Archaios Athoos

Konu: Archaios Athoos Çarş. Mart 30, 2011 7:03 am

"Merhaba, ben Archaios Athoos ben bir yetimim annemle babam beni bir aylıkken yetimhaneye vermiş, 7 yaşımdan itibaren yatılı okullarda kalmaya başladım ben DEHB ve disleksi hastası olan bir şizofrenim.Doktorlar şizofrenliğime sebebi olarak kimsenin görmediği yaratıkları görmemi gösteriyorlar.7 yaşımdan beri 42 yatılı okuldan kaçtım.Bu okullarda değişmeyen iki şey vardı birincisi hapishane yönetimini aratmayan yönetim ikincisi ile sürekli benle kaçan Brock."Uyumaya çalışıyordum ama tek yapabildiğim bir o yana bir bu yana dönmekti Brock ise horlamaya başlamıştı bile sinirli bir şekilde Brock'a "Brock!"diye bağırdım.Çok korkmuş olacak ki yatağından fırlayıp kendi kıyafet dolabına girdi.Sonra göz ucuyla dışarı bakıp cesur görünmeye çalışarak karnını çekti ve bana doğru ilerledi "Eee ne oldu Arc yoksa gine kabus mu gördün?"dedi.Bende kendimi tutamadım ve kahkahayı bastım ve ona burun lastiğini uzattım.Burun lastiği Brock'un burnunun üstüne taktığı yara bandı görünümlü lastik rahat nefes almasını ve horlamamasını sağlıyor.Gülerek sözüme devam ettim "Al bunu senin yüzünden iki saattir uyuyamıyorum."dedim.Brock havası sönmüş bir şekilde göbeğini geri bıraktı ve gekip burun lastiğini taktı.Sonra gine cesur görünmeye çalışarak "İyi geceler eğer bir şey olursa üç terlik adımı uzağındayım."dedi ve bir kaç karete hareketi yapmaya çalıştı yapamayınca ikimizde kahkalar attık.Sonra Brock yatağın geçti bende uyumayı başarmıştım.Rüyam her zaman ki gibi kabustu aslında kabus değildi gerçek bir anıydı ben 5 yaşındaydım ve ikinci yetim hanemden 13 yaşımda ki abimle kaçmaya çalışıyorduk annemle babam benle beraber abimide yetimhaneye bırakmışlar ama abim anne ve babamla ilgili hiç bir şey hatırlamıyordu.Pencerenin demirliklerini kesmeye çalışıyorduk ama nafile bende çocuk aklıma güvenip yemekhaneden çaldığım kibriti masanın üzerinden aldım.Amacım duvarı eritmekti abim kibriti aldığımı görünce çoktan bir kibrit yakıp duvarın eşiğine koyduğum kibrit kutusuna atmıştım abim beni korumak için üstüme atladı ve pantolonu tutuşmaya başladı abim bağırmaya ben ise ağlamaya başlamıştım.Abimin pantolunu dizine kadar yandığında bakıcı ancak "911"i arayabilmişti.Bir kaç dakika boyunca abim ve bakıcı abimi söndürmeye çalışıyordu ama aradan bir kaç dakika içinde itfayenin sirenleri duyulduğunda abim ateşlere çoktan karışmıştı.Abim gözlerimin önünde kül oldu.

Kan, ter içinde çığlıklar eşliğinde uyandım saate baktığımda saat "04.59"du yani alarmımıza bir dakika vardı.Ardından DIIIR, DIIIR, DIIIR alarm çalmıştı ve ardından Brock uyandı ve homurdanarak "Bu nasıl alarm ya çığlık karışmış içine."dedi.Titrek bir sesle "O-O ses benden çıktı."dedim.Brock beni biraz süzdü sonra "DIIIR"sesinide mi sen çıkardın?" diye espiri yapacaktı ama yapmadı.Sonra sevecen bir ses tonuyla "Hadi hemen kalkta yemekhanede yer kapak yoksa gine ayakta yeriz."dedi.Gülümseyerek kalktım ve lavaboya girip yüzüme bir kaç kez su çarptım.Çıktım ve Brock'un çıkmasını bekledim çıkınca sinsi bir gülümsemeyle "Yarışa ne dersin?"dedim.Gülerek evet mansında başını salladı ve yemekhaneye kadar yarıştık Brock bir keçi gibi koşuyordu ve hemen varıyordu bazen bunu sırf bize yer kapsın diye yapıyordum.Yemeğimizi yerken o günün pazertesi olduğunu hatırladım.O gün bir çeşit burs olan haftalık 10 $ dağıtılacaktı ama genellikle önümüzü okulun kabadayı grubu "Taş Beyinliler" keser ve haraç alırlardı aynı zamanda okulun son haftasıydı yani herkes ailesinin yanına gidecekti ben yetim olduğum için Brock'un ailesinin evine gidiyordum ama çok utanırdım.Yemekten sonra paramızı aldık ve yolumuzu her zaman ki gibi "Taş Beyinliler" kesti Taş Beyinlilerin lideri olan "Kara Pençe" bize doğru ilerliyordu en sonunda geri geri giderken duvara çarptık.Alışılmışın dışı bir şekilde tıslayıp güldüler sanki bir yılanlardı.Aman tanrım o da ne dilleri bir yılan diliydi!Brock her korktuğunda yaptığı gibi gerçeğini aratmayan bir şekilde "Me-e."dedi.Kara Pençe gülerek "Sus satir, evet çocuklar bugünkü mönümüzü söylüyorum ekmek arası satir ile fırında melez."dedi.Bu neydi bize taktıkları yeni lakapmıydı "Aman tanrım."bunu bağırarak söylemiştim.Taş Beyinliler Yılan İnsan olmuşlardı Brock korkmuş bir şekilde pantolununu çıkartmaya başladı gözümü Taş Beyinlilerden ayırmayak Brock'a "Oğlum tuvalet yapmamnın ne yeri nede sırası."dedim ama dediğime pişman oldum Brock'ta yarı keçiydi Brock sinirli ve cesur bir şekilde "Sırtıma atla ve sıkı tutun."dedi onu hiç bu kadar cesur görmemiştim.Ardından sırtına atladım ve normalinden 10 kat daha hızlı olarak koşmaya başladı arkama baktığımda okul yılan olmuş peşimizdelerdi.Brock aynı tavırla "Bunlar düşman Gaia'nın askerleri burasıda onların Drakon karargahı."dedi.Tam okuldan çıkacakken bir kibrit yaktım ardından kibritle kibrit kutusunu üst üste gelecek şekilde attım çıktığımızda okul yanmaya başlamıştı ve hayatımda ilk kez kibriti yaktığıma pişman olmamıştım.

Bayılmıştım galiba, uyandığımda başımda Brock, Brock gibi yarı keçi babası Bay Drek ve yarı at vardı.Yarı at "Onu Hermes kulübesine götürün kulübedekilere söyledim ondan bir şey çalmayacaklar."dedi.Hermes kulübesi denen yere geldik ve beni bir odaya yerleştirdiler ve Brock bana olan biten her şeyi anlattı bunlar biraz ağır gelmişti bana ve uyudum.Bu sefer rüya görmemiştim uyandığımda Brock'la Bay Drek başımda endişeli bir şekilde bekliyorlardı uyandığımı gören Brock bana sarıldı bende ona sarıldım ve olanlardan habersiz "Ne oldu, hangi dağda nemf öldü?"diye espiri yapmaya çalıştım.Brock'la Bay Drek biraz güldü ardından Brock "Bir haftadır uyuyorsun öldük diye endişelendik."dedi.Şaşırmıştım birden aklıma Brock'un dedikleri geldi "Ebebeynin seni en geç üç güne sahiplenir." hemen heyecanla Brock'a "Ebebeynim beni sahiplendimi?"dedim.Birden Brock'la Bay Drek surat ifadelerini değiştirdi ikisi birden kafalarını sağa sola salladılar ve ardından odadan çıkmalarını rica ettim.Çıktıklarında hırçkıra hırçkıra ağlama ya başlamıştım içimden "Archaios sen her zaman dışlanan, sevilmeyen, parmakla gösterilen çocuk olacaksın." dedim.Ardından kapı çaldı hemen göz yaşlarımı silip gözümün altındaki deriyi üste kaldırdım bunu ağladıkdan sonra gözümün kızarıklığı kalmasın diye yapardım.İçeri koşarak Brock girdi ve heycanla bana bir mücevher kutusu uzattı kutuyu aldım ve açtım, açmamla şaşırmam bir oldu çünkü içinde abimin el yapımı nazar boncuklu bileziği vardı ve bir not Brock'a baktığımda zıplayark okumammı bekliyordu bende Brock'u meraktan öldürmemek için okumaya başladım "Oğlum, bu bilezik senin sol eline takıp "Pnevma Skia" dersen yay olur her ok attığında yeni bir ok belirecek 1m25cmlik yay kısımı dirseğine kadar olan kalkanımsı yerin içinde yayı olan bir yay olur sağ eline takıp aynı şeyi söylersen 1m 25cmlik ay rengi kabzasının ucu çekiç kafasının yarısında olan elmasla kaplı ilahi bronz bir kılıç olur."Tam bir şey diyecektim ki tüm havayı içime çekmek zorunda kaldım çünkü içeri koşarak Kherion girdi ve bana "Hadi ebebeynin kim miş öğrenelim?"dedi ve gülmeye başladım ilk kez hayatımda gerçekten mutlu olmuştum.
RpOut:Paragraf başında boşluk bırakamdım,birde diğer rpleri incelediğimde herkes "Biraz uzun oldu özür dilerim." demiş bende "Biraz kısa oldu özür dilerim." Smile

Konu: Geri: Archaios Athoos Perş. Mart 31, 2011 3:18 am

Rp puanı: 90, tebrikler.

/Admin.

» Archaios Athoos
» Archaios Athoos [2]
» Archaios Athoos
» Archaios Athoos
» Archaios Athoos