''Ee, ne hisediyorsun?'' dedim yanımdaki Nemia'ya. O şu an gözlerini kısmış adayı inceliyordu. Bir süre durakladıktan sonra konuştu, ''Ah, oldukça iyi. Bu sanırım birlikte gittiğimiz ilk ciddi görevimiz! Üstelik Hekate'nin verdiği bir görev!'' İtiraf etmeliyim ki coşkusuna hayran kaldım. Ben kendimi o kadar heyecanlı hissetmiyordum. Annem, Kirke'ün erkek melezleri 'hamstera dönüştürme' hobisini durdurmak istiyordu ve kardeşimle beni yanına çağırıp bize böyle bir görev vermişti. Kirke'ün 'erkekleri hamstera dönüştürme' iksirini çalacaktık. Bu hiç sanmıyorum ki kolay bir şey olsun. Yani Kirke'ü büyüyle yenebileceğimizden pek emin değildim. Benim deneyimim, Nemia'nın dövmesi olsa da Kirke çok güçlüydü. Annem sağolsun bizi buraya ışınlamıştı ve yolculuk derdinden kurtulmuştuk ama hala bir planımız yoktu. Önce ileriye doğru baktım ve Nemia'ya dönerek, ''Aklıma hiçbir şey gelmiyor.'' dedim kısık sesle. Nemia gözlerini kırpıştırdı ve konuştu, ''Hangi konuda?!'' Bu sefer ben ona bakakaldım, ''Tabii ki plan konusunda! Of, Kirke bize seve seve verecek mi o iksiri dersin!'' dedim. Şaşırmıştım, adada ne yapmayı planlıyordu ki! Tamam Nemia belki çok cesur bir kızdı ama bir plan olmadan hareket etmesi cesaret değil aptallıktı. Ben ona tuhaf tuhaf bakarken konuştu, ''Ah, benim bir planım var tabii,'' -ağzım bir karış açık kaldı-, ''Sen Empusa Ruhu'nu kullanırsın, ben de yeni büyülerimi. Kirke'le önce dost gibi oluruz sonra iksiri alıp kaçarız!'' Dik dik bakıp, ''Sağol ya, bu benim de aklıma gelmişti. Sen buna plan mı diyorsun şimdi!'' dedim. Tam o da cevap verecekken Kirke'ün yardımcısı olduğunu anladığım bir kadın geldi ve bizi alçak bir binaya doğru çekti. Bir yandan da konuşuyordu.