David Killer

''Resim kabiliyetim yoktur. Nasıl resim çizeceğimi kimse öğretmedi. Belki vardır kabiliyetim ama keşfedilmemiş, bir köşede yatıyor olabilir'' dedim. Böyle konuşmama çok şaşırmış olacak ki ''Tamam. Hadi onu keşfedelim.'' dedi. ''Peki ama nasıl?'' ..

Bu heykeller çok güzeldi. Bu sınıfta resim çizmeyi düşünürken heykel yapacaktım. Daha zordu ama zoru seven biri olarak memnun olmuştum. Heykellere göz atınca neredeyse bayılacaktım. Bunları kim yapmıştı ki..? Neyse ben de Lara'ya ''Çok güzeller. Ama ben nasıl başlayacağım?'' dedim..

''Galiba kocaman bir Hypnos'un sadece baş kısmının heykelini yapıp kulübemdeki odama koyacağım.'' diye cevapladım sorusunu. İlk olarak gümüş uçlu kalemi elime aldım ve Hypnos'un kafa şeklini betonda oluşturdum. Sanki yanında kanat varmış gibi ve ortası yuvarlak bir kafa.. Daha sonra bunun kıvrımları, kanatlardaki tüyleri, gözleri vb. şeyleri yapmaya gelmişti. Zaten kafayı yapmaya çalışırken zorlanmıştım. Bunu nasıl yapacaktım ki?.. Lara'ya yardım ister gibi baktım ve yanıma gelmesini izledim..

David'e baktım.Gözlerinde yardım ister gibi bir hal vardı.Duygularını da hissedebiliyordum zaten.Yanına gitim ve oturdum.Yaptığı heykelciği iyice süzdüm.Tüyleri,gözlerini yapamamıştı.Zaten en zor tarafı buydu.Gözleri kazınmamış olan yer bembeyaz duruyor,insanı korkutuyordu.Bu yüzden isterse boyayabilirdi.Hypnos'u daha önce hiç görmemiştim bu yüzden gözlerini boyama da ona fikir veremezdim.Zaten yapabilirdi.Gümüş uçlu kalemi aldım ve gözünün olması gereken yeri hedefledim.Hedeflediğim yerin kenarlarını soydum.Gözünün olduğu yeri kabartmıştım.Daha sonra tüylerin olması gereken yerlere hafifce çizikler atmaya başladım.Güzel görünüyordu.Gülümsedim ve ayağa kalkarak gümüş uçlu kalemi yerine koydum.Yine yanından uzaklaşmayıp,neler yaptığına bakmaya başladım.Birkaç dakika sonra saatime baktım ve David'e döndüm. "Heykelciğini boyamak istermisin,David?"