Sentor'u daha kolay halletmek için ağacın arkasına saklanmışlardı. Sentor hızını alamayıp ağaca doğru giderken biraz sonraki olacak manzarayı görmemek için elleriyle gözlerini kapattı. Çarpma sesi gelince ellerini daha da sıktı. Leo'nun " Umutsuz vaka " demesiyle gözlerini açınca sentero doğru baktı. Sentor onlara doğru koşuyordu. Ne kadar hızlıydı. Daha yeni ağaca çarpmamışmıydı? diye düşüündü. Sentor onlara doğru koşarken Leo'nun kılıcını uzattıp sentorun bacağına çizik atmasıyla çığlık atması bir oldu. Sentorun bacağından kanlar fışkırıyordu. Claire kan görmesini hiç sevmezdi. Böyle durumlara bakmak istemediği için gözünü kapatıp çığlık atardı. O anda da onu yapmıştı. Fakat bu sefer kanın fışkırmasını görmüştü. Neyse ki diğer kardeşleri gibi kan görünce baıylan kızlardan değildi. Yoksa Marc'ın yada Leo'nun onu taşıması gerekirdi...
Sentor bu sefer çok sinirlenmiş bir şekilde Leo'ya bakıyordu. Arlarında ki bu bakıış biraz sürdükten sonra bütün gücüyle sentor Leo'ya koşmaya başladı. Elinde kılcıyla tetikte bekleyen Claire ne yapacağını bilmiyordu. Senterun resmen gözü dönmüştü. Leo'nun yanına beş-altı saniyede ulaşan senterun arkasına Marc geçip kılıcını sentero saplayarak işini bitirmeseydi öyle saatlerce hiçbir şey yapmadan durabilirdi. Leo, kardeşinin sentoru toz etmesine sevinerek gülümsedi ve Marc'a bir bakış attı. Heralde bu aralarında bir teşekkür etme gibi bir şeydi diye düşündü Claire. Merak ettiği soruyu sordu: " Eee şimdi ne yapıyoruz? "