Sınıfın girişinden bir ses geldi. Yine bir öğrenci gelmiş olmalıydı. Hızlı bir şekilde yerimden kalktım ve kapıya doğru yöneldim. Gelen öğrencileri bekletmeyi sevmezdim. Kapıda duran çocuğu görünce elimle gelmesini işaret ettim ve aynı anda "Hoşgeldin. Gel, şöyle otur" dedim. Çocuk, kampta yeni gibiydi. Sarı saçları ve mavi gözleri vardı. Daha yeni oldupu için kendine güvenmiyor gibiydi, hareketleri biraz garipti. Yani anlayacağınız klasik bir yeni gelendi. O da en kısa zamanda alışırdı buraya, alışmak zorundaydı. Kafamdaki düşünceleri attım ve sıraya oturmuş olan çocuğa dönüp konuşmaya başladım.
"Merhaba, ben Hektor Ease. Psişik güçler tanrısı ve Büyü Teknikleri sınıfı Profesörüyüm. Adın nedir, kimin oğlusun?"
"Tanıştığıma memnun oldum. Ben Ravelo, kısaca Rave diyebilirsin. Athena oğluyum."
"Ben de tanıştığıma memnun oldum Rave. Eee, bu sınıfa ne için geldin? Yeteneğini geliştirmek için mi yoksa onu keşfetmek için mi?" Çocuğun cevabı kısa oldu.
"Yeteneğimi biliyorum, onu geliştirmek istiyorum"
"Peki o zaman, bana yeteneğini biraz açıklar mısın? ne zaman keşfettin, nasıl keşfettin, nasıl kullanıyorsun?" Çocuk düşünmeye başladı. O düşünürken ben de vereceği cevabı sabırsızlıkla bekliyordum.