Yoğun bir uykunun ardından güzel bir güne tekrar erken başlamak istedim. Kendime yeni bir dost seçme vaktim olduğunu düşündüm. Bu dostum bir melez olmayacaktı bu ihtişamlı bir pegasus olacaktı. Uzun sürecek maceralarımda kullanmak ve hayatım boyunca bana eşlik edecek bir pegasusum olmasını istedim. Her zamanki gibi günlük kıyafetlerimi giyerek dışarı çıktım. Bugün hava çok rüzgarlıydı. Tahtaların arasından çelik kesilmesi gibi çıkan sesin nedenini anlamıştım. Kısa süreli bir gülümsemenin ardından ahıra doğru yavaş adımlarla yürüdüm.
Uzun zamandır ilk defa bir yere koşmadan ilerliyordum. Enerjimin ve bilincimin yerinde olması işimi kolaylaştırırdı. Rüzgar nedeniyle sertleşmiş çamurun üzerinden geçerken böcek ezilmesi gibi çıkarttığı ses hoşuma gitmişti. Kısa bir süre sert adımlarla yürüdüm. Bir kaç dakika sonra her yerde olduğu gibi bir çok ağacın çevresini kapladığı ahır önümdeydi. Adımlarımı hızlandırarak ilerledim. Çam ağacından yapıldığı belli olan sert kapının ardından geçince. Dili olmayan biri bana gelmemi işaret ediyordu. Bu adam buz kadar keskin mavi gözlü ve beyaz tenli birisiydi. Albino gibi görünen adam elleriyle bana bir şey gösteriyordu. Yanına geldiğimde bir pegasus önümde dikilmişti. Bu kadar yakından pegasus görmemiştim daha önce. Gerçekten çok büyüklerdi. Adama dönüp başımı oynattı. Elindeki kağıtla bana bir şeyler yazıyordu. ' Kimin oğlusun ? ' diye yazmıştı eski parşomene. Bende onurlu bir sesle ' Apollo'nun oğluyum. ' dedim. Adam kolumdan tutarak beni ahırın ilerlerine götürdü. O kadar çok ilerledik ki uzaktan gördüğüm ahır sandığımdan daha uzundu. Artık pegasus sesleri kesilmiş yerine daha sıcak bir hava almıştı. Çelik veya titanyumdan bir kapıyı geçtikten sonra heyecanlanmaya başladım. Adam sırıtarak elleriyle önündeki pegasusu gösteriyordu. Bu pegasustan ziyade farklı bir mistik canlıya benziyordu. Kısa süre ağzım açık pegasusa baktım. Babamdan bana geçmiş özellikler pegasusa binmem için beni etkiliyordu. Saf ateşten bir pegasusa nasıl binebilirdim ki ? Adam elini sırtıma koyarak bana cesaret verdi. Elindeki kağıda ' Merak etme sen Apollo oğlusun . yazdı. Boynumu sağa ve sola çevirdikten sonra pegasusa doğru yürüdüm. Pegasus usulce boynunu bana eğdi. O kadar güzel ve sıcaktı ki gerçekten büyüleyiciydi. Kıyametin veya Hades'in pegasusu gibi gelmişti bana. Başımı pegasusun başına yasladım ve ' Adı Catacalysm olacak ! diye bağırdım geniş ahırda.