David Killer

Bir derse girmeye can atıyordum. Aklıma kılıç kullanmak için bir kılıca ihtiyacım olduğu geldi. Zaten bir kılıcım vardı ama fazla kılıcın da bir zararı olmazdı. Bu konuda Hephaistos çocuklarına gerçekten gıpta ediyordum. Bu nedenle Kılıç ve zırh yapma sınıfına girdim. Burada önce zırh daha sonra ise kılıç yapmayı öğrenmek istiyordum. Nasılsa bir kılcımı vardı ama bir zırhım yoktu. Sınıfa girdiğimde içeride kimseyi göremedim. Ben d eiçeride bakınmak istedim. Her yerde örsler, çekiçler, vidalar vardı. Bunlarla kılıç ve zırh yapmak zevkli olabilir diye düşündüm. Ve o anda kapıda birini gördüm.

Öğeleye doğru silah ve zırh yapımı sınıfına gittim. Ders vermem gerekiyordu. Gelen melezleri bekletmek olmazdı. Onun için elimi hızlı tutuyordum. Sınıfa girdiğimde içeride birisini gördüm. Hemen yanına gittim ve "Selam ben Elena, eğitmenim." dedim. Melez "David kısaca Dave. Ders almak istiyorum." dedi. Dave uykusu var gibi görünüyordu. Kafamı çalıştırmaya baişaldığımda onun Hypnos çocuğu olduğunu hatırladım. Yemek gazinosunda orada oturuyordu. Şimdi bu uykulu hali anlaşılıyordu. "Tabii hemen derse başlayalım. Kılıç mı, zırh mı yapmak istersin?" diye sordum. Dave önceden düşünmüş olmalı ki hemen emin bir şekilde "Zırh." dedi.

Sınıfa bir kız geldi. Bütün eğitmenlerin kız olması zorunda mıydı? ''Selam ben Elena. Eğitmenim.'' dedi. Bense uykulu bir tavırla ''Ben de David. Sen bana kısaca Dave diyebilirsin. Ders almak istiyorum.'' dedim. Bana ''Kılıç mı zırh mı?'' diye sorduğunda ''Kılıcım zaten var. Bana zırh lazım.'' dedim. Bana ne yapacağımı anlatmaya şöyle başladı..

Dave zırhı seçmişti. Zırh yapmak kılıca göre daha zordu. Buraya gelenlerin çoğu kılıç yapmak istiyordu ama Dave bence doğru seçimi yapmıştı. Çünkü genellikle herkesin kılıcı vardı ama zırhı yoktu. Önce zırh yapmayı öğrenmeleri gerekiyordu. Dave'e ne yapacağımızı anlatmaya başladım. "Başta ilahi bronzu katılaştıracağız. Sonra ondan dört parça elde edeceğiz. Ön taraf, arka taraf, sağ kol ve sol kol." dedim. Dave'in beni anladığını umuyordum. İlahi bornzu çıkardım ve Dave'e uzattım. Sonrada ona ek olarak eldiven verdim. İlahi bronzu ateşe atacaktı.

"Başta ilahi bronzu katılaştıracağız. Sonra ondan dört parça elde edeceğiz. Ön taraf, arka taraf, sağ kol ve sol kol." Pek anladığımı söyleyemeyeceğim. Ama bir eldiven verdi. İlahi bronzu ateşe attım. Biraz bekledikten sonra herhalde erimiştir diye elimi attım. Ena elimi geri çekti ve ''Öyle değil şapşal.'' dedi..

Dave direk eliyle ilahi bronza bakmaya çalıştı. Hemen onu durdurdum ve "Öyle değil şapşal." dedim. Eiyle bunu yapmak çok tehlikeliydi, yanabilirdi. Yanda duran demir sopayı aldım ve ilahi bronzun katılaıp katılaşmadığını kontrol ettim. Daha tam kıvamına gelmemişti. Biraz daha beklememiz gerekiyordu. Bunu Dave de söyledim. beş-altı dakika daha bekled,kten sonra ttekrar kontrol ettim. Bu sefer olmuştu. Demirle kabı çektim ve sonra onu aldım ve masanın üzerine koydum. Sonra Dave' döndüm ve "Soğumasını bekleyeceğiz. Soğuduktan sonra şekil vereceğiz." dedim. Sonra da illahi bronza şekil vereceğimiz aletleri gösterdim.

Bu aletler harikaydı. Bunlarla ilahi bronza şekili vermek harika olacaktı. Soğumasını beklemeye başladım. Çok sabırsızdım. Soğuyunca aletleri gösterdim, elimi iki yana açtım ve ''Evet. Benim ilk deneyimim. Ne yapacağımı söylemelisin.'' dedim şakacı bir tavırla.

Dave'e şekil vermesi için yardım etmeye başladım. İlahi bronz yavaş yavaş zırh şeklini alıyordu ama daha yapacak çok iş vardı. Önce gövde kısmını yapmaya başladık. Dave pek zorlanmıyordu. Ona ufak tefek yardımlarda bulunuyordum. Kısa süre içerisinde gövde bitmişti. Hemen sırt kısmına geçtik. Dave gittikçe işi öğreniyordu ve el çabukluğu kazanıyodu. Bu sayede sırt bölümüde bitti. Şimdi sadece kollara şekil vermek kalmıştı. Ondan sonra zırh tamamlanacaktı.

Her şeyi bitmiş, sadece kollar kalmıştı. Yani çoğu gitmiş, azı kalmıştı. Kollara da şekil verdikten sonra üzerine desenler yapmaya başladım. Bu şekillerin bir kısmı Hypnos kafası, ve hydra vardı. Bunlar arka taraftaydı. Önde ise kocaman bir Medusa kafası vardı. Elen'e işim bitti dercesine baktım ve sanki o da bana sen de mezun oldun dercesine baktı.

Dave çok başarılı biçimde zırhını yapmıştı. Zırh gayet güzel olmuştu. Artık yapacak bir şey yoktu. Dave'i mezun edebilirdim. "Dave artık mezunsun!" dedim. Dave buna çok sevinmişti. Biraz sohbet ettikten sonra ona burayı toparlamamız gerektiğini söyledim. O kadar onu mezun etmiştim. Biraz da o bana yardım etsin. Birlikte her şeyi yerli yerine koyduk. Artık işimiz bitmişti. Akşamda olmuştu. Dave ile birlikte sınıftan ayrıldık. Bugünlük bu kadar yeterliydi.


Ders Bitti!