Görüşmeye Giden Uzun Yolculuk

Konu: Görüşmeye Giden Uzun Yolculuk Ptsi Eyl. 13, 2010 6:08 am

20- Labirentte *uzun* bir macera yaşayacaksın.
Mekan: Labirent
Katılacaklar: Satellite Morgan,Steward Thurstan
(Uzun*dan kastım en az 20 post, o nedenle birkaç arkadaşınla birlikte yapabileceğin bir görev.)

Kamptan kaçıp,Olimpostaki ailelerimizin yanına gidecektik.Bunun için daha önce buluşmadığım birini seçmek istedim.Adını biliyordum ama daha önce konuşmamıştık.Yanına giderek:

"Selam Steward!Adını çok duydum.Ama daha önce görüşmemiştik.Ben labirentle Olimpos Konseyi'ne gitmek istiyorum.Bunu yeni tanıştığım biriyle yapmak istedim.Benimle beraber labirentte gezintiye var mısın?" dedim ve gözlerinin içine bakarak gülümsedim.Bu macerayı gerçekten yaşamak istiyordum.

Steward'ın anlatıldığı gibi olmasını umuyordum ve öyle görünüyordu.İyi kalpli,macera perest ve biraz havalı.Benim de burnum büyüktü sorun olmazdı.

Ondan gelecek cevabı büyük bir heyecanla bekliyordum ve kabul etmesini umuyordum.

Ares'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 326 Kayıt tarihi : 05/09/10

20- Labirentte *uzun* bir macera yaşayacaksın.
Mekan: Labirent
Katılacaklar: Satellite Morgan,Steward Thurstan
(Uzun*dan kastım en az 20 post, o nedenle birkaç arkadaşınla birlikte yapabileceğin bir görev.)

Dışarıda dolaşırkenyanıma bir kız geldi. Daha önce görmüşlüğüm var gibiydi fakat kim olduğunu bilmiyordum. O yüzden aldrış etmeyerek yoluma devam ediyordum. Fakat bana seslendiğini duydum.

-"Selam Steward!Adını çok duydum.Ama daha önce görüşmemiştik.Ben labirentle Olimpos Konseyi'ne gitmek istiyorum.Bunu yeni tanıştığım biriyle yapmak istedim.Benimle beraber labirentte gezintiye var mısın?" dedi.

Ne diyeceğimi bilemedim. Sonradan şaşkınlığımı gizleyerek ona olumlu bir şekilde konuştum.

-Merhaba! Adımı nerden duyduğunu bilmiyorum fakat tek başına labirente girmene göz yumamam. Biraz macere yaşamaği kim istemez. Olimpos Konseyine gelince. Seni kapıya kadar götürürüm fakat ben girmem. Seni her türlü yaratığa karşı korumaya gayret edicem.

Düşünmemiştim bile. Nedense kanımdaki macere ve biraz caavar öldürme dürtüsü beni esir almıştı.

Konu: Geri: Görüşmeye Giden Uzun Yolculuk Ptsi Eyl. 13, 2010 6:47 am

Buna da razıydım.Çok mutlu olmuştum ve belli ettim.

"Çok teşekkür ederim Steward.Bu karmaşıklıkta kendimi tanıtmayı unuttum.Ben Satellite Morgan.Artemis Kulübesi Lideriyim." diyerek tanışmak için elimi uzattım.

"İstersen yola başlayalım.Daha çok oyalanmak istemiyorum." dedim ve uzun ama kısa bir labirente girdik.

Oradaki canavarlar beni ürkütüyordu ama yanımda ünlü bir melez vardı.Zaten beni korumaya gelmişti.

"Teşekkürler bu arada.Daha yeni tanıştık ama gelmeyi kabul ettin." dedim.

Yürüyüşün başında teşekkür edip,durdum.Bu onun başını ağrıtsa da bu yaptığı iyilik unutulmayacak cinstendi.

Ares'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 326 Kayıt tarihi : 05/09/10

Kendini tanıttıktan sonra onu izledim. Nereye gideceğini biliyordu. Herhalde bu işi daha önceden planlamıştı. Daha önce gelmediğim bir yere doğru gidiyordu. En sonunda mağara gibi bir yere grdik. Fakat etraf garipti. İçimdeki hisler birbirine girmişti adeta. Bana bir soru sordu ama soruyla karışık birde teşekküer etti.
-Evet yeni tanıştık. Sana neden mi yardım ediyorum. Biraz macera yaşamak iyi olur diye düşündüm.

Konu: Geri: Görüşmeye Giden Uzun Yolculuk Ptsi Eyl. 13, 2010 7:04 am

Maceraperest Steward..

Mağaraya girdiğimizde etraf karanlıktı.Doğal olarak tabi ki ama normalde mağarada ateş böcekleri olurdu,o bile yoktu.Steward'a baktım.Arkamda güvenilir bir melez olduğunu bilmek hoştu.

Yürüyordum,hiç etrafa bakınmadan.Çünkü ürkmüştüm.Birden bire karşıma hiç bilmediğim bir yaratık çıktı ve bağırdım:

"Steward!Bu da nedir?"

Korkarak arkasına saklandım.Gerçi o mağarayı bilmiyormuş ama tecrübesi yeterdi.

Ares'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 326 Kayıt tarihi : 05/09/10

Etraf karanlığa gömüldü. Her geçen saniye kanıma karıan adrenalinin artığını hissediyordum. Elimde ne bir kılıç ne de bir kalkan vardı. Tam ayak seslerinden başka bir ses işitmekten şikayet edecekken garip bir ses duydum. Önümde Artemis kızı Satellite biraz da olsa ürkmüş br şekilde yürüyordu. Tam burada bizden başka bir varlığın olmadığını düşünürken Artemis kızı bağırarak arkama saklandı. Bana önüne çıkan garip varlığın ne olduğunu soruyordu.
-BİLMİYORUM!
Yaratığın ne olduğunu bilmiyordum ama amacının ne olduğunu sanırım biliyordum. İçgüdüsel olarak onu öldrğmeyi planladım. Elimdeki bileklikler parlamaya başladı. Öyle parladı ki gümüş ışık bir süreliğine tüm mağrağı aydınlattı. Fakat dikkatimiz yaratığa çevrili olduğu için neler olduğunu göremedik. Gümüş ışıkların ardından sonra şimdi sağ elimde uzun, parlak ve işlemeli bir kılıç, sol elimde ise yine aynı işlemelere sahip bir kalkan belirdi. Canavar iğrenç. görünüyordu. Öyleki ne ayzı ne gözü seçiliyordu. Belirli bir biçimide yok denecek gibiydi. Canavar üzerime yürüdü. Kalkanla sertçe vurdum. Sonra kılıcımı savurdum. Ölmüş olmasını diliyordum. Karanlığa karışmıştı.

Konu: Geri: Görüşmeye Giden Uzun Yolculuk Ptsi Eyl. 13, 2010 9:00 am

Steward birden bire hiç donanmasızken şimdi üstünde kılıç,mızrak ve daha nicesi vardı..Işıkların ardından çıkmıştı.Bir kez canavara vurdu ve canavar karanlıkta kayboldu.

Böyle bir gücü ilk kez görüyordum.Önce arkasından çekildim sonra da:

"Teşekkür ederim.Sana borcum olsun.Benden şimdilik 2 dilek hakkın var.İleride artabilir çünkü bayağı güçlüsün ve ben de biraz tırsıyorum." dedim.

İlerlerken aklım şu ışık işine gitti:

"O ışıkların ardından silahlar çıktı.Nasıl yaptın?Bilekliğin falan mı özel?" diyerek gergin ortamı yumuşatmaya çalıştım.

Ares'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 326 Kayıt tarihi : 05/09/10

Karanlıkta yüyürken Sat ortamı yumuşatmak ve gergin havayı dağıtmak için çavalıyordu. Kulaklarım ondaydı fakat diğer tüm duyularım gelebilecek olan tehlikedeydi.
-Dilek mi? Ne dileiği. Bileklklerime gelirsek bunalr babamdan bana armağan. Peki ya senin annen sana birşey vermedi mi?
Sanırım ortam biraz biraz yumuşamaya başlıyordu.

Konu: Geri: Görüşmeye Giden Uzun Yolculuk Ptsi Eyl. 13, 2010 9:20 am

Artık tanışma faslını ilerletmiştik.Ve ortam yumuşamaya başlamıştı.

"Benim de annem bana bir kolye verdi."Restle" diye bağırınca Artemis yardımıma geliyormuş.Daha önce hiç denemedim.Sadece acil durumlar için kullanmalıymışım." dedim.

Bu sırada Steward'ın bilekliği gözümü alıyordu.Işıl ışıldı.

"Bu arada iki dilek derken başın sıkışınca elimden geldiğince yardım edebilirim veya herhangi bir yarışta ittifakta bulunabilirim." dedim.

Bu sırada aklıma Plüton gelmişti.Onu çok özlemiştim.

"Steward senin bir pegasusun var mı?" diye sordum.Ardından da

"Steward dışında bir lakabın falan var mı?" dedim.

Biraz çok soru soruyordum ama olsun.Bu yol başka türlü bitmezdi.

Ares'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 326 Kayıt tarihi : 05/09/10

Ortam iyiden iyiye ısınmıştı. Kasvetli hava dağılıştı. Satellite kolyeyi anlatırken can kulağıyla dinledim. Demek ki tanrıların hepsii çocukalarına hediye veriyormuş.
-Bana kısaca Stev de ya da ne istersen. Bir pegasusum evet var. Adı Niel. Onu çok seviyorum. Pe-? Pegasus mu?
Tabi ya pegasus! Neden düşünememiştim.
-İşte bu pegasus. Evet pegasus! Pe-Ga-Sus!!! Pegasus.
Deliye benzer tavırlarım sanırım Satellite'yı şaşırtmıştı. Ama aklıma gelen şey çok daha iyidi.
-Neden pegasuslarla gitmiyoruz Olimpos'a?
Yerimde durakladım. Arkama döndüm. Geri dönüp uçarak gitmeliydik. Ama bir sorun vardı. Burada yol ayrımı vardı. Gelirken yolun ikiye ayrıldığını hiç farketmemiştim.
-Hey... Satellite. Biz hangisinden gelmiştik?

Konu: Geri: Görüşmeye Giden Uzun Yolculuk Salı Eyl. 14, 2010 12:43 am

Artık iyice tanışmıştık.İyi arkadaş olacak gibiydik.
O sırada Stev birden sayıklamaya başlamıştı.
"Pegasus,PE-GA-SUS,PEGASUS!" diye söyleniyordu.İyi olup olmayacağını soracağım zaman ortaya bir fikir attı.
"Neden pegasuslarla gitmiyoruz Olimpos'a?"
Bu fikri beğenmiştim.Ama arkamızı döndüğümüzde iki yol ayrımı vardı.İkisine de uzun uzun bakmıştık.Stev bana nereden çıkış olduğunu sorduğunda gülümsememle durumu yumuşatmaya çalışıp:
"Belki denersek doğru yolu bulabiliriz."
Stev'e korkak gözlerle baktım.Açıkçası korkuyordum.O da gerilmişti.Bakarak:
"Hangisini denesek?" dedim.Kaybolursak bir daha çıkamama şansımız vardı.Sonuçta bu bir labirentti.

Ares'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 326 Kayıt tarihi : 05/09/10

Kahretsin. Lanet bir labirete neden girmiştik ki düşünmeden taşınmadan. İçimdeki macera dürtüsüne yenik düşmüştüm. Sanırım tek yapmamız gereken sakin olmaktı.
-Belki denersek doğru yolu bulabiliriz. Hangisini denesek?
-Zeus adına! Burası bir labiretn Satellite! Ne denemesi? Ya gittiğimiz yerde bilmediğimiz yaratıklar ya da tuzaklar varsa?
Ne yapacağımızı bilmiyordum. Mantığım adeta çıldırma raddesini geçmişti. Belki de burdan hiç çıkamayacaktım. Crist! Acaaba onu bir daha görebilecek miydim? Bilmiyordum. En ufak bir fikrim bile yoktu.

Konu: Geri: Görüşmeye Giden Uzun Yolculuk Salı Eyl. 14, 2010 3:29 am

Stev ortalıkta çıldırmış gibi dolanıyordu.Haklıydı ve bana kızmıştı.Bu konuda da haklıydı.Hepsi benim yüzümdendi.
"Özür dilerim Steward!" dedim ama affetmişe benzemiyordu.
İçgüdülerimi kullanarak bir yola girmek zorundaydık.Ya da yola devam etmek.Belki Stev'i yeniden kızdıracaktım ama:
"Madem geri dönemiyoruz,biz de Olimpos'a kadar yürüsek..." dedim ürkerek..

Ares'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 326 Kayıt tarihi : 05/09/10

Karanlıkta ne yaptığımı bilmeden bir oraya bir buraya yürürken Satellite'yı ürküttüğümün farkına vardım. Öyleki bir şey söyleyecek gibi oldu ama ama küçük bir tereddüt yaşadı.
-Özür dilerim Steward!
-O da ne demek şimdi senin ne suçun var?
-Madem geri dönemiyoruz,biz de Olimpos'a kadar yürüsek...
-Evet başka yapacağımız birşey yok.
Kadere razı olup ona boyun eğdik. Sonu görünmeyen karanlıkta yürümeye başladık. Arkamıza bakmıyorduk. Kulaklarımız ve gözlerimiz çok dikkatliydi. Fazla yürümeden ikimizde yermizide donduk kaldık. Karşımıza bir yol ayrımı çıkmıştı. Acaba ne yapacaktık?
-Sence ne taraftan?

Konu: Geri: Görüşmeye Giden Uzun Yolculuk Salı Eyl. 14, 2010 4:19 am

Daha fazla Stev'i kızdırmak istemiyordum ama bir yol ayrımına daha gelmiştik.Ne yapacağımı bilmiyordum ama bana hangi taraftan gidilebileceğini sordu.Ben de:
"Sanırım sağ taraftan." dedim çekinerek.Korku dolu gözlerle ilerliyorduk.
Kafadan sallamıştım umarım burası bizi doğru yere götürürdü.Korkudan ağzımı açamıyordum.
Tam o sırada karşımıza bir yarı insan yarı boğa çıktı.Satir gibi sevecen olduğunu düşünüp selam verdim.Ama sonra azgın bir şekilde üstüme geliyordu.Steward'ın adını söyleyememiştim çünkü sanırım bu da benim suçumdu.

Ares'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 326 Kayıt tarihi : 05/09/10

Gittikçe daha çekingen davranmayq ve gerilmeye başlayan Satellite ;
"Sanırım sağ taraftan." dedi. Hislerine güvemek istedim fakat korkuyor olduğunu görmem bu durumu şmkansız kıldı. En azından bir fikir atmıştı. Sonra o yöne gidelim derken karşımıza bir satir benzeri bir yaratık çıktı. Boynuzları vardı ve insan kafasına sahipti. Satellite ona titrek bir sesle merhaba der gibi oldu ama karşılığını öküz gibi bir böğürmekle aldı. Sesinden kulaklarım çınlamıştı. Satellite'nın üzerine doğru geliyordu. Kılcımı ona doğru savurdum. Kılıç yüzünde fazla derin olmayan bir iz bıraktı. Yinede yaratık bundan şikayetçi gibi görünüyordu. Satellite bırakıp beni hedef aldı. Elini bana savurdu. Kalkanımla savunma yaptım fakat kendimi mağaranın tavanına çarpan buldum. Satellite'yı göremiyordum. Kılıç ve kalkanımdan uzağa düşmüştüm. Sanki kaburgalarım kırılmıştı. Ağzıma da biraz toprak girmişti. Yaratık yanıma geldi. Yerde yattığım için olduğundan da büyük görünüyordu gözüme. Yapacak birşeyim yoktu. Artık işim bitmişti. Ama tam tüm bağları dünyadan koparacağımı düşünürken yaratık acıyla böğürdü. Bacağına bir ok saplanmıştı. Ama hala ayaktaydı.

Konu: Geri: Görüşmeye Giden Uzun Yolculuk Salı Eyl. 14, 2010 6:48 am

Bana yardım etmeye gelen birini kimse öldüremezdi.Bu benim suçum olurdu ve vicdanım sonsuza dek rahat olmazdı.Hele de beni en baştan tanımayıp yine de güvenerek gelen birini hiç kimse..
Birden yarı insan yarı boğa şey Steward'ın bana yardım etmesi yüzünden Steward'a yüklendi.Ona doğru koşarak onu yaraladı.O sırada cebimde olduğunu hatırladığım okumla hayvanı vurdum.İyi ki bir avcıydım.Onu rahatlıkla yakaladım.Ama hayvan güçlüydü ve bir çok hayvanın aksine tek vuruşta yere yıkılmadı.
Bu sefer ikinci bir ok atarak hayvanı başından vurdum.Hayvan yere yığıldı.
Hemen Steward'ın yanına koşarak:
"İyi misin?Yaraların çok derin görünüyor.Artemis'ten yardım ister misin?Yürüyebilecek misin?Steward çok üzgünüm." dedim ve berbat ettiğim durumları toparlamak için bağırdım."Restle" Steward'a baktım ve belki de Artemis'in ona yardım edebileceğini düşündüm.

Ares'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 326 Kayıt tarihi : 05/09/10

Canavarı bir iki okla yere indirmeyi başarmıştı. Yanıma gelip soru bombardımanına tuttu beni.
-İyi misin?Yaraların çok derin görünüyor.Artemis'ten yardım ister misin?Yürüyebilecek misin?Steward çok üzgünüm.
Ve ardından;
-Restle. dedi.
Fakat hiçbirşey olmadı.
-Hayır Satellite zaten yardım etmek istemez. Ben Ares'in oğluyum. Neyse ben yaralanmadım. İyi iş çıkardın. Hadi yolumuza devam edelim.
Ayağa yalpalarayar kalktım. İleride yerde yatan o yaratık vardı. Sanki ölmemiş gibiydi. Etraf kan gölüne dönmüştü fakat içimde bir his vardı. Artemis kızı arkamdan geliyordu. Yaratığın yanına yaklaşmıştık. Kılıcım ve kalkanım biraz daha ilerideydi. Onalara doğru giderken yaratık ayaklandı. Daha da kızgın görünyordu. Oklardan sonra nasıl yaşıyordu buna akıl ermezdi. Savunmasızdım. Bana geliyordu. Bu sefer ki sonum olcaktı. Ellerimde kılıcımın olmasını isterdim. Kılıcıma tekrar baktım. Yaratığın biraz daha ilerisinde yerdeydi. Elimi sanki onu tutuyormuş gibi yaptım. Ama avuçlarım açıktı. Sonra olanlar oldu. Yaratık tam bana son darbeyi indirmişti ki yere düşen kendisi oldu. Kılıç havalmıştı ve bir mermi gibi elme doğru yol almaya başlamıştı. Önümde yaratık vardı. Kılıç yaratığın karnını deşip elime kavuşmuştu. Bu havalı birşeydi fakat bir o kadar da iğren.ti. Kılıcın önümdeki yaratığın içinden geçerek karnını deştiğinde çıkan etler kanlar üzerimize yağmıştı. İğrenerek Artemis kızına baktım. Ona güldüm. Onun ise yüzü buruşmuştu. Uzun saçlarına bir iki bağırsak yerleşmişti.

Konu: Geri: Görüşmeye Giden Uzun Yolculuk Salı Eyl. 14, 2010 7:13 am

Kolyem işe yaramamıştı.Ama bundan daha büyük bir sorun vardı.Ki bunu Ares çocuğu olan Steward hemen halletmişti.Bu gerçekten önemli bir güçtü.Ama yaratığın karnıdeşilirken saçlarıma bir iki tane bağırsak yapışmıştı.Ve her taraf kandı.İğrençti.
Steward bana gülümsedi.Ben de saçlarımdaki bağırsaklarla biraz gülümsemeye çalıştım.
Yolda Steward'ın gücünü ve benim işe yaramayan kolyemi düşünüyordum.
Yine yol ayrımına gelmiştik.Ama bu sefer seçim yapmak kolaydı.Olimpos gözüküyordu.Ama biraz arkada bir göl vardı.
"Saçımı yıkayıp,öyle gitsek olur mu?" diye gülümsedikten sonra saçımı yıkadım ve:
"Bu sefer yolu sen seç" diyerek güldüm.

Ares'in Çocuğu Mesaj Sayısı : 326 Kayıt tarihi : 05/09/10

Yol ayrıma gelmiştik. Artemis kızı şaka yapmıştı.
Bu sefer yolu sen seç.
Olimpos dörünüyordu. Bu labirent gerçektente çok büyüleyici ve tehlikeli bir yerdi. Bizi buraya getirmişti. Sanırım git gide büyüyor ve değişik yerlere açılıyormuş. Satellita saçlarını yıkayıp heyecanlı bir şekilde Olimpos'a giden merdivenleri tırmanmaya başlamıştı. Az sonra yorulmuş bitmkin bir şkilde konseyin kağısına gelmiştik. Artemis kızı bana baktı teşekkürlerinin sunan bir bakış attı. Ağzını tam açıyordu ki;
-Önemli değil. deyip gülümsedim.
Sonra kağıdan içeri doğru giriyordu. Kapı çok büyüktü. Bir an duraklayıp bana gelmeyecek misin gibisinden bakış attı.
-Sana ilk başta ne söylemiştim. Ben içeri girmeyeceğim. Sanırım şuandan itibaren tanrıların korumasına girdin. Bana gerek kalmadı. Görüşürüz.
Gülümseyen kız kocaman kapıdan geçerek gözden kayboldu. İşte benim karekterim buydum. Oynanan tiyatro oyununda perdenin arkasında önemli işler yaparak oyunun ortaya çıkmasını sağlayan. Ve artık işim bitmişti. Etrafa bakındım. Babamla karşılaşmak istemiyordum. Ona her geçen saniye saha da kızıyordum. Bir kere bile beni görmeye gelmediği için onunla tanışmadığım içim. Sonra ardıma dönük merdivenlerden inmeye başladım. Acaba kendi başıma labirentte sıkılır mıyım diye düşündüm. Fakat tam merdivenlerin ortasındaydken bir at kişnemesi duydum. Yukarıda uçan bir at bana doğru geliyordu. Bu Niel'di. Yanıma gelip üzerine binmeme müsade etti. Sonra kanatları açarak şahlandı. Artık gökyüzünde bir uçak kadar hızlı yol alıyordum. Çok geçmeden kampta olacaqğımı biliyordum.

Konu: Geri: Görüşmeye Giden Uzun Yolculuk Salı Eyl. 14, 2010 8:49 am

Steward leb demeden leblebiyi anlayan zeki biriydi.Ve tiyatrodaki yönetmen gibiydi.Çoğu şeyi o yapıyordu ama sahne arkasındaydı.Onunla yaşadığım bu deneyim unutulmaz olmuştu.
Merdivenleri tırmanırken çok heyecanlıydım.Büyük kapıdan içeri girdim ve hemen camdan baktım.Steward'ın gidişini izliyordum.Bir pegasus gelmişti.Bahsettiği pegasusu Niel olmalıydı.
Camdan Steward'ın güvenle gidişini izledikten sonra resepsiyoniste gidip,Artemis'i bulacaktım.

Rp Bitmiştir!Tam 20 post -teşekkür ederim Stev -

» Babamla Görüşmeye gidiyorum.
» Çöpe Giden Mızrak
» Yabana Giden Üç Sene
» Uzun Bir Gezi
» Labirent'te uzun bir macera.