Summer Katherine Ramsey

Bu sabah, Andy'nin beni kaldırma çabaları sayesinde biraz zorla da olsa yatağımdan kalkabildim. Akşam geç yatmamıştım aslında ama dün derslik beni oldukça yormuştu. Derslik. Bu kelimeyi düşününce aklıma günlerdir kendi dersliğimle ilgilenmekten başka dersliklere uğrayamadığım geldi. Tabii bu aklıma gelir gelmez bir bugün başka bir dersliğe gitmeyi aklıma koydum. Bir Athena kızı olarak aylaklık yapmak bana tersti. Hiçbir anımı boş geçirmemeli, sürekli ve her konuda kendimi geliştirmek için çalışmalıydım. Üzerimi değiştirip kahvaltı masasına oturduğumda da aklımda bu düşünce vardı. Bir dersliğe gitmem gerektiğini biliyor, fakat hangisine gideceğimi tam kestiremiyordum. Buna burada oturarak karar veremeyeceğimi anlayınca dersliklerin yanına gidince düşünmeye karar verdim ve kahvaltıma devam ettim. Kahvaltımı bitirince de hiç vakit kaybetmeden üzerime ceketimi geçirdiğim gibi dışarı, dersliklerin yanına doğru, koşturdum ve derslik adlarını okumaya başladım. 'Büyü Teknikleri Sınıfı, Kılıç Antrenmanları Sınıfı, Pegasus Binicilik Sınıfı, Silah ve Zırh Yapım Sınıfı...' Bu yazıyı görünce okumayı bıraktım. Evet, henüz bu derslikte eğitim almamıştım. Öyleyse hala niçin burada dikiliyordum ki? Aceleyle içeri derslikten içeri girdim. Elena'nın yakınlarda bu dersliğin eğitmeni olduğunu duymuştum. Diğer eğitmense Eduard idi sanırım. Şu an içeride kimin olduğunu bilmiyordum ama yine de içeri girdim ve "Selam." diye seslenip bir cevabın gelmesini bekledim.

Sbahleyin erkenden kendi sınıfıma gittim. Sınıf aşırı kirlenmişti. Her yer her yerdeydi. Biraz temizlik yapmaktan zarar gelmezdi. Aletleri bir kenara diğer şeyleri bir kenara koymaya başladım. En sonunda sınıf gözle fark edilecek kadar temizlendi. Bu kadar yeterliydi. Paslara ve diğer şeylere bir şey yapamazdım çünkü burası silah ve zırh yapımı sınıfıydı. Yağ, pas gibi şeylerin olması doğaldı. Elimi yıkamaya gittim. Elimi yıkarken içeriden birinin "Selam!" dediğini duydum. Ellerimi kuruladıktan sonra sınıfa gittim ve "Merhaba!" dedim. Gelen Summer'dı. Onu tanıyordum. Athena'nın kızıydı. Summer gülümsedi ve "Ben ders almak istiyorum Ena." dedi. Bende gülümsemeyle karşılık verdim ve "Tabii. Silah mı yapmayı öğrenmek istiyorsun yoksa zırh mı?" diye sordum.

Elena benim sesimi duyup bana "Merhaba!" diye karşılık verince ona ders almak istediğimi söyledim. O da bana gülümseyerek "Tabii. Silah mı yapmayı öğrenmek istiyorsun yoksa zırh mı?" diye sordu. Açıkçası bunu hiç düşünmemiştim. Tam olarak karar verebilmek için bir süre düşünmem gerekti. Sonunda Elena'yı daha fazla bekletmemem gerektiği kanaatine varıp işime daha fazla yarayacağını düşündüğüm şeyi seçtim. "Sanırım seçimimi silahtan yana kullanacağım." dedim. Elena başını tamam anlamında salladı ve bir dolaba yöneldi. Sanırım silah yapımında kullanacağımız malzemeleri almaya gidiyordu. İçimi nedenini bilmediğim bir heyecan kaplamıştı. Bir şeyler oluşturmak çok hoşuma gidiyordu şüphesiz. Aynı zamanda da bende bir heyecan duygusu uyandırıyordu. Ama bu işte dikkatli olmam gerektiğini biliyordum. Bu yüzden heyecanımı bastırmaya çalışarak merakla Elena'nın getirdiği malzemeleri incelemeye başladım.

Summer silah yapmayı seçmişti. Güzel bir seçimdi. Silah yapımı için malzemeleri çıkarıp masanın üzerine koymaya başladım. İlahi bronz, demir, kesici aletler... Bunları hazırlarken Summer'a "Hangi silahı yapmak istersin?" diye sordum. Summer bu sorumun üzerinde de biraz düşündükten sonra "Kılıç yapmak isterim." diye yanıt verdi. Başımı salladım ve nasıl kılıç yapacağımızı anlatmaya başladım. "İlk önce akışkan halde olan ilahi bronzu ateşte katılaştıracağız." dedim. Summer dikkatle beni dinliyordu. Ona eldiven verdim ve İlahi bronzu bir kaba döktüm. Sonra Summer'dan bu kabı ocağa koymasını istedim. Summer eldivenleri giymeye başladı. Bende bu sırada ocağa kömür atarak daha da alevlenmesini sağladım. Ocak hazırdı.