Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Annem'den gelen görev (2)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Diona Arsinoe Stanislaus
Zeus'un Çocuğu/Parti Organizatörü
Zeus'un Çocuğu/Parti Organizatörü
Diona Arsinoe Stanislaus


Mesaj Sayısı : 269
Kayıt tarihi : 15/12/10

Annem'den gelen görev (2) Empty
MesajKonu: Annem'den gelen görev (2)   Annem'den gelen görev (2) Icon_minitimeÇarş. Nis. 06, 2011 10:14 am

Koca bir boşluk... Bütün hislerinizin kaybolduğunu düşünün. Ama hala düşünebiliyor ve her şeyin farkındasınız. İşte o kadar garip bir şekilde geldim tanımadığım ama çok güzel olan bu adaya. Etrafıma bakınınca burası Kalipso'nun yaşadığı ve gerçektende emek vererek düzenlediği Ogygia Adası. Buraya daha önce hiç gelmemiştim ve bir tanrı ya da kader tanrıçaları yolunuzu buraya çizmediği sürece gelemezdiniz.Burası gerçekten de harika bir yerdi. Yemyeşil alan, deniz ile uyumlu olan bitkiler, ahşap bir ev. Kalipso'nun evi ve çiçek bahçesi burada olduğuna göre kendisi de buralarda bir yerde olmalıydı. "Merhaba." Sesin gelmesiyle yerimden sıçrayarak sağ tarafıma döndüm ve geldiğini hiç fark etmediğim güzeller güzeli Kalipso'yu karşımda buldum. Bana hem tuhaf, hem de merakla bakıyordu. Kim olduğumu anlamamıştı ve bu oldukça normaldi. "Merhaba, ben Eliesha." dedim gülümseyerek. Kız da bana karşılık gülümsedi ve gülümsemesi o kadar sıcak ve içtendi ki onunla arkadaş olmamak kaçınılmazdı. Bana merakla bakarak "Kimin kızısın?" diye sordu. İlk önce tereddüt etsem de söylememin bir sakıncası olmayacağını biliyordum. "Amphitrite'nin. Senin vereceğin kutuyu alıp dönmemi söyledi." dediğim an Kalipso'nun gülümsemesi soldu ve yerini hüzne bıraktı. İlk başta ne olduğunu anlamasam da ardından söyledikleri gerçekten beni de üzmüştü. "Biraz vaktin var mı? Sana burayı gezdireyim." dedi içindeki son umut ışığını kullandığını belli edercesine. Buna annem ne derdi bilmiyordum ama Kalipso'nun bu adadan çıkamadığını ve yanına birilerinin kolay kolay gelip gidemeyeceğini biliyordum. Ayrıca Kalipso'nun bu kadar tatlı bir kız olması da içimi acıtmıştı. Böyle bir kızın isteğini kıramazdım. Normalde olsa en yakın arkadaşlarımdan olacağı kesindi. "Peki, sanırım yanında biraz durmamın bir sakıncası olmaz." diyerek gülümsedim. Kalipso beni kolumdan tutarak önce bahçesine götürdü. Bu bahçe şu ana kadar gördüğüm en güzel bahçe olduğu kesindi. Her renk çiçekten vardı. Bahçe bütün renklere boyanmış bir gök kuşağına benziyordu. Aslında buna şaşırmamam gerekirdi. Ne de olsa Kalipso tek başına bütün bir sonsuz ömrü boyunca sadece çiçek bakabiliyordu. Bazen de benim gibi beklemediği misafirleri çıksa da sıkıntısı geçmiyordu. Bir an burada Kalipso'nun durumunda olsam ne yapardım diye düşünüp titredim. O bu duruma çok iyi dayanıyor, üstesinden geliyordu. Ben olsam ölümlü olmayı dilerdim sanırım. Ne de olsa yalnızlığı çekmektense ölüm daha cazip geliyordu insana. Bahçeyi gezerken bana en güzel çiçeklerinden bir deste hediye ettikten sonra bahçeden çıktık. Kalipso ile o kadar çok konuşmuştum ki onun içindeki saf iyiliği görebiliyordum. Bu cezayı sadece babasına olan inancı yüzünden çekiyordu ve bu da Atlas'a olan öfkemi arttırıyordu. Derin nefes aldım ve sonunda "Sanırım çok kaldım, artık gitmem gerek." dedim istemeden de olsa üzülerek. Sonunda Kalipso neşesini kaybetti ve "Gitmek istiyorsan peki Esha." diyerek bana annemin istediğini düşündüğüm kutuyu uzattı. Her ne kadar gülümsemeye çalışsa da başaramıyordu. Kutuyu elime aldığım anda birden oradan gitmek istemediğimi ve Kalipso ile dost olarak kalmak istediğimi fark ettim. Bu da benim canımı daha da çok yaktı. Orada kalma imkanım olsa da Anna'yı, Rose'yi, Sere'yi ve diğer dostlarımı bırakamazdım. Onlarda beni çok merak eder ve özlerlerdi, tabi bende onları. "Kalipso hep dostlarımdan biri olarak kalacaksın, dua et bir daha görev için gelebileyim." dedim ve gözümden akan bir damla yaşı silerek ona sarıldım. Bana sarılması o kadar içtendi ki keşke bir yolu olsa diye düşünmeden edemiyordum. "Bir daha seni getirteceklerini sanmam ama umarım gelirsin Esha ve sende hep aklımda dostum olarak kalacaksın." dedikten sonra sanki kendisini toparlamaya çalışırcasına nefes aldı ve "Hadi git baya geç kaldın, daha fazla arkadaşlarını bekletme." dedi. Derin nefes aldım ve "Hoşçakal." dedikten sonra gözlerimi yumarak anneme dua ettim. Yine aynı boşluğu kısa süre hissettikten sonra sonunda gözlerimi araladım ve kendimi kampta buldum. Kampa gelip arkadaşlarım beni gördüğünde hepsinin korktuklarını ve Kalipso'nun yanında düşündüğümden daha fazla kaldığımı fark ettim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Annem'den gelen görev (2)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Annemden gelen çağırı
» Annemden Gelen Hediye
» Annemden aldığım görev
» Annem'den gelen görev
» Poseidon'dan Gelen Görev (1)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Kamp Dışı :: Ogygia Adası-
Buraya geçin: