Sabah uyandığımda hiç kalkmak istemiyordum ama saatin öğlen 1 olduğunu görünce hemen ayaklandım. Aslında bu benim için çok acayip bir durum değildi. Hatta erken bile uyanmıştım. Ama bugün bir işim vardı. Melez kampına gelmeden önce de en iyi arkadaşlarımdan biri olan Peter, 2 gün önce bir harpya ile savaşırken kolunu kırmıştı. Bugün onun kulübesine ziyarete gidecektim. üstüme bir T-shirt ve kot giyip kulübemden çıktım. Hephaistos kulübesine girmek için kapıyı çaldığımda Peter Kapıyı açtı. Kulübede bir tek onun olduğunu anlamıştım. Peter bana bakıp "Vaay. Eski dostum beni unutmamış." dedi gülerek. Ona "Gelmeyi düşünmüyordum zaten, zorunluluktan geldim." dedim. Güldük. Aç olup olmadığımı sordu. Aslına bakılırsa açtım ama Peter'e aç olmadığımı söyledim. Peter gülerek "Seni yalancı, daha yeni uyandın değil mi? Ben de kolum yüzünden yataktan kalkmaya üşeniyordum. Yeni uyandım ve kurt gibi açım." dedi. Güldük. Peter'le birlikte mutfağa gidip bir şeyler hazırladık. Masada otururken meraktan "Diğerleri nerede?" diye sordum. Peter bana "Hepsi demir ocağına gitti. Ben de gidecektim ama izin vermediler" dedi. Sonra koyu bir sohbete başladık.