Bugün çok heyecanlıydım.Hem maceraya çıkacak,hem de Kev ile zaman geçirecektim.Onun gözünde normal ama görünüşüne de önem veren biri olarak görünmek istiyordum.Bu yüzden aşırıya kaçmadan makyaj yaptım.Tüm kardeşlerim yorganlarına sarılmış uyuyorlardı.Bir tek Claire kulübe de yoktu.Onun yokluğuna zaten tüm kulübeyle alışmıştık.Kulübemiz liderlik seçimlerinden dolayı iyice karışmıştı zaten.Kardeşlerim birbirine küsmüştü.Bu görev benim için iyi olabilirdi.Kıyafetlerimi hızla üstüme geçirdim.Kev genellikle geç geliyordu,bu yüzden acele etmeme hiç gerek yoktu.Çantamın içine gerekli malzemeleri koyduktan sonra hızla kulübemden çıktım.Koşar adımlarla kamp meydanının yolunu tuttum.Gittiğim de Kev'in elinde şarap ile beni beklediğini farkettim.Koşarak yanına gittim ve şarapı elime aldım,çantama koydum. "Yavaş,yakışıklı ocuk.Şimdiden sızmanı istemem." dedim ve hafifce kıkırdadım.Birlikte pegasus ahırlarına doğru gitmeye başladık.Giderken birbirimiz ile konuşuyor,şakalaşıyorduk.Konuşurken Pegasus Ahırlarına geldiğimizi farketmemiştik bile.Pegasuslarımızın yanına gittik.Missy'i sevdim ve naneli şeker verdim.Missy mutlulukla kişnedi.Gülümsedim ve Kev'in yanına gittim.Birlikte havalanmaya başladık.gökyüzüne bakarken birden Claire'nin sesini duydum.aşağıya baktım.Bana el sallıyordu.Bende salladım.Artık gökyüzündeydik.Nasıl gideceğimizi gerçekten bilmiyordum.Meraklı ve yorgun gözlerimi Kev'e çevirdim. "Nasıl gideceğimizi biliyormusun?" diye sordum.Kev dalmış olmalı ki önce bana cevap vermedi.Aradan birkaç dakika geçtiğinde cevap beklediğimi farketti ve konuşmaya başladı.Belki de yaklaşık yarım saat kalmıştı.