan anladı. Katherine'nin hafızasını kaybedip buraya geldiğini bilmiyordu. "Sen önce sorularıma cevap ver, ben de sana, küçüklüğümden beri kaldığım evimden neden ayrıldığımı anlatayım." Dedi gülümseyerek. O sırada eli, Romalı olduğunu, kimin çocuğu olduğunu ve o kampta bulunduğunu belirten dövmesine gitmişti. Kolsuz tişörtü sayesinde, Drake'in o dövmeyi çoktan fark ettiğini düşünmüştü. Galiba yanılmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
Drake Tyrell Stanislaus
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Drake Tyrell Stanislaus


Mesaj Sayısı : 1178
Kayıt tarihi : 15/04/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimePaz Nis. 17, 2011 10:35 am

Etraflarındaki esintiyi durdurduğu için Katrerine'den bir gülümseme kazanmak, hoşuna gitmişti. Bir süre sessizce kano yarışı yapanları seyretmelerinin ardından, "Ben olsam, onları iki saniyede geçerdim." dedi Katherine. Drake de onun gibi yarışanların çok berbat olduğunu düşündüğü için sözleri üzerine gülümsedi ama o göle baktığı için bunu fark etmedi. Tam Katherine'e tıpkı onun gibi düşündüğünü söyleyeceği sırada kız tekrar konuşmaya başlayarak "Sen de tıpkı Zeus Kulübesi mensuplarının yarısından fazlası gibi, bir Carter mısın acaba?" diye sordu. Drake'in cevap vermek için ağzını açtığı sırada ise, diğer sorularını sıraladı. "Hiç Roma Kampı'na gittin mi? Aslında, gittiğini sanmıyorum ben, küçüklüğümden beri orada yaşarım. Öyle olsa seni görürdüm. Gerçi hala hatırlamadığım şeyler var ama..." Söyledikleri Drake'in ilgisini çekmiş ve aklında bir sürü soru işareti oluşmasına sebep olmuştu. O tam bir şeyler söylemek için ağzını açacağı sırada Katherine tekrar konuşarak "Sen önce sorularıma cevap ver, ben de sana, küçüklüğümden beri kaldığım evimden neden ayrıldığımı anlatayım." dedi. Art arda konuşarak Drake'in bir söz söylemesini engellemesi, Zeus oğlunu gülümsetmişti. Karşısına bu Romalı kızı çıkardığı için içinden babası Jüpiter'e sessizce teşekkür etti. Drake sorulan tüm sorulara cevap vermek için sözcükleri aklında toparlamaya çalışırken Katherine'in elinin bir dövmenin üzerinde gezindiğini gördü. Şaşırarak, bunun kardeşi Marcus'unkine benzer bir dövme olduğunu fark etti. Büyük ihtimalle o dövme Katherine'in Romalı bir melez olduğunu ve tanrıça olan ebeveynini ifade ediyordu. Drake bu tarz bir dövmeye sahip olmadığı için biraz hüzünlenmişti fakat şimdi buna kafa yormanın sırası değildi. Bakışlarını Katherine'in yüzüne çevirdikten sonra ilk sorusuna cevaben "Aslına bakarsan kampa ilk geldiğimde soyadım Stanislaus'tu fakat sonra bu soyadın, öz değil, beni evlat edinmiş olan anneme ait olduğunu öğrendim. Şaşırtıcı gelecek ama evet, ben de bir Carter'ım. Hatta ailenin en büyük kardeşiyim. Henüz bu gerçeğe tam olarak alışabilmiş de değilim." dedim. Katherine Drake'e, onun yüzündeki ciddi ifade olmasa rahatlıkla kahkaha krizine girebilecek gibi gelmişti. Böyle hissetmekte de haklıydı doğrusu, sonuçta bir kulübedeki beş kardeşten dördünün hem tanrı hem de insan olan ebeveynleri aynı kişilerdi. Alışılmışın epeyce dışında bir durumdu. Drake, Kahterine'in ikinci sorusunu yanıtlamaya karar vererek "Roma kampına hiç gitmedim. Bu kampların varlığını öğreneli bile en fazla bir hafta oldu. Yani, mitolojik saçmalıklarda oldukça yeniyim. Romalı olmama rağmen bu kampta bulunmamın nedenini de tahmin edersin, siz bir kurt tarafından büyütülüp, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenen melezlersiniz. Çok fazla eksiğim var ve Roma kampına adım atmadan önce bu eksiklerimi kapatmam gerekiyor. Kısacası, bu Melez Kampı'nın benim için bir basamak olduğunu söyleyebilirim." dedi. Çok uzun konuşmuş olduğu için bir süre bekledikten sonra da "Ben sorularını cevapladığıma göre, şimdi sıra sende. Ayrıca, tıpkı senin gibi şimdi kano yarışı yapsam buradaki herkesi geçebileceğimi düşünüyorum." diyip göz kırptı. Az önce tanışmış olduğu bir kıza niçin uzun uzun özgeçmişini anlattığını bilmiyordu ve bir anda içindekileri dökerek komik bir duruma düştüğünü düşünüyordu ama anlatmak, bir başkasına açılmak onu rahatlatmıştı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Katherine M. von Dorff
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Katherine M. von Dorff


Mesaj Sayısı : 4525
Kayıt tarihi : 05/03/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimePtsi Nis. 18, 2011 3:37 am

"Roma kampına hiç gitmedim. Bu kampların varlığını öğreneli bile en fazla bir hafta oldu. Yani, mitolojik saçmalıklarda oldukça yeniyim. Romalı olmama rağmen bu kampta bulunmamın nedenini de tahmin edersin, siz bir kurt tarafından büyütülüp, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenen melezlersiniz. Çok fazla eksiğim var ve Roma kampına adım atmadan önce bu eksiklerimi kapatmam gerekiyor. Kısacası, bu Melez Kampı'nın benim için bir basamak olduğunu söyleyebilirim." diyordu şimdi ona. Drake'in bir Carter olduğunu öğrendiğinde, ciddiyeti bozulsa da sonra kendini toparlamayı başarabilmişti. "Ben sorularını cevapladığıma göre, şimdi sıra sende. Ayrıca, tıpkı senin gibi şimdi kano yarışı yapsam buradaki herkesi geçebileceğimi düşünüyorum." Onun bu sözüne, yüzünde yeniden beliren bir tebessüm ile karşılık verdikten sonra, yaşadıklarını nasıl anlatabileceğini düşünerek duraksadı. Konuşmaya başladığında, bazen duraksıyordu. "Ben... Küçüklüğümü Roma Kampı sınırları içerisinde geçirdim ve Lupa tarafından, bir savaşçı olmak üzere eğitildim. Lupa, çok sıcakkanlı biri değildir, yine de oldukça iyi bir eğitmen. Bir de..." Bunu söyleyip, söylememek arasında kaldığı için, kısa bir duraksama yaşadı yeniden. Sonra, Drake'in ona anlattıkları geldi aklına. Yaşadıkları hakkında, dürüst bir şekilde söylemişti her şeyi. Katherine de öyle yapacaktı. "Bir de ben aslında, Roma'nın kurucusu olan Truvalı Aeneas'ın soyundan geliyorum. O kampta oldukça saygı gören birisiydim anlayacağın. Her neyse. Ben on beş yaşına bastığım gece, tuhaf bir şeyler oldu. Hala tam olarak ne olduğunu hatırlayamam. Sanırım bir rüya görmüştüm. Yeniden gözlerimi açtığımda, bu kampın sınırlarının biraz ötesindeydim. En ufak bir şey hatırlamıyordum. Şey. Kader Tanrıçaları beni buraya yolladıktan sonra, Romalı olduğuma dair tüm anılarımı silmişlerdi. Bir süre kendimi Yunan sandım ama asla güvende olmadığımı biliyordum. Nasıl Romalı olduğumu hatırlamam ise daha değişik bir hikaye." Romalı olduğunu hatırlayış biçimi hala biraz utandırırdı onu. Romalı melezler tarafından hain olarak suçlanmış, sonra da kaçırılmıştı. Öğrenmesi ise, en yakın arkadaşı ile yaşadığı korkunç bir tartışma sonrası olmuştu. Bu anları hatırlamak, yüzünün kızarmasına ve başını öne eğmesine sebep oluyordu hala. Yanında birinin olduğunu hatırladığında, yüzüne son zamanlarda kullandığı ve bu konuda kendini geliştirdiği sahte gülümsemelerden birini yerleştirdi. Aslında, düşündüğünün aksine, bu gülümsemesi yapmacık değildi. Farkında olmadan, içten bir şekilde gülümsediği zamanlar da oluyordu. "O kadar şey anlattım ama asıl nedenimi söylemedim sanırım. Benim bir ikizim var. Ama Romalı değil. Doğduğumuzda ayrılmışız. Sanırım, bu yüzden buraya gönderildim." Dedi düşünceli bir şekilde. Tüm bu anlattıklarının, Drake'in üzerinde nasıl bir etki bıraktığını merak etmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
Drake Tyrell Stanislaus
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Drake Tyrell Stanislaus


Mesaj Sayısı : 1178
Kayıt tarihi : 15/04/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimePtsi Nis. 18, 2011 10:57 am

Kendi hikayesini anlatmayı bitirdikten sonra, Katherine'inkini öğreneceği için mutlu olmuştu. Tıpkı kendisi gibi Romalı bir melez olan Katherine önce "Ben...Küçüklüğümü Roma Kampı sınırları içerisinde geçirdim ve Lupa tarafından, bir savaşçı olmak üzere eğitildim. Lupa, çok sıcakkanlı biri değildir, yine de oldukça iyi bir eğitmen. Bir de..." demiş, sonra da sözlerine aslında Roma'nın kurucusu olan Aeneas'ın soyundan geldiğini söyleyerek devam ettirmişti. Hikayesinin devamı, Drake'e başlangıcından çok daha ilginç gelmişti ve en sonunda Katherine'in bir ikizi olduğunu öğrenince, gözlerinin şaşkınlıkla büyüdüğünü hissetmişti. Yanında oturan kız gerçekten de birkaç yıllık hayatına birçok macera sığdırmıştı. Drake bir süre onun sözleri üzerine ne söyleyebileceğini bulamadı çünkü saklamaya çalışsa da Katherine anlatırken yaşadıklarından biraz etkilenmişe benziyordu. Drake elbette onu anlıyordu, bunların hiçbiri kolay sindirilebilir şeyler değildi. Hala aklı arada koskoca kampta nasıl olup da iki Romalı melezin karşılaştığına gidiyordu ama Katherine'in hikayesinden sonra Kader Tanrıçaları'nın işlerine fazla kafa yormamanın, onun için daha iyi olacağına karar vermişti. Kendi hayatının tuhaflıklarla dolu olduğunu düşünürken, şimdi dünyaya bambaşka gözlerle bakan bir insanı tanımıştı. Drake'in anladığı kadarıyla Katherine çok güçlü bir kızdı ve yaşamış olduğu her şeyi soğuk kanlılıkla karşılamayı başarabilmişti. Tabii bunda büyük ihtimalle Roma kampında yetişmiş olmasının da katkısı vardı. Drake düşünceli bir şekilde dönüp Katherine'e baktığı zaman, onun da kendisi gibi düşünceli olduğunu fark ederek anlayışla gülümsedi. En sonunda, aklından geçen her şeyi olduğu gibi söylemeye karar vererek "Bence hikayenin tüm zorluklarına rağmen, şanslısın." dedi. Sözleri tam da tahmin ettiği gibi Katherine'i şaşırtmıştı. Ona merakla bakan kıza açıklama yapma gereği duyarak "Bir kere şimdi tam olarak hatırlamıyor olsan bile, Roma kampında büyüyüp Lupa tarafından yetiştirilmişsin. Ben oraya asla gitme imkanı bulamadım. Sonra, geç bulmuş olsan da bir ikiz kardeşin var. Bu da hayatta hiçbir zaman yalnız olmayacağın anlamına gelir." diye sözlerini devam ettirdi. Tam "Yani benim gibi-" derken birden susarak, kendi yalnızlığından ona bahsetmemeye karar verdi. Drake bir ikiz kardeşinin olmasını çok isterdi; Hayatta her zaman bir kişinin yanında olduğunu bilmek, bir insanı ona göre fazlasıyla mutlu etmeliydi. Katherine'in bu konuda ne düşündüğünü bilmiyordu ama Drake, daha önce hiç oturup şanslı biri olduğunu düşünmediğinden neredeyse adı kadar emindi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Katherine M. von Dorff
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Katherine M. von Dorff


Mesaj Sayısı : 4525
Kayıt tarihi : 05/03/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimeSalı Nis. 19, 2011 10:09 am

Bir anda sözünü kesmiş olması, dikkatini çekmişti Katherine'nin. Ona daha dikkatli bir şekilde baktı. Kamptaki çoğu kişiden büyük, Romalı ama hiçbir şey bilmeyen bir çaylak aynı zamanda. Kampta hiç dost edinip, edinmediğini merak etti. İçinden bir ses, bu sorusunun yanıtının olumsuz olacağını söylüyordu. Küçüklüğünden beri dinlediği iç sesine her zaman güvenirdi Katherine. Zaten, bu kadar yeni olup, çok arkadaş edineceğini düşünmemişti. Ne diyeceğini bilemeyerek durdu bir süre. "Kader Tanrıçalarına pek güven olmuyor değil mi?" Diye sordu sessizliği bozmak istercesine. Uzun süren sessizliğin ardından birden konuşması, biraz şaşırtmış gibiydi. Yeniden oluşan sessizlikte bu sefer, kanoyu kıyıya yanaştırmaya çalışan beceriksizleri izledi. Eğer yardım almazlarsa, gölün ortasından bir kürek öteye ileri gidemeyecekmiş gibi görünüyorlardı. "Bir saniye bekler misin?" Diye sordu, tıpkı onun gibi kanoyu yanaştırmaya çalışan melezleri izleyen yeni arkadaşına. Onaylayan cümlelerini beklemeden elindeki bileziğe dokundu ve suya koşarak atladı. Mayosu olmadığı için, deniz canlısına dönüşmeyi daha uygun bulmuştu. Annesi, itiraf etmeliydi ki bazen oldukça işine yarıyordu. Bir süre hangi yaratığa dönüşeceğini düşünerek bekledi. Bileziğine yeniden dokunduğunda, zihninde dönüşeceği hayvanı belirlemişti. Diğerlerini korkutacağını biliyordu ama umurunda bile değildi. Biraz eğlencenin kimseye zararı olmazdı. Mavi bir ışığın suyu kaplamasının ardından, insan bedeninin yerini, yüzgeçlerin, kuyruğun ve yüz seksen derecelik bir bakış açısının aldığını fark etti. Sivri dişlerini göstererek gülümsedikten sonra, bir an geriye döndü. Yüzünü yeniden kanoya doğru çevirdi ve onu ucundan büyük bir basınçla itti. Aslında bunu isteyerek yapmamıştı. Sadece, bir köpekbalığı olmanın getirdiği kuvvet vardı üzerinde. Diğer melezlerin korkusunu görüp eğlendi bir süre. Onlar koşarak karaya çıkıp kulübelerine giderken, Kheiron'a bu durumu haber vereceklerine emindi Katherine. Sıkkın bir şekilde yeniden insan bedenine dönerken, elbiselerinin kuru halleriyle kaldıklarını gördü. Bu duruma alışmıştı aslında. Tıpkı Neptün çocukları gibi, onlar da suda istemedikleri sürece ıslak kalmazlardı. Şaşkın bir şekilde ona bakan Romalıya gülümsedi ve bileğini kaldırıp, dönüşümünü sağlayan aksesuarını gösterdi. "Amphitrite'nin verdiği sihirli bir eşya işte. Umarım o yaratığa dönüşmüş olduğumda, seni... Nasıl desem? Sende onlar gibi kaçma isteği oluşturmuş olmamışımdır?" Saçmaladığını fark ettiğinde güldü yeniden. Yunan Kampı sınırlarında olduğu sürece, hiç bu kadar güldüğünü hatırlamıyordu. "Hey. Bu kampta bulabileceğin en iyi Romalı benim." Dedi birden konuyu değiştirerek. "Artık yalnız olmayacaksın. Sonuçta bu kampta kendini rahat hissetmeyecek olabilirsin ama... Daha Roma Kampı'nı görmedin. Bir gün seni oraya götürecek ve dövmeni yaptırmanı sağlayacağım. Belki orada sana kız da buluruz." Yeniden gülmeye başlamıştı. Kader Tanrıçaları, sonunda iyi bir şey yapmışlardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
Drake Tyrell Stanislaus
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Drake Tyrell Stanislaus


Mesaj Sayısı : 1178
Kayıt tarihi : 15/04/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimeSalı Nis. 19, 2011 11:02 am

Katherine önce söyledikleri karşısında sessizliğini korumuş, sonra da "Kader Tanrıçalarına pek güven olmuyor değil mi?" diye sormuştu. Drake buna kesinlikle katılıyordu ama tam o bu sözleri onaylayacakken, yeni tanıştığı Romalı kız yanından kalkıp göle yaklaşmıştı. Sonrası, büyük ihtimalle Drake'in hayatı boyunca unutamayacağı kadar enteresan bir olaylar zinciri oluşturmuştu. Katherine tuhaf bir şekilde, bir köpekbalığına dönüşmüş ve göle atlayıp, sabahtan beri Drake'in gözüne takılmakta olan beceriksiz melezlerin kanosunu kıyıya itmişti. Pekala, 'itmek' uygulanan kuvvet karşısında çok yetersiz bir ifadeydi. Kanonun içindekiler, ayakları yere basar basmaz ışık hızında oradan uzaklaşmışlardı. Drake nedense onlara hak vermek konusuna sıcak bakıyordu. Kendisi hala duruşunu bozmamış, Katherine yanından kalkmadan önce oturduğu şekilde, bankın üzerinde oturmaya devam ediyordu ama bunun nedeni cesaret örneği sergilemekte olması değil, ufak çaplı bir şokun bedenini sarmış olmasıydı. Kanocu melezler telaşla orayı terk ettikten sonra, Katherine tekrar eski haline dönüştü ve az önce gölde görülen köpekbalığıyla uzaktan yakından alakası yokmuş gibi, Drake'in yanına geldi. Drake olayın gizemini çözmeye çalışırken fal taşı gibi açılmış gözleri onu ele vermiş olacak, Katherine "Amphitrite'nin verdiği sihirli bir eşya işte. Umarım o yaratığa dönüşmüş olduğumda, seni... Nasıl desem? Sende onlar gibi kaçma isteği oluşturmuş olmamışımdır?" açıklamasını yaptı. Drake onun sorduğu bu soruya cevap vermemeye niyetliydi. Sonuçta, henüz yeni tanıştığı bir kızın karşısında karizmasını yerlere sermek, en son isteyeceği şey değildi. Hoş, suratındaki şaşkınlık ifadesini geçirmek için bile var gücüyle uğraşmaktaydı ve bu ona pek de yardımcı olmuyordu. Drake'in suskunluğunu korumaya devam etmesi üzerine, sessizliği bozan yine Katherine oldu. "Hey. Bu kampta bulabileceğin en iyi Romalı benim." dedi ilk önce. Drake tam bunun doğruluğundan şüphe duymadığını söyleyecekken de "Artık yalnız olmayacaksın. Sonuçta bu kampta kendini rahat hissetmeyecek olabilirsin ama... Daha Roma Kampı'nı görmedin. Bir gün seni oraya götürecek ve dövmeni yaptırmanı sağlayacağım. Belki orada sana kız da buluruz." diyerek sözlerini devam ettirdi. Drake bu sözler üzerine suratına yerleşen gülümsemeyi engellemeye çalışmadı. Katherine'in ona artık yalnız olmayacağını söylemesi, içinde bir sıcaklık uyandırmıştı. "Teşekkür ederim. Gerçekten, sözlerin beni çok sevindirdi. Seninle Roma Kampı'na gelmek ve o havalı dövmelerden yaptırmayı da çok isterim. Yalnız, bir kız bulmam gerektiğini düşünmüyorum." cevabını verdi. Son söylediği sözlerin ardına, belki de aradığı kişiyi çoktan bulduğuna dair bir ima eklemesi gerekiyordu ama 'kapalı kutu' olarak bilinen Drake'ten bunu yapmasını hiç bir güç sağlayamazdı. Katherine'in son söylediği sözlere kafa yormasına fırsat tanımak istemediğinden, konuyu değiştirme çabasıyla "Sadece köpekbalığına mı dönüşebiliyorsun yoksa istediğin her deniz canlısına mı?" diye sordu. Ardından, "Bu gerçekten çok işe yarayabilecek bir güç bence." şeklinde, kendi fikrini belirtti. Stresle düşen çenesine hakim olamadan da konuşmasına devam etti. "İşe bak, annen sana böyle bir güce sahip olmanı sağlayabilecek bir hediye vermiş, benim babam Zeus'un bana verdiği hediye ise, yalnızca saat şeklini alabilen bir kalkan." dedi. Ayağa kalkıp sol bileğinde takılı olan saatin üzerindeki koyu mavi tuşa bastı ve onun geniş bir kalkan halini almasını izledi. Göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşmiş olan işlem, artık onu zerre kadar şaşırtmıyordu. Kalkan elbette bir karşılaşma sırasında çok işine yarıyordu ama Katherine'in köpekbalığına dönüşmesi gibi, o da hava moleküllerine veya bir kuşa dönüşebilse, gerçekten mükemmel olurdu. Kaşlarını çatarak, belki kampta tanıdığı bazı melezler gibi bir gün onun da bir özel gücünün ortaya çıkabileceğini düşündü. Tanrıların Tanrısı'nın armağanı olan kalkan, bir özel güç ile birleşirse, Drake gerçekten kendini yenilmez hissedebilirdi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Katherine M. von Dorff
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Katherine M. von Dorff


Mesaj Sayısı : 4525
Kayıt tarihi : 05/03/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimeSalı Nis. 19, 2011 7:30 pm

Saatin kalkana dönüşmesini izledikten sonra Drake'in sorularına, hiç düşünmeden, hemen cevap vermeye başlamıştı. "Gerçekten düşünmüyor musun? Kız arkadaş edinmeyi yani. Şey..." Bir an için sustu. "Yakışıklı bir melezsin. Çok geçmeden bulacağına eminim." Yüzü kızarmıştı. İltifat etmek, ona göre değildi aslında. Kısa sürede toparladı kendini ve onun sorularına cevap vermeye devam etti. Eli, parlayan aksesuarına gitmişti yeniden. "Aslında, istediğim canlıya dönüşebiliyorum. Hatta bunu henüz savaşlarda kullanmadığım için, daha dönüşmeyi aklıma bile getirmediğim bir sürü canlı var." Nefes aldıktan sonra, yeniden gülümsedi. "Hatta... Kulübemizdeki akvaryumda yüzmek için süs balığına dönüştüğüm bile oluyor." Bunu ona neden söylediğini bilmiyordu. Ama söylemişti işte. Yüzü yeniden kızarmadan başka bir konuya geçmeye karar verdi. "Hey, benim mızrağım ve kılıcım var, yine de kalkanım yok. Bence kalkan da oldukça işe yarayabilecek türden bir şey. Belki ileride, bir kartala dönüşmek gibi, havalı bir gücün olduğu ortaya çıkar." Onu rahatlatmaya çalışmıştı sözleri ile. Jüpiter'in çocuklarına daha ilginç bir şeyler verebileceğini tabi ki de o da düşünüyordu, yine de içinde birden onu rahatlatma ihtiyacı hissetmişti. Yeniden oluşan sessizliği bozmak istercesine konuşmaya başladı. "Benim özel gücüm sadece su bitkilerini kontrol etmek. Sihirli eşyam onun yanında süper kalıyor bence." Güldü. Su bitkilerini kontrol etmek, şu ana kadar hiç işine yaramamıştı. Bankta arkasına yaslanıp, artık boşalmış gölü izledi. Su durgunlaşmış, sıkıcı hale gelmişti. Belki de, o melezleri kurtarmaması gerekirdi. En azından konuşmayı bıraktıklarında, onları izleyip eğleniyorlardı. "Belki de onları gölde bırakmalıydım. Şimdi kimse de yok ve onlar birer korkak tavuk gibi hemen tüydüler. Gerçekten hiç mantıkları yok. Melez Kampı'nda benim dışımda, kim köpek balığı olabilir ki?" Bunu konuşmaları sırasında hep yaptığı gibi hem gülerek, hem de gururla söylemişti. Deniz canlılarına dönüşmeyi seviyordu ve kamptaki çoğu kişi de onun dönüşebildiğini biliyordu. İşte bu yüzden, o melezlerin korkarak kaçması Katherine'e komik gelmişti. Bir an için yine sessiz kaldılar. Drake'in cevap vermek üzere olduğunu biliyordu ama ondan önce davranıp, yeniden konuşmuştu. Hiçbir zaman bu kadar çok konuştuğunu hatırlamıyordu. "Peki kardeşlerin ile tanışma fırsatı bulabildin mi? Ben Amphitrite Kulübesi açıldığında gelmiştim ve aynı gün, neredeyse tüm kardeşlerim gelmişti. Gerçekten de tuhaf bir gündü." Gevezelik ettiğinin farkına vardığında, kendisine kızmadan edemedi. Bu kadar konuşmak ona göre değildi. Sadece sorusunu soracak, sonra da onun cevap vermesini bekleyecekti. Ama bunu yapamıyordu. Konuşmaya başladıktan sonra, sanki anlattıkları Drake'in ilgisini çekecekmiş gibi uzatıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
Drake Tyrell Stanislaus
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Drake Tyrell Stanislaus


Mesaj Sayısı : 1178
Kayıt tarihi : 15/04/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimeÇarş. Nis. 20, 2011 10:07 am

Drake şaşkınlıkla karışık bir hayranlıkla, Katherine'in konuşmasını devam ettirmesine müsaade ediyordu. Onu dinlemek ve onun hakkında yeni şeyler öğrenmek hoşuna gittiği için, Amphitrite kızının sözünü kesmek gibi bir niyeti yoktu. Aslında, ona yakışıklı olduğunu söylediğinden beri, ağzının kulaklarına varmasına zor engel oluyordu. İstediği her canlıya dönüşebiliyor olması, ona çok enteresan gelmişti. Az önce gözleri önünde bir köpekbalığına dönüşmüş olmasa, büyük ihtimalle Katherine'in gerçekten bunu yapabildiğine inanmazdı. Yani bu, dışarıdan bakıldığında pek de inanılır gelmiyordu insana. Katherine'in "Hatta... Kulübemizdeki akvaryumda yüzmek için süs balığına dönüştüğüm bile oluyor." demesi üzerine gülümsedi. Onu bir süs balığı olarak düşünmek, köpekbalığı olarak düşünmekten daha kolaydı. Katherine "Hey, benim mızrağım ve kılıcım var, yine de kalkanım yok. Bence kalkan da oldukça işe yarayabilecek türden bir şey. Belki ileride, bir kartala dönüşmek gibi, havalı bir gücün olduğu ortaya çıkar." dediğinde, onu teselli etmeye çalıştığını anladı. Kalkanının tekrar saat haline gelmesini sağladıktan sonra tekrar banka oturdu. Ne cevap vereceğini bilmiyordu. Bir kartala dönüşmek belki de onun en büyük hayalleri arasındaydı ama böyle bir şeyin hiçbir zaman olamayacağını düşünüyordu. Katherine'in özel gücünü öğrenince biraz daha şaşırmıştı. Su bitkilerini kontrol etmenin insana pek çok yarar sağlayabileceğini düşünüyordu. Elbette sihirli eşyasının yardımıyla yaptığı, çok daha büyüleyiciydi. Katherine sözlerini sonlandırdıktan sonra tekrar göle doğru bakmaya başladı. Drake de bakışlarını o yöne çevirmesi gerektiğini düşünüyordu ama yine de Katherine'e bakıyordu. İçinden aynı anda birçok şey demek geçiyordu ama hiçbir şey diyemiyordu. Tuhaftı. En sonunda Katherine tekrar sessizliği bozduğunda, ona minnetle gülümsedi. Tam ona herkesten kendisi kadar cesaret beklememesi gerektiğini, sonuçta onun buradaki diğer melezlerden çok farklı olduğunu söyleyecekken, Katherine sözlerine devam etti. "Peki
kardeşlerin ile tanışma fırsatı bulabildin mi? Ben Amphitrite Kulübesi açıldığında gelmiştim ve aynı gün, neredeyse tüm kardeşlerim gelmişti. Gerçekten de tuhaf bir gündü."
diyen Katherine'e merakla baktı. O gün kampta olmak ve Amphitrite kulübesinde yaşananları görmek isterdi. Sonra aklına, ona sorulan soru geldi. Bir an önce cevap vermesi ve aralarındaki sessizliği uzatmaması gerekiyordu. "Kampta kalan dört kardeşimin üçüyle tanışmayı başarabildim. Biri kışın buraya hiç uğramıyormuş, o nedenle onu göremedim. Kardeşlerimin hepsi çok ilgiliydiler, sanırım bu kampa gelmenin iyi tarafları da var." dedi. Aslında kampa gelmesinin iyi taraflarından birinin, şu anda yanında oturduğunu düşünüyordu. Dünya kocaman bir yerdi ve Drake, onunkine düşman bir kampta, onun gibi Romalı olan bir kız ile karşılaşmıştı. Bu ona göre kesinlikle 'iyi tarafta' yer alacak gelişmelerden biriydi. Drake bir süre sessiz kaldıktan sonra, az önce yaptığı konuşmanın başında Katherine'in söylemiş olduğu bir şey aklına geldi. Suratını ona doğru çevirerek "Bu arada... Yakışıklı olduğumu söylediğin için teşekkürler. Sen de çok güzelsin. Sanırım, şey... Birini aramama gerek yok." dedi. Kızarmaya başladığını hissedince basit bir numarayla, etraflarında bir hava akımının oluşmasını sağladı. Esinti onu sakinleştirip, kısa sürede kendine getirmeyi başarabilirdi. Acilen konuyu değiştirmesi gerektiğini hissettiği için, "Kanoculara yardım etmen kötü olmadı bence. O beceriksizleri izlemek bana ıstırap veriyordu." diyerek gülümsedi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Katherine M. von Dorff
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Katherine M. von Dorff


Mesaj Sayısı : 4525
Kayıt tarihi : 05/03/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimePerş. Nis. 21, 2011 5:51 am

Drake ona güzel olduğunu söylediğinde yüzü kızarmıştı ve gülümsemişti. Ama gülümsemesini sağlayan sonraki sözleri olmuştu. Birini aramıyordu! Buna sevindiğini, ona çaktırmayacaktı tabi ki de. Kanocular hakkındaki görüşünü söylemesi, yüzündeki gülümsemeyi genişletmişti. Hatta neredeyse sesli gülmesine sebep olacaktı. "Aradığın zaman kızların sıraya gireceğine eminim. O sıranın başında da ben olacağım." Dedi dalga geçercesine. Sözündeki gerçeklik payını saklamak için dalga geçiyormuş gibi söylemişti. Yüzünün kızarmasını gizlemek için, sanki başka tarafa bakıyormuş gibi çevirdi anında bakışlarını. Saçlarının, hala kızarmış bir şekilde sırıtan yüzünü gizlediği için memnundu. Kader Tanrıçaları, onun için her ne planlıyor iseler, kesinlikle devam etmelilerdi. Artık hayvanların ve suyun çıkardığı sesten başka en ufak bir ses çıkarmayan göle ve çevresine bakındı. Yeniden oluşmaya başlayan sessizliği bozmak için konu bulmaya çalışırken, yüzünün yanması ve kızarıklığı geçmeye başladığını hissedip yüzünü çevirdi. Drake'in ona baktığını gördüğünde, ne yapacağını bilemeyecek öylece kaldı. Aslında, içten içe Drake'in ona baktığını görmek hoşuna gitmişti. Bunun özel bir nedeni olmadığını, sadece öylesine bakmış olabileceğini de biliyordu ama hep öyle kalmalarını dilemeye başlamıştı şimdiden. Yine de, başını çeviren de ilk o oldu. Ortaya çıkan hafif esintiye minnettardı çünkü son birkaç dakikadır olduğu gibi yüzünün kızarmasını engellemişti. Oyalanmak için saçı ile oynamaya başladığında, konu bulmak için kendini zorluyordu resmen. Sessizlik hoşuna gitmemeye başlamıştı. Bir yandan da şaşkınlığı sürüyordu. O, hiç böyle bir şey düşünebilecek kızlardan olduğunu düşünmemişti. Küçüklüğünden beri aldığı savaşçı birinin, hoşlanma duygusunu yok ettiğini düşünmüştü. Şimdi bunun olmadığını görüyor, kendine itiraf edemese de seviniyordu. "Şey..." Dedi ve birden duraksadı. Sessizliği bozmak için konu açmayı ve saçmalamayı bile kabulleneceğini düşünürken, birden konuşmaya başlamıştı bile. "Sessizlik biraz sinirimi bozdu da." Dürüst olmaya karar verip söylediği şeyden sonra, Drake'in tepkisini görmek istemediği için konuşmaya devam etti. Ne zamandan beri bu kadar utangaç oldu, bilmiyordu."Seni en kısa zamanda Roma Kampı'na götüreceğim. Alınma sakın ama Jüpiter'in ne düşündüğü umurumda bile değil. Senin de bizde olan, yani Romalı melezlerin sahip olduğu bu dövmeye sahip olman gerek! Lupa, başka bir Jüpiter oğlu gördüğüne sevinecektir. Gerçi bunu anlamak da pek mümkün değil çünkü çoğunlukla sert bir duruşu vardır. Kurt olduğunu da hesaba katmak gerek tabii." Yüzünde Lupa'nın sert ifadesini takınmış, sonra da gülmüştü. Yeniden eğlenmeye başlıyordu. Üstelik konuştuğu zaman sözünün kesilmemesi onu mutlu ediyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
Drake Tyrell Stanislaus
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Drake Tyrell Stanislaus


Mesaj Sayısı : 1178
Kayıt tarihi : 15/04/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimePerş. Nis. 21, 2011 10:17 am

Yanında oturan Katherine "Aradığın zaman kızların sıraya gireceğine eminim. O sıranın başında da ben olacağım." dediğinde, Drake kalbinin hızla atmaya başladığını hissetmişti. Aslında onun bunu sadece şaka olsun diye söylediğini biliyordu fakat, yine de her şakada bir gerçeklik payı olduğu tezine güvenmek istiyordu. Belki de sadece saçmalıyordu ama onun kadar rahat birinin, bu sözler üzerine heyecanlanmasında mutlaka bir şey olmalıydı. Yani, Drake yakışıklı bir çocuk olduğunu kabul ediyordu ve daha önce de birçok iltifat ve ima duymuştu ama yanında oturan güzel kızın sözleri onu hiç beklemediği kadar fazla heyecanlandırmıştı. Katherine gülmüştü ve bu, sözlerinin şakadan ibaret olduğunu belirtmek içindi. Bu durum Drake'i biraz üzmüştü ama yine de fazla takılmamaya karar verdi. Onun sözlerine verebilecek bir cevap düşünürken, Katherine sessizliğin sinirlerini bozduğunu söyledi. Bu durum kesinlikle Drake için de geçerliydi ama hiç huyu olmamasına rağmen şu anda aklına açabileceği bir konu gelmiyordu. Yeni tanışmış olduğu bir kıza onun hakkındaki düşüncelerini elbette söyleyemezdi. Havadan sudan basit bir konu açmak da, çok lüzumsuz olurdu. Hava ve su... Şimdi bu iki kelime bile ona, onları anlatıyormuş gibi gelmişti. Suratına yerleşen gülümsemeyi Katherine'in görmesini istemediğinden, bakışlarını tekrar göle doğru çevirdi. Aslında etraftaki sessizlik iyi olmuştu çünkü Katherine belli ki sessizliği sevmiyordu ve onu doldurmak için konuşmayı tercih ediyordu. Böylece Drake, onun hakkında daha fazla şey öğrenebilme fırsatı buluyordu. İçten içe fazlasıyla saçmalıyor olduğunun farkındaydı ama düşüncelerine hükmetmek gibi bir gücü yoktu. Katherine "Seni en kısa zamanda Roma Kampı'na götüreceğim. Alınma sakın ama Jüpiter'in ne düşündüğü umurumda bile değil. Senin de bizde olan, yani Romalı melezlerin sahip olduğu bu dövmeye sahip olman gerek! Lupa, başka bir Jüpiter oğlu gördüğüne sevinecektir. Gerçi bunu anlamak da pek mümkün değil çünkü çoğunlukla sert bir duruşu vardır. Kurt olduğunu da hesaba katmak gerek tabii." derken, can kulağıyla onu dinledi. Sesinin ahengi hoşuna gitmişti. Bu sefer gülümsemesini Katherine'den saklamadan, direkt ona baktı ve "Teşekkür ederim. Ben..." dedi. Sonrasını getirebileceğinden emin olmadığı için bir saniyeliğine gözlerini kapatıp kendini sakinleştirdi. Sonra, içindekileri "Roma Kampı'nı ve Lupa'yı çok merak ediyorum, o dövmelerden edinmeyi de çok istiyorum. Bir de, Roma Kampı'na seninle birlikte gitmek, beni mutlu eder." diyerek aktardı. Katherine'in açık sözlülüğü ona da bulaşmıştı ve bu durum suratındaki rengi koyulaştırsa da içindekileri dışa yansıttığı için kendini rahatlamış hissediyordu. En son ne zaman oturup biriyle bu kadar şeffaf bir şekilde konuştuğunu hatırlamıyordu. Belki de, bu onun hayatında bir ilkti. Katherine'in cevap vermesine fırsat tanımadan "Bu arada, bu kampta eminim tanıdığın ve yakın olduğun birçok kişi vardır. Değil mi?" diye sordu. Aslında amacı konuşma konusu bulmaktan çok, onun hayatında kimlerin, ne tür ilişkilerin olduğunu öğrenmekti. Tabii, o sırada bunu kendine bile tam olarak itiraf edebildiği söylenemezdi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Katherine M. von Dorff
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Katherine M. von Dorff


Mesaj Sayısı : 4525
Kayıt tarihi : 05/03/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimePerş. Nis. 21, 2011 8:54 pm

Drake'in son dediği şeyi neredeyse duyamayacaktı çünkü aklı, onunla birlikte Roma Kampı'na gitmekten mutluluk duyacağını söylemesinde kalmıştı. Buna nasıl tepki vereceğini bilemediği için sadece gülümsemek ile yetinmişti ama içinden geçenleri yansıtmamaya çalıştığı için bundan vazgeçip önüne döndü. Yoksa kendini tutamayıp, bazen hiç işine yaramayan o açık sözlülüğü yüzünden her şeyi itiraf edecekti. "Şey. Aslında bu kampı hiç ama hiç sevmiyorum. Yine de nasıl olduğunu anlamadan bir sürü arkadaş edindim." Diyerek başladı sözlerine. "En yakın arkadaşım, manevi kardeşim gibi gördüğüm Adyali'dir." Ona yeniden gülümsedi. "Senin kardeşin yani. Birbirimize lakaplar bile taktık. Neyse... Sonra Proserpina... Persephone kızı Dioné vardır. Ona da can yoldaşı diyebiliriz. Onun için yapmayacağım şey yoktur." Başka kimler olduğunu düşünürken, kısa bir sessizlik oluştu. "Lena var. O da sana dediğim ikizim işte. Yunan melezi. Bu annemi bir türlü anlamıyorum. Lexi vardır. Tam adı Alexis tabi. Lena gibi o da Diana'nın avcılarından. Onlar dışında diğer avcılar ile de aram iyidir. Kendi kulübemdeki kardeşlerime de çok değer ederim. Bazen sinirimi bozarlar ama çoğunlukla onlarla vakit geçirmek eğlencelidir." İki gün önce kulübelerine gizlice içki getirtip içtikleri anı hatırlayınca istemsiz bir şekilde güldü. Sonra aklına gelen isimleri hatırlayıp saymaya başladı. "Hades çocuklarından Robyn ve Selene, Athena çocuklarının yarısı, üvey kardeşlerim yani Poseidon çocukları ile hep iyi anlaşırım. Demeter çocukları ise benim için başkadır. Hatta liderleri ile yaptığımız bir görüşmede, kulübelerimizi ittifak yaptım." Dedi gururla. Bir şeyler başarmış olmak onu sevindiriyordu. "Senin kardeşlerin ile de iyi anlaşırım. Neyse. Bu kamptan daha vardır ama benim aklımda kalanlar bunlar. Roma Kampı benim evim olduğu için oradaki arkadaşlarım da fazladır tabi. Mars oğlu Aaron vardır. Küçüklüğümden beri tanırım onu. İkimiz de birbirimiz için canımızı veririz diyebilirim. Sonra, aynı zamanda kuzenim olan Cintia vardır. Ceres kızı o da. Romalı kardeşlerim ve kulübe liderleri de dahildir buna." Derin bir nefes aldı. Şaşkındı çünkü konuştukça, ne kadar çok dostu olduğunu fark etmişti. Oysa bu kampa geldiğinden beri düşmanca bir tavır sergileyen kızın neredeyse hiç dostu olmamalıydı. Bu Yunanlılar fazla dost canlısıydı. Katherine'nin onlarda sinir olduğu şey de buydu zaten. O anda aklına gelen yeni bir şeyle yüzünde bir gülümseme belirdi ve konuşmaya başladı. Aaron'u böyle bir iş için kullandığı için içten içe pişmandı ama, bir süre sonra bu pişmanlığı geçti. Sadece bir anısını anlatacaktı. Ne olabilirdi ki? "Bir keresinde, kardeşin Marcus ile Satürn'ün karşısına çıkmıştık. Yunanlıların deyişi ile Kronos. Nedeni Aaron'du. Şey... Satürn ikimize de şu İris mesajlarından göndererek, Aaron'u yakaladığını ve iki melezi öldürdüğünü söylemişti. Tabi biz hemen gitmiştik. Biraz zor oldu onu kurtardık ve Satürn'den kaçmayı başardık ama ben... Orada neredeyse ölüyordum. " Eli istemsiz bir hareketle yarasına gitti. Drake'in ne tepki vereceğini bilemiyordu ama sözlerine devam etti. Parmağı ile yarasının olduğu yeri gösterdi ona. "Tam şurası. İki drakon ile savaşırken, kılıç sıyırmıştı. Neyse. Üzgünüm, ben bu hikaye ile canını sıktım sanırım. Konuşmaya başladıktan sonra duramadığımı anlamışsındır."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
Drake Tyrell Stanislaus
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Drake Tyrell Stanislaus


Mesaj Sayısı : 1178
Kayıt tarihi : 15/04/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimeC.tesi Nis. 23, 2011 9:51 am

Katherine'in sorduğu soruya verdiği cevapları mutluluk ve merakla dinliyordu. Fazla ilgili olduğunu belli etmemek için gözlerini yine kano gölüne dikmişti. Katherine anlattıkça, arada anılan isimlerden birkaçını tanıdığını fark etmişti. Kardeşi Adyali ile çok yakın arkadaş olmaları onu sevindirmişti çünkü erkek arkadaş meselesi ayrı tutulursa, Drake de Adyali ile çok iyi anlaşıyordu. Onun arasının iyi olduğu kulübelerden birkaç tanıdığı vardı. Mesela Hades kulübesindeki Robert ile daha önce birkaç kez konuştuğu olmuştu. Athena kulübesinin lideri Lucianna da ona kampa geldiği ilk günden beri sıcak davranmıştı. Poseidon kulübesi ise, zaten en fazla yakınlık kurduğu kulübeler arasındaydı. Gülümseyerek, Katherine'in kulübesi olan Amphitrite kulübesinden de birkaç kişi tanıdığını düşündü. Aslında, Eliesha'yı öz kardeşi gibi görüyor ve kendinden sorumlu hissediyordu. Daha yeni tanışmış olmalarına rağmen de Judytte'e aklına gelen her şeyi anlatıp duruyordu. Tuhaftı, Drake farkında olmadan Amphitrite kulübesinden birçok arkadaş edinmişti. Tabii yeni tanışmış olduğu Katherine'e bir anda ısınmıştı ve ona baktığında, heyecanlandığını hissediyordu. Sanki onu hiçbir zaman arkadaş oldukları listesine ekleyemeyecekmiş gibiydi çünkü içindeki bazı duygular, arkadaşlığın onlar için basit kalacağına işaret ediyordu. Katherine'in konuşması boyunca suskunluğunu mutlulukla korudu çünkü o sadece dostları ve arkadaşlarından bahsediyordu. Hiç, daha ileri gitmiş bir ilişkisinin bahsini açmamıştı ve eğer hayatında onun için çok özel biri olsa, Katherine'in bunu şimdiye kadar söyleyeceğinden emindi Drake. Katherine konuşmaya devam ederken sesi bir anda değişti ve Drake, onu üzen bir anısını anlatmakta olduğunu anladı. "Bir keresinde, kardeşin Marcus ile Satürn'ün karşısına çıkmıştık. Yunanlıların deyişi ile Kronos. Nedeni Aaron'du. Şey... Satürn ikimize de şu İris mesajlarından göndererek, Aaron'u yakaladığını ve iki melezi öldürdüğünü söylemişti. Tabi biz hemen gitmiştik. Biraz zor oldu onu kurtardık ve Satürn'den kaçmayı başardık ama ben... Orada neredeyse ölüyordum. " dedi Katherine. Sonra eliyle yarasının olduğu yeri işaret etti ve "Tam şurası. İki drakon ile savaşırken, kılıç sıyırmıştı. Neyse. Üzgünüm, ben bu hikaye ile canını sıktım sanırım. Konuşmaya başladıktan sonra duramadığımı anlamışsındır." diyerek sözlerini devam ettirdi. Drake istemsiz bir şekilde "Durma zaten." dedi ve sonra farkında olmadan sarf ettiği sözlerin suratını kızartmasını engelleme çabasıyla, yine etraflarında bir esintinin oluşmasını sağladı. Az önce gerçekten de çok saçma bir pot kırmış olduğunu düşünüyordu. Katherine'in de onun gibi düşünmesini istemediği için telaşla konuşmaya başladı. "Canımı falan sıkmadın, aksine, anlattıkların oldukça ilgimi çekti. Zor bir durumda kalmış olmana ve yaralanmana üzüldüm ama hayatta kalmayı başarmış olduğun için sevindim." dedi. Bu hikayeyi ve ismi Aaron olan çocuğun Katherine için tam olarak ne ifade ettiğini sonra uzun uzun Marcus'a sorması gerektiğini aklına not etti. Banka oturduğundan beri genellikle hep Katherine'e sorular sorduğunun ve onun konuşmalarını dinlediğinin farkındaydı ama nedense bu durumdan hiç de şikayetçi değildi. Katherine ile ilgili öğrendiği her bilginin, onun için çok değerli olduğunu hissediyordu. Biraz da gerilmişti çünkü konuşurken sürekli ağzından bir şeyler kaçırıyordu ve bu normalde hiç onun adeti değildi. En sonunda, Katherine'in sabahtan beri olduğu kadar dürüst olmaya ve ağzından çıkmak isteyen kelimeleri tutmaya çabalamaktan vazgeçmeye karar verdi. "Katherine ben... Öylesine dolaşırken burayı bulduğum ve yanına gelmeye cesaret edebildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Seni sıktım mı bilmiyorum ama konuşmak ve dinlemek gerçekten iyi geldi." dedi. Aslında, buradan kalkıp gitmeyi hiç istemediğini de söyleyecekti ama bir işe yaramayacağının farkındaydı çünkü hava kararmaya yüz tutmuştu ve Melez Kampı'nda yemek vakti gelip çatmıştı. Bir de, Katherine'i saatlerdir burada tutuyormuş gibi hissediyordu ve Amphitrite kızının onun gibi boş biri olmadığını, yaptıkları konuşma sırasında öğrenmişti. Büyük ihtimalle uzun süredir yanında oturan kızı, yapması gereken işlerden alıkoyuyordu. Drake yine de kendini suçlu hissetmiyordu çünkü kendisi gibi Romalı olan biriyle konuşmak, onu tanımak, gerçekten de anlatamayacağı kadar iyi gelmişti. Ona en kısa zamanda tekrar görüşmeleri gerektiğiyle ilgili bir şeyler söylemek istiyordu ama cesaretini bir türlü toplayamamıştı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Katherine M. von Dorff
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Katherine M. von Dorff


Mesaj Sayısı : 4525
Kayıt tarihi : 05/03/11

İki Romalı Melez Empty
MesajKonu: Geri: İki Romalı Melez   İki Romalı Melez Icon_minitimeC.tesi Nis. 23, 2011 1:53 pm

Drake'i üzmemiş olduğunu bilmek rahatlamasını sağlarken, yüzünde istemsiz bir gülümseme oluştu. Ama gülümsemesini bozmaya niyeti yoktu. Sonuçta basit bir gülümseme duygularını belli etmezdi ya? "Katherine ben... Öylesine dolaşırken burayı bulduğum ve yanına gelmeye cesaret edebildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Seni sıktım mı bilmiyorum ama konuşmak ve dinlemek gerçekten iyi geldi." Söyledikleri karşısında yanakları kızaracak gibi olmuştu Katherine'nin. Ama Drake konuşmaya başladığında ortaya çıkan hafif esintinin devam etmesi sayesinde, bir dakika içerisinde yok olmuştu. Ne söyleyeceğini bilemeyerek öylece durdu. Çok düşünceli olduğu anlarda olduğu gibi dudağını ısırmadan önce, konuşmasını bitirmiş ya da tıpkı kendisi gibi söyleyecek bir şey bulamayan Drake'e karşılık vermesi gerektiğini hissediyordu. Beyni durmuş gibiydi ve aklına gelip gelebilecek her şeyi sormuş gibi hissediyordu kendini. Tesadüf eseri yanına gelip oturmuş bu çocuktan hoşlanacağını söyleseler, bunu söyleyen kişilere güler sonra da onlarla dalga geçerdi. Ama şimdi bu onun başına gelmişti ve her zaman yapacak ya da söyleyecek şeyler bulan Katherine, sessiz bir şekilde oturuyor, söyleyecek bir şey bulamadığı için kendisine kızıp duruyordu. Drake'in bir şeyler söylemesi için içinden tüm Tanrılara yalvardığı halde, çocuğun susmaya devam etmesi, biraz moralini bozmuştu. Bakışlarını en sonunda kano gölüne çevirdiğinde, mavi gözlerine yansıyan şaşkınlık, yerini telaşa bıraktı. Anında gökyüzüne çevirdiği bakışları ile havanın kararmaya başlamış olduğunu görebiliyordu. Drake ile konuşmaya daldığı için o gün yapması gereken tüm işleri unutmuştu. Aslında, bundan pişman olduğu söylenemezdi. Sıkıcı işleri ile geçireceği gününe biraz renk gelmişti bile denilebilirdi. Drake ile tanışmış olduğu için şanslı olduğunu düşünüyordu. Drake'in olduğu tarafa bakmamaya çalışarak, çaktırmadan saatinin bulunduğu elini kendisine doğru döndürdü. Neredeyse yediye gelecek olan saat bir kez daha şaşırmasını sağlarken, hemen kalkmasının kabalık olup olmayacağını değerlendiriyordu zihninde. "Vay canına gerçekten de uzun bir konuşma oldu." Dedi. Konuşmayı gitmesi gerektiğini söylemeye bağlamak istiyordu ama bu konuda ne yapacağına dair en ufak bir fikri yoktu. Yine de hemen kalkmazsa hiçbir şeyi yetiştiremeyeceğinin farkındaydı. Kulübede temizlik başlatması, kardeşlerine görev dağılımı yapması, odasını düzenlemesi, kamp marketine gidip alışveriş yapması gerekiyordu. Bunları düşünmek bile suratını asmasına ve moralinin bozulmasına yetiyordu. "Şey, benim artık gitmem gerek. Yapmam gereken işler var." O ayağa kalkarken, Drake'in de ayaklandığını gördü. Ona gülümserken, otururken kırışmış olan tişörtünü düzeltti. Tam gitmek için ikinci adımını atacağı sırada, geri döndü ve ona sarıldı. Drake'in bir süre duraksayıp sonra ona sarılması, Katherine'ni sevindirmişti. Gitmeden önce ona son bir kez gülümsedikten sonra "İyi ki yanıma oturmuşsun. Kampta bulunan başka bir melez ile tanışmak iyi oldu. Umarım daha sonra da görüşürüz. Gerçi burası küçük bir yer. Karşılaşacağımıza eminim." Dedi her zamanki dürüstlüğünü kullanarak. Aslında bunları söylediğinde hemen yüzü kızarırdı ama Drake'in bunu görmesine izin vermeden arkasını döndü ve küçük bir çocuk gibi zıplayıp uzaklaşmamak için kendini tutarak, kulübesine döndü.

~Rp Bitmiştir.~
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
 
İki Romalı Melez
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kronos'a Karşı 11 Melez! (Melez Kafe'nin devamı)
» Romalı Hissetmek / Direnç
» Romalı Kızın Düşü / Uyku Sarmaşıkları
» Melez mi !?
» melez kampı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kano Gölü-
Buraya geçin: