Anna ile kampta dolaşıyorduk. Bugünü beraber geçirmeye karar almıştık ve sonunda da tırmanma duvarına gitmeye karar vermiştik. Her zamanki gibi bugünümde Anna'yla çok güzel ve normal geçiyordu. Bu zamanımın bozulmasını istemiyordum. Tabii bu sadece benim isteğimdi. Aklımda annemin sesini duymam ile beraber her şey bozularak yine o tuhaf zamanım başladı. Anna'ya durumu anlatarak yanından ayrıldım ve saraya doğru ilerlemeye başladım. Bu sefer beni kendisi çağırmıştı ve neden çağrıldığımı merak etmiyor değildim. Plaja geldiğimde hızla denize dalarak ilerlemeye başladım. Aslında bir an saraya gidip gitmemekte kararsız kalsam da ardından annem davvet ettiği için sorun olacağını düşünmüyordum. Bir süre deniz canlılarıyla konuşmanın verdiği mutlulukla su da ilerledim ve sonunda saraya varabildim. "Merhaba." diyerek gülümsedim kapıda duran deniz atlarına. Bu sefer onlarda bana sıcak davranarak "Hoş geldin Eliesha." dediler ve kapıyı açtılar. Aslında deniz atlarıyla iyi anlaşmamı sağlayan Lia'ydı ve ona teşekkür borçluydum. Onlarla konuşan ve beni kabul ettiren oydu. Tabi şu an annemin haber verdiğini de tahmin edebiliyordum. Kapıdan içeri girerek ana salona doğru ilerlemeye başladım. Ana salona vardığımda kapıyı tıklatarak açtım ve karşımda beklemediğim bir manzara vardı. Annem ile beraber Poseidon da beni bekliyordu. Bu durumdan hiç hoşnut olmasam da Poseidon'a bir süre dik dik baktıktan sonra, annemin önüne doğru ilerleyerek anneme döndüm. "Merhaba anne." dedim ve sözümü kesmeden devam ettin. "Beni neden buraya çağırdın?"