Gece bir türlü uyuyamadım. Gece rüyamda babamın bana seslendiğini duydum. Acaba neden çağırmıştı babam beni? Hemen yatağımdan kalktım ve herkesten gizli ahırlara gittim. Pegasusuma bindiğimde acaba babam bana ne diyecek diye düşünüyordum. Pegasusumla havada süzülüyordum. Empire State binasını gördüm. Binanın önünde pegasusumdan indim ve pegasusuma geri dönmesini söyledim. Blue kampa geri giderken binaya girdim. Asansöre doğru ilerliyordum ki güvenlik görevlisinin beni çağırdığını duydum. "Hey evlat! Ne yapıyorsun burada?" adama doğru ilerledim. "Beni 600. kata çıkar." Adam güldü ama biraz da endişeli gibiydi. Sonra elime bir eğlence merkezi afişi verdi ve "Eğlenmek istiyorsan buraya git." dedi. Elimde bir ateş oluşturdum ve afişi yaktım. Adam korkarak "Buyrun efendim." dedi ve beni asansöre götürdü. 600. kata çıktığımda Olimpos tüm ihtişamıyla karşımda duruyordu. Birkaç adım attı. Nereye gideceğimi bilemiyordum. İçimden bir ses beni konseye yönlendirdi. Konseye doğru gittim ve kapılar büyük bir gümbürtüyle açıldı. İçeride tahtında oturmuş yaşlı bir adam vardı. Sonra onun babam Hephaistos olduğunu fark ettim. Evet. Gerçekti bu. Babamı ilk kez görüyordum. Hem mutlu ama hem de sinirliydim. Babam ayağa kalktı. "Peter!" Bana doğru geldi. Ona sarıldım. Sarılma fastı bittikten sonra babamla konuşmaya başladım. "Baba. Neden bizi bıraktın?" Babam cevap vermedi. Sorumu tekrarladım. Babam "Kadim yasalar bunu gerektiriyor. Deden Zeus siz çocuklarımızla görüşmemize çok izin vermiyor." dedi. Babam hüzünlenmişti. Sonra "Annem senin yüzünden öldü." dedim. Babam çok hüzünlenmişti. Annemi unutmadığı belliydi. Bana sarılıp "İkinizi de her zaman korumaya çalıştım, sizi yaşatmak için elimden geleni yaptım. Ama maalesef anneni kurtaramadım." dedi. "Annen Elsyum'da. Şu anda senin bu kadar güçlü olduğunu gördüğü için çok mutlu. Eğer Hades'i ikna edebilirsem bir gün onu ziyarete gidebilirsin." dedi. Babam gerçekten de bizim için elinden geleni yapmış olmalıydı. Bir araba kazası yaptığımızda uçurumdan düşmüştük. Ama tam o sırada bir ışık çıkıp bizi yola taşımıştı. Annem bana bunun bir rüya olduğunu söylemişti ama inanmamıştım. Ve babamın son dediği. Acaba gerçekten de annemi görebilecek miydim? Babama güveniyordum. Ona sarıldım. "Seni çok özlemiştim" dedi babam. "Ben de seni." dedim. Babam bana "Artık gitmen gerek. Kardeşin senin kampta olmadığını fark etti. Kendine iyi bak evlat." Babam beni ışınladı. Işınlanmadan öne "Seni bir daha görebilecek miyim?" dedim babama. Tam ışınlanırken babam "Hem de çok." dedi. Bunu duyduğuma sevinmiştim. Birden kendimi yatağımda buldum. Kapım açıldı ve içeri Alex girdi. Alex "Az önce burada değildin." dedi. Ona "Doğru, tuvalletteydim." dedim. ALex kapımı kapattı ve uyumaya başladım.