Kulübemde odamdaydım hava kararmıştı ve ben kendi kendime "Nerdesin hadi bütün eşyalarımı getirdiğimi sanıyordum olamaz ha işte buldum."dedim.Aradığım şey bir oyuncak ayı, evet oyuncak ayı her gün tüm yaşadıklarımı günlüğe yazmak yerine Tedy'ye yani oyuncak ayıma anlatırım, evet biraz çocukça ama sonuçta bende bir çocuğum.Tedy'yi aldığım gibi kulübeden çıktım kimse çıktığımı fark etmedi çünkü herkes uyuyordu.Sonra sahile doğru yürüdüm sahile vardığımda bir iki metre ilerde ateş yanıyordu ama dikkat etmedim dikkat etmem asıl nokta birinin beni Tedy'le görmemesiydi.Sonra bir kaya bulup oturdum Tedy'yi kucağıma koydum ve bugün kampta olanları anlattım.Ablamla tanışımamı, tırmanma duvarından düşmemi, babamı tanımaşmamı ve bana hediye verdiğini ve revire 2. defa gidişimi anlatırken birden bir kırkırdama sesi duydum yakından geliyordu ve bir kız sesiydi.Ateşin ordan geldiği için oraya yöneldim ateşin yanında 9 yaşında bir kız vardı şaşırmış biçimde "Sen bir melezmisin?"diye sordum.Gülerek "Hayır, ben bir tanrıçayım ateşin ve ocağın tanrıçasıyım."dedi.Hatırlamıştım Hestia ailesi için Olimpos'tan ayrılan tarıça en sevdiğim tanrıçaydı aynı zamanda tanrıça zihnimi okumış gibi "Teşekkür ederim genelde beni pek önemsemezler."dedi.Bende buna karşı çıkarak "Bence doğru düşünmüyorlar çünkü siz olmasaydınız Olimpos olamzdı."dedim.Tanrıça onay verircesine başını salladı.Sonra tanrıça gülümsemeye devam etti sonra birden elimde Tedy'nin olduğunu gördüm ve hemen saklamaya çalıştım.Eminim ki kulaklarıma kadar kızarmıştım.Tanrıça doğal bir ifadeyle "Sorun yok ayıcığınla konuşabilirsin.dedi.Bende tanrıçanın yanında oturmaya devam ettim ve Hestia çok geç olduğunu söyleyene kadar Hestia'yla sohbet edip ateşi izledik.