Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Bekarlığa Elveda! | |
|
+7Drake Tyrell Stanislaus Darius Cladius Glaber Tristan Micah Addison Martin Tudor Leonardo di Muérte Leéroy Sephard Robert Harris 11 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Robert Harris Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1602 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Bekarlığa Elveda! Paz Nis. 17, 2011 12:42 am | |
| Kalbimin bozuk ritmi yüzünden gecenin ilerleyen saatlerinde ölmezsem, yarın evli bir erkek olacaktım. Buna hala inanamıyordum. Ben, Ölüler Tanrısı'nın oğlu, gidip Rose'a evlenme teklif etmiştim! Gırgırcı Martin ve Yon, günde üç öğün o sahneyi canlandırıp gülme krizlerine girmeseler, belki şimdi bunların hepsinin rüya olduğunu bile düşünebilirdim. Yaptığım teklif için elbette pişman değildim çünkü Rose benim hayatımdı. Yıllardır birbirimizi tanıyorduk ve labirentte çıktığımız korku dolu bir görevden beri, o benim tek aşkımdı. Eski hatıralar gözlerimin önünde yeniden canlanırken suratıma sümsük bir gülümsemenin yerleştiğinin farkındaydım ama umurumda değildi. Zaten son günlerde yaptıklarım yüzünden eski ve korkutucu karizmamı büyük ölçüde kaybetmiştim. Martin bir tanrı olduğu gerçeğini unutarak sırtıma sertçe vurduktan sonra "Dostum, biraz rahatla ama! Bu gece senin gecen!" diye bağırdı. Acıyla kasılarak ona pis bir bakış atmakla yetindim. Martin'i partiye davet etmemiştim ama herkesten önce Club Harris'e damlamaktan vazgeçmesi için yeterince caydırıcı bir etken değildi bu. Club Harris bugün, barın açılışını yaptığım gün kadar canlıydı. Her tarafta süslemeler, değişik dekorlar vardı. Tabii bu sefer fark, etrafın daha çok erkeklere hitap ediyor olmasıydı. Bekarlığa veda partim için kampta arkadaşım olarak gördüğüm herkesi mekana davet etmiştim. Hatta, sırf Sel'i kırmamak için onun erkek arkadaşı Tristan'ı da çağırmış ve bu gece onu öldürmeyeceğime dair Styks Nehri üzerine yemin etmiştim. Elbette öncelikle çağırdığım kişiler kardeşim Hec ile Calvin, Yon ve ortağım Kev'di. Sonrasında yakın olduğum diğer arkadaşlar ve listenin devamında da az-çok tanıdığım tüm erkekler vardı. Bu parti uzun süredir kampta olmadığım için özlemiş olduğum herkesle biraz vakit geçirip eğlenmeme zemin hazırlayacağı için çok mutluydum. Tanımadığım birkaç kişi de gelecekti ve yeni melezlerle de tanışma imkanı bulacaktım. Pek iyi anlaşamadığım Zeus çocukları, belki Rose'un kardeşi olan Poseidon çocukları da burada olacaktı. Bu gece bar, işler yolunda gitmezse tam bir savaş arenasına dönüşebilirdi ama buna izin vermemekte kararlıydım. Rose'dan ayrı olarak geçireceğim son gecede her şeyin mükemmel olmasını istiyordum. Bir de, eski, düzensiz ve dağınık hayatıma elimden geldiğince coşkulu bir şekilde veda edebilmek... Evlenmek ve bir kişiyle hayatını sonsuza dek birleştirmek, bana göre insanın hayatındaki en önemli olaydı. Ben hayatımın aşkını, o doğru insanı bulmuştum ve şimdi henüz 19 yaşındayken, onunla evleniyordum. Rose yarın Harris soyadını alarak, resmi olarak benim eşim olacaktı. Belki de tüm bu curcuna arasında beni en çok heyecanlandıran olay da oydu. Nikah memurumuz olacak kişi -yani Kheiron- önce ona, sonra da bana o soruyu soracaktı. Cevap veremeden düşüp bayılmak şimdiden korkulu rüyam olmuştu. Düğün bu partiden çok daha fazla kargaşaya meyilli olacaktı çünkü burada en azından sadece erkekler vardı ama orada hem erkekler, hem kızlar, hem de tanrı ve tanrıçalar olacaktı. Derin bir nefes aldıktan sonra bara gidip kendime bir kadeh viski koydum. Daha hava yeni kararmaya başlarken ilk kadehimi yudumlamak, hiç akıl karı değildi ama pek tehlikeli de değildi çünkü şu ortamı bozabilecek şey sarhoş bir adam değil, gergin bir Hades oğluydu. Bu gece güvenlikçim Kate burada olamayacaktı ve barı diğer günlere oranla çok daha güvenliksiz hissediyordum ama başımıza kötü bir şey gelmeyeceğini de bir şekilde biliyordum. Nedense kendimi tanrıların korumasında hissediyordum ve bu bana gerçekten sapıtmaya başladığımı kanıtlıyordu. Suratımda çarpık bir gülümsemeyle barın girişinde asılı duran yazıya bakıp onu seslice okudum; "Bekarlığa elveda!" Ardından da ekledim; "Rose yanımda olduğu sürece bekarlık günlerimi hiç özlemeyeceğimden eminim."
| |
| | | Leéroy Sephard Hekate'nin Çocuğu
Mesaj Sayısı : 160 Kayıt tarihi : 12/03/11
| Konu: Geri: Bekarlığa Elveda! Paz Nis. 17, 2011 1:24 am | |
| Odamda duren bir parşomen kağıdında Hiç tanımadığım Robert Harris adındaki birinin bekarlığa veda partisine beni çağırdığını gördüm. Çağırılan yere gitmemek olmaz değil mi? Bende parşomeni katladım. Üstüme düzgün birkaç şey geçirdim ve yola çıktım. Bara girdim ve Robert'ın orada, ellerini göğüsünde kavuşturmuş bir halde kapının üstündeki ''Bekarlığa Elveda!'' yazısına bakıp güldüğünü gördüm. Dikkat çekici bir şekilde öksürünce yerinden sıçradı.Sonra dönüp bana baktı ve: ''Merhaba, bekarlığa veda partime hoş geldin! İsmin nedir?'' ''Ben Leeroy,Hekate Oğluyum.Kısaca Lee diyebilirsin.'' ''İçeri gel bakalım Lee. Biraz muhabbet edip birşeyler içeriz'' | |
| | | Leonardo di Muérte Hermes'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 226 Kayıt tarihi : 24/03/11
| Konu: Geri: Bekarlığa Elveda! Paz Nis. 17, 2011 1:47 am | |
| Sabah kafamın üstünde bir kağıt ile uyandım . BEKARLIĞA VEDA PARTİME BEKLERİM Robert Harris yazıyordu kağıdın dışında . Davetiyeyi açtığımda mekanın Club Harris olduğunu öğrendim . Las Vegasdaydı bu Club Harris . Ölüler dünyasına açılan geçidin olduğu yerde bir kulüp . Robert Harris ... Kimdi bu Robert ? Adı tanıdık geliyor diye düşünürken aklıma onun bir Hades çocuğu olduğunu anladım . Pegasusum Karamele atlayıp Club Harris'in girişine geldiğimde . Kapıdaki güvenlik görevlilerine davetiyemi gösterdikten sonra içeri geçtim bir pankart açılmış BEKARLIĞA ELVEDA yazıyordu . Robert olduğunu düşündüğüm kişiye yaklaşıp " Selam ! Ben Era Nyks çocuğuyum . " dedim . " Ben Robert , hadi bir içki kap ve eğlemeye başla ! " dedi ve bir içki uzattı bana . İçkiyi elinden aldım ve gözüme buradaki *muhteşem* müzik aletleri çarptı . Yan flüt bir kulüpte olamayacağı için orada duran siyah elektro gitara hayran kaldım . Bu mavi içerisinden ruhlar fışkırıyor gibi görünen bir gitardı . Robert bir Hades çocuğu olduğundan ruhlarla arası iyidir ve bu gitarı böyle kontrol edebiliyordur diye düşünmeden edemedim . Gitarın yanına gittim ve güzel bir şarkı çalmaya başladım . Bu gitar muhteşemdi ... | |
| | | Martin Tudor Küçük Tanrı
Mesaj Sayısı : 555 Kayıt tarihi : 03/01/11
| Konu: Geri: Bekarlığa Elveda! Paz Nis. 17, 2011 2:14 am | |
| Hades oğlu Robert'ın veda partisinde onu sinir etmek istediğim için kimse beni suçlayamazdı. Onun yüzünden tatlı bir kaçamak sırasında Lucy tarafından enselenmiştim sonuçta. Evlenecek olması bana çok tuhaf geliyordu çünkü bir kişiye bağlanmak, hem de bunu ömür boyu sürdürmek saçmalıktı. Aslında, hayatıma Lucy girdikten sonra bu bana eskisi kadar saçma gelmemeye başlamıştı ama bana göre hiçbir aşk bizimkisi kadar kuvvetli ve derin olamazdı. Rose benim çok sevdiğim ve çok değer verdiğim bir arkadaşımdı. Robert'ın aksine onunla oldukça iyi anlaşırdık ve onu sürekli koruyup kollardım. Bu Hades oğlu bir gün Rose'u üzerse, karşısında beni onu sinir etmek değil, öldürmek için beklerken bulacaktı. Robert bir de Lucy'nin en yakın dostlarındandı. Birbirimize sinir olmamıza rağmen çok fazla ortak yakınımız vardı ve istesek bile ayrılamıyorduk. İşin içine ekstra olarak onun çok sevdiğim ve sık sık takıldığım barı girince, en seyrek gün aşırı görüşmek durumunda kalıyorduk. Artık ikimiz de bu durumdan ilk zamanlardaki kadar şikayetçi değildik, aslında zaman zaman artık bu çocuğa ısınmaya başladığımı bile düşünüyordum. Yine de aramızdaki ilişkiyi olumlu bir boyuta taşımamız için daha yıllar, hatta yüzyıllar geçmeliydi. Bekarlığa veda partisinin dekoru gerçekten oldukça başarılıydı. Adam Ölüler Tanrısı'nın oğlu olmasına rağmen işi biliyordu. Bu gece ara sıra onun sinirlerini germeyi planlıyordum ama ortamda tatsızlık çıkarmamak konusunda da kesin bir karara varmıştım. Ben de melez kahramanlarla birlikte içki içip eğlenecek ve güzel bir gece geçirecektim. Yarın da Robert ve Rose'un düğününe katılacak, onlar o sihirli cevapları verirken kalabalıkla birlikte alkışlarımla etrafı inletecektim. Bedava içki ve sınırsız yemek, benim için düğünlerin tek iyi tarafıydı ve bunlar için o duygu sellerine ve diğer saçmalıklara katlanabilirdim. Bir tanrı olduğum için istediğim şeyi yoktan var edebiliyordum ama bedava içilen bir şarap beni, hiçlikten gelen bir şaraptan daha mutlu ediyordu. Bara doğru yönelerek Robert'ın yanına geçip bar taburesine oturdum ve bana da kendi içkisinden koymasını söyledim. Uzattığı viskiyi yudumladıktan sonra aklıma demin sırtına indirdiğim sert darbe geldi ve sırıttım. Sonra onun pis bakışlarından rahatsızlık duyarak bakışlarımı barin girişine yönlendirdim. Neredeyse her saniye içeriye yeni bir melez giriyordu ve bir Hades oğlunun bu kadar ahbabının olması beni epeyce şaşırtmıştı. Belki onlar da buraya benim gibi bedava içki ve eğlence için gelmişlerdi ama yine de bu mekana gelme riskine girdiklerine göre az veya çok Robert'a değer veriyorlardı. İçeride normalde birbirinin eşi koktely masaları, dans pisti hariç her yeri kaplardı ama bugün, tüm masalar sahnenin önüne paralel bir şekilde yan yana getirilerek birleştirilmişti. Sahnede ne tarz gösteriler yapılacağını bilmiyordum ama önceden de kabullendiğim gibi Robert zevkli bir çocuktu. Bu gece hiç sıkılmayacağımdan emin bir şekilde uzun masaya geçip tam sahnenin karşısındaki bir sandalyeye oturdum. Gelen çocuklar da etrafımdaki sandalyelerin birine oturup, bana kendilerini tanıtıyorlardı ve daha şimdiden bir sürü yeni arkadaş edinmiştim. | |
| | | Tristan Micah Addison Hermes'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 565 Kayıt tarihi : 14/03/11
| Konu: Geri: Bekarlığa Elveda! Paz Nis. 17, 2011 2:37 am | |
| Gerginliğinden dolayı kimse onu suçlayamazdı. Selene, Robert'ın onu öldürmeyeceğine dair Syks Nehri üzerine söz verdiğini söylemişti ama Tristan'ın içinde hala biraz korku vardı. Elbette adil bir karşılaşmadan kaçmazdı ama Robert, Hades'in oğluydu ve düşmanlarını hiç savaşmadan direkt Tartarus'a yollardı. Bir de tabii arada kıdem ve yaş durumu vardı. Robert çocukluğunu Melez Kampı'nda geçirmiş ve adından sıkça bahsedilen bir kahramandı. Tristan ise, henüz kendini kanıtlamayı başaramamış bir Hermes oğluydu. Stresle bardan içeri girdiğinde masaların sahneyle hizalı bir şekilde birleştirilmiş olduğunu gördü. Şimdiden sandalyelerin neredeyse yarısı dolmuştu ve bu duruma sevinse mi üzülse mi bilemiyordu. Aslında etrafın kalabalık olması daha iyiydi çünkü böylece onun Robert tarafından fark edilme şansı azalıyordu. Küçük tanrı Martin ile kısaca selamlaştıktan sonra bara, bir zamanlar garsonluk yaptığı yere gitti ve Robert'a hiçbir şey demeden içeri geçip kendine bir votka koydu. Hades oğlunun ters bir şekilde ona baktığını görünce de zoraki bir şekilde gülümseyerek "Bu gece burada yardıma ihtiyacın olacak." dedi. Her ne kadar çocuk onu öldürmek istese de kendi partisinde içeceklerle uğraşmak yüzünden keyif alamamasını Tristan kabul edemezdi. Belki olması gerekenden çok daha iyi kalpliydi ama bu onun kişiliğiydi ve değiştirme imkanı yoktu. Bir de... Ufak bir ihtimaldi ama Robert'ın zamanla onu kabulleneceğini düşünüyordu. Sonuç olarak kendisi de bir kıza aşıktı ve yarın o kızla evlenecekti. Benim Selene'ye karşı hislerimin de onunkiler gibi masum olduğunu bir gün anlayacaktı. Belki kardeşinin karşısına şu ana kadar hep yanlış kişiler çıkmıştı veya Robert çok önyargılıydı ama Tristan onun bu bakış açısını zamanla değiştireceğinden emindi. Tabii bunu kendi can sağlığından çok Selene'nin mutluluğu için istiyordu. O, her şeyin en iyisini hak ediyordu ve erkek arkadaşıyla ağabeyinin sürekli birbirleriyle uğraşmasından fazlasıyla rahatsız oluyordu. Bu durum düzelirse hem Tristan rahatlayacak, hem de Selene daha mutlu olacaktı. Robert Tristan'ın sözlerine hiçbir cevap vermeyince Tristan bozuntuya vermeden büyük bir tepsiyi çeşit çeşit içkiler ve birkaç değişik kokteyl ile doldurarak bardan çıkıp uzun masaya gitti ve içki tepsinini sandalyelerde oturanlar arasında dolaştırarak, herkese birer içeçek ikram etmeye başladı. Cimri Athena kızı Lucy ile paragöz Kevin'ın bu gece dağıtılan içkilerin bedava olmasına nasıl izin verdiklerini bilmiyordu ama Tristan'ın düşüncesi, Robert'ın bir cehennemden çıkma bakışının buna rahatlıkla yettiği yönündeydi. Bu gece kesinlikle mükemmel olacaktı. Tek kötü tarafı, bekarlığa veda partisine kızların davetli olmamasıydı. Oysa Tristan daha yeni görüşmüş olmalarına rağmen Selene'yi şimdiden özlemişti. | |
| | | Darius Cladius Glaber Ares'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 105 Kayıt tarihi : 02/04/11
| Konu: Geri: Bekarlığa Elveda! Paz Nis. 17, 2011 3:40 am | |
| Sabah yatağımın dibinde bir davetiye buldum. Okuduğumda Robert Harris isimli birinin beni bekarlığa veda partisine çağırdığını gördüm. Tanımadığım birinden davet almak şaşırtıcıydı. Ama yine de gitmeliydim. Belki bu sayede biraz arkadaş edinebilirdim. Melez Kampı tişörtü ile oraya gitmek olmazdı. Hemen üzerime giyecek seçmek için çantamı açtım. İçerisinden açık mavi bir kot pantolon, üzerinde kırmızılı desenler olan koyu gri renk bir tişört ve üzerine de açık ve koyu kırmızıların karışık olarak bulunduğu bir gömlek giydim. Hemen kulübemden çıktım ve partinin olacağı yeri aramaya başladım. Partiyi bulmam zor olmamıştı. İçeri girdiğimde içeride bir sürü melez vardı. Robert'ın kim olduğunu hemen anlamıştım. Etrafında kalabalık toplanmıştı. O da onlarla sohbet ediyor, gülüyordu. Yanlarına gidip selam verdim. Ardından Robert olduğunu düşündüğüm çocuğa dönerek "Sen Robert'sın değil mi?" diye sordum. Çocuk gülümseyerek cevap verdi. "Evet ben Robert. Burası da benim partim." " Doğru kişiyle konuştuğuma sevinmiştim. Geldiğim gibi pot kırmak istemiyordum. "Ben de Alexander. Kısaca Alex diyebilirsin. Tebrik ederim. Sanırım evleniyorsun." dedim. O da "Sağol. Bir içki kap ve keyfine bak." diyerek cevap verdi. Ve bana bir içki uzattı. İçkimi yudumlayarak partiyi izlemeye, melezlerle sohbet etmeye başladım. | |
| | | Drake Tyrell Stanislaus Zeus'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1178 Kayıt tarihi : 15/04/11
| Konu: Geri: Bekarlığa Elveda! Paz Nis. 17, 2011 3:45 am | |
| Melez Kampı denen yere henüz yeni gelmişti ve oradaki çoğu kişiyi tanımıyordu. Yine de davet edildiği bir partiye katılmaması olmazdı. İstemeyerek de olsa hazırlandı ve Club Harris isimli karaoke barının yolunu tuttu. Bar, içeri girdiği ilk saniyede onu büyülemeyi başarmıştı. Gerçekten de sahibinin takdir edilmesi gereken bir yerdi. Drake bir süre ne yapacağını bilmez şekilde ortalıkla dolandıktan sonra barın orada duran iki kişi görerek yanlarına gitti. Kişilerden biri, giydiği önlüğe bakılırsa burada çalışan bir barmendi ve diğeri de hafif kırmızı gözleri ve sert duruşu hesaba katılırsa, mekanın sahibi, yarın evlenecek olan kişi Robert Harris'ti. Drake önce ne yapacağını bilemedi fakat sonra yeni insanlarla tanışmanın o kadar da kötü bir şey olmadığını düşünerek elini tokalaşmak için sert görünümlü çocuğa uzattı ve "Selam, ben Zeus oğlu Drake." dedi. Aslında babasının varlığıyla anılmaktan pek hoşlandığı söylenemezdi ama karşısındaki kişinin ona normal davranabilmesi için, Zeus'un ağırlığını kullanmasının gerekli olduğunu düşünüyordu. Belki de bu sadece onun kuruntusuydu ve çocuk aslında göründüğü kadar belalı değildi ama tam olarak tanışmadan bunu bilemezdi. Önlüklü olan diğer meleze dönüp, onunla da tokalaştı. Diğer çocuğa göre çok daha arkadaş canlısı görünen bu melezin Hermes'in oğlu olduğunu öğrendi. Diğeri de tam tahmin ettiği gibi Hades'in oğlu Robert'tı. Belki ona, parti için bir davetiye aldığından dolayı teşekkür etmesi gerekirdi ama Drake bunu yapamayacak kadar kibirli biriydi. İki melezin yanından ayrılarak mekanın ortasındaki uzun masada kendine bir sandalye çekip oturdu. Çevresinde bir sürü melez vardı ve gecenin ilerleyen saatlerinde onların hepsiyle tanışacağından emindi. Yine de, daha önceden tanıdığı birini buralarda görmek iyi olabilirdi. Kardeşi Marcus veya kampta tanışmış olduğu bir başka kişi de partiye katılsa çok sevinecekti. Elbette onun gibi biri için yalnızlık da fazla dert değildi ama yine de... Şimdi birileriyle muhabbet etmenin iyi olabileceğini düşünüyordu. Evlenmek ve aşk ona yabancı olan kavramlardı ama bir Hades oğlu olmasına rağmen Robert'ın mutluluğunun yüzünden okunduğunu görünce, bu duyguların gerçekten de insanı değiştirebildiğine karar verdi. Kim bilir, belki bir gün Drake'in kalbi de bir kız tarafından çalınırdı. Tabii büyük ihtimalle onun aşkı platonik olurdu çünkü agresif yapısı yüzünden kimsenin onunla iyi geçinemediğini ve ondan uzak durduğunu biliyordu. | |
| | | Marcus L. Stanislaus Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2117 Kayıt tarihi : 07/02/11
| Konu: Geri: Bekarlığa Elveda! Perş. Nis. 21, 2011 7:49 am | |
| Club Harris'ten içeri girdiğimde gerçekten çok müthiş bir parti olacağını hissediyordum. Etraf tıklım tıklım olmasa da çok sayıda melez vardı. Kimisi kendi köşesine çekilmişti, kimi de içkilerini alıp birbirleriyle muhabbet ediyordu. Tanıdığım kişiler görmek için etrafıma bakındığımda kuzenim Rob'u gördüm. İşte bu partiyi o organize etmişti. Club Harris'e gıpta ettiğimi hiçbir şekilde inkar edemezdim. Aslında sessizce içeri girip biraz içki içtikten sonra ortama katılmayı düşünüyordum ama yine de Zeus oğlu olan yanım ağır bastı ve kapıları sertçe açtım. "Selam, bedava içki ve parti var demek ha!" Birkaç kişi ile birlikte Rob da bana baktı. "Çağırdığın için teşekkürler dostum." diyerek Rob'a göz kırptım. "Rahatına bak!" dercesine elini uzattı. Elime bir içki kadehi aldım. Yavaşça yudumlayarak dolaşmaya başladım. Aslında tanıdık biri olup olmadığına bakıyordum. Eğer hiç tanımadığım çıkmazsa Rob'un yanına giderdim, sonuçta bu onun partisiydi. Aslında Rose ile Rob'a özenmedim desem yalan olur. Sonuçta iki insanın birbirini ölüme kadar sevmesi ve beraber olmaları çok zor bir şeydi. Açıkçası ben bunu başaramazdım. Ama bir yandan da bunun kötü bir şey olduğunu düşünüyordum. Sonuçta kim hayatı boyunca aynı şeyleri yapmak ister ki? Evlilik aşkı öldürür derler ya, işte tamamen katıldığım bir sözdü. Her gün aynı yüzü görmek, muhtemelen aynı tavırlara maruz kalmak... Yine de bu cesaretlerini takdir etmek gerekiyordu. Onların iyiliğini ummaktan başka elimden bir şey gelmezdi. Masaları dolaşırken gözüme bir çocuk rastladı. Benden daha kalıplı bu çocuk hiç yabancı gelmiyordu. Evet, bu çocuk tanıdıktı çünkü kardeşim Drake idi. "Vay canına, kimleri görüyorum burada." Drake de beni gördüğüne şaşırmış gibiydi. "İşte böyle olmalıydı zaten, biraz da partinin kimseye zararı olmaz. Bu arada parti sırasında veya partiden sonra yapacağımız ufak tefek kaçamakları ve çapkınlıkları Kathe'nin duymamasını sağlarım, merak etme." "Kathe" dediğimde Drake sanki heyecanlanmıştı. Yani Kathe de benim gibi Romalı bir melezdi ve Drake'in çapkınlık yaptığını duysaydı onu kulaklarından tavana asardı ve bütün gün işkence ederdi. Drake de düşündüklerimi ve Kathe'nin yapacaklarını tahmin etmiş olacak ki "Hayır, teşekkürler." dermiş gibi kafasını salladı. "Yapma ama dostum, duymayacak dedim işte. Hem bu kadar korkak olma, gece yeni başlıyor." Drake'e bir kadeh daha içki uzattım. Ben de kendi içkimi yudumlarken bu gece neler olabileceğini düşünüyordum. Acaba partiye melez olmayan bayanlar çağrılmış mıydı? Rob'un buna cesaret edebileceğini sanmıyordum. Açıkçası buna ben de cesaret edemeyebilirdim ama bekleyip görmekte fayda vardı. Drake ile biraz sohbet ettikten sonra kalkıp diğer masaları dolaşmaya başladım. Kim bilir bu partide kaç kişi ile tanışacaktım. | |
| | | Mark William Trully Apollon'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 348 Kayıt tarihi : 12/02/11
| Konu: Geri: Bekarlığa Elveda! Perş. Nis. 21, 2011 8:17 am | |
| Las Vegas dünyanın en renkli yeri Lotus'tan kaçar kaçmaz Club Harris'e doğru yol aldı içeri girdiğinde Rob karşısındaydı Rob ona "Selam Mark naber" dedi.Mark gülümsedi ve baş parmağını kaldırıp iyiyim dedi.Sonra masanın bir ucuna gitti bir bardak viskiyi fondip yaptı ve sahneye gelince sahnedeki adamı aşağıya itti o sırada Metallica "Nothing Else Matters" çalıyordu başladı oda söylemeye "So close no matter how far Couldn't be much more from the heart Forever trust in who we are And nothing else matters"
Herkes ona bakıp çakmaklarını sallıyordu kendinden geçmişti sonra şarkı bitince dışarı çıktı o sırada Black Eyed Peas'i dışarıda gördü limuzinden iniyorlardı yanlarına gitti her şeyi anlattı onlar bir şarkı söylemek için içeri girdiler ve söyledikleri şarkı "Boom Boom Pow"'du.
Mark bir bardak daha viskiyi fondipledi ama ona işlemedi sonra sahneye çıktı ve en sevdiği bölümü söylemeye başladı.
"Here we go Here we go Satellite radio Y'all gettin' hit with boom boom Beat so big I'm steppin' on leprechauns Shittin' on y'all with the boom boom"
Mark tam yeni şarkıya geçecekti ama durdu çünkü yorulmuştu Rob'un yanına gitti insanlar ile konuşmaya başladı,Rob gerçekten mutlu görünüyordu,en sonunda Mark tekrar sahneye çıktı ve Rose ile Rob için güzel bir şarkı söyledi.
"I dreamed i was missing, you were so scared But no one would listen, 'cause no one else cared After my dreaming, i woke with this fear What am i leaving when i'm done here?"
| |
| | | David Tyler Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1997 Kayıt tarihi : 17/02/11
| Konu: Geri: Bekarlığa Elveda! Perş. Nis. 21, 2011 8:31 pm | |
| Bu gece robert'ın bekarlığa veda gecesi vardı.Beni de davet etmişti.Akşama doğru hazırlanmaya başladım ve pegasus ahırlarına gidip carrionite'ı çıkardım.Hele şükür uslu durabilmişti yakın zamanlarda.Üzerine bindim ve Club Harris'e doğru gitmeye başladık.Club Las Vegas'daydı buraya iki kere gelmiştim birinde Lotus kumarhanesine gittim öbüründe ise yine Club Harris'e gelmiştim.Carrionite'ı diğer pegasusların yanına koydum ve oraya doğru yürümeye başladım.İçeri girdim.Harika şekilde iyi gözüküyordu Club Harris.Sonra robert konuşmaya başladı.''BEKARLIĞA ELVEDA'' "Rose yanımda olduğu sürece bekarlık günlerimi hiç özlemeyeceğimden eminim." dedi.Sonra Sahneye baktım yanlış görmediysem.Mark adamı aşşağı iktirip kendi şarkı söylemeye başladı.Bu biraz tuhaftı.Sonra Robert'ın yanına gittim ve''Harika olmuş burası beni de çağırdığın için sağol.'' dedim.''Sorun değil dostum teşekkür ederim.'' dedi.Biraz daha konuştuktan sonra bara doğru gitmeye başladım.İçkiler bedava diye yanıma hiç drahmi almamıştım.Bardan bir tane içki alıp şarkıyı dinlemeye başladım | |
| | | Mark Copeland Persephone'nin Çocuğu
Mesaj Sayısı : 40 Kayıt tarihi : 16/04/11
| | | | | Bekarlığa Elveda! | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|