Kampta uzun süredir olmama rağmen hala okçulukta ustalaşamamıştım gerçi okçulukta fazlada becerikli olduğum söylenemez. Bugün arenaya gidecek ve okçuluk antrenmanlarına başlamak için kaydımı yaptıracaktım. Sabah kalktım üstümü değiştim zırhımı almaya gittim aslında zırhımı uzun zamandır kullanmadığımdan biraz paslanmıştı sırf bir saatimi zırhı cilalamak için uğraştım ama sonunda oldu. Kulübeden çıktım yavaşça arenaya doğru yürümeye başladım kılıcım yanımdaydı ama okulcuk için bir işe yarayacağını düşünmüyordum herhalde orada biraz ok ve yay verirlerdi, zırhım güzeldi, kendimden de emin bir biçimde arenaya gidiyordum bir terslik olmayacağından da emindim. Arenaya giderken arkadaşlarımla tokalaştım biraz konuştum ama fazla abart mamaya çalıştım ama lanet olasıca DEHB beni yine oyuna getirmişti arenaya gitmeden tam 2 saat geçmişti bende iyice geç kalmadan arenaya vardım. Orada κατηγορίας τεχνικών τοξοβολία yazan yere doğru gittim bu Yunan caydı iyiki aklım Yunancayı basıyordu. Bu Ok atma teknikleri Sınıfı anlamına geliyordu oraya doğru yürüdüm içeride 2 kişii vardı ikisi Apollon kulübesindendi ikisinide tanıyordum biri Yondaime'idi kamptaki en iyi okçu oydu zaten diğeride kardeşi Tiffany'idi içeri girince sanki anlaşmışlar gibi ikisi birden bana baktılar bu beni biraz utandırmıştı neden olduğunu bilmiyordum ama kekeleyerek "Se-Se-Selam ... Ben ders almak için gelmiştim de" dedim bana yumuşak bir bakışla bakıp "Herkes buraya eğitim almaya gelir" dedi sonunda biraz rahatlamış birazda gülümseyerek "Eee kim benim öğretmedim" diye sordum ve yanıtı beklemeye başladım.....