Nöbetçi olduğum zaman bir macera yaşayacağımı bilmiyordum. Ama canım macera yaşamayı çok istiyordu. Ne zamandır kampta nöbetçi olmamıştım, ilk olduğumda 1 saat uyumuştum. Bugün uyumayı istemiyordum . En azından macera yaşamak istiyordum ve Demeter’i kızdırmayı düşünmüyordum.Nöbetçiliğin ilk saatleri çok durgun geçmişti . Ama bir saat sonra dışarıda büyük bir gölge görmüştüm. Sanırım karşımda bir minotor vardı. Onunla dövüşmek için dışarı çıktığımda büyük bir sürpriz ile karşılaştım. Beni Melez Kampı’na getiren satir arkadaşım Frank, başka bir melezleydi. Bu melez güçlü bir melez olmalıydı. Hemen Frank’a bağırarak arkama geçmesini söyledim . Kılıcımı çıkardıktan sonra büyük bir savaş narası attım ve minotora doğru koşmaya başladım. Minotora kılıcımla karşı koymaya çalışıyordum ama zorlanıyordum. Frank’ın getirdiği melez bana umut dolu bakışlar atıyordu. Bu savaşı kazanacaktım. Minotor üstüme doğru koşarken havaya zıpladım ve kılıcımı minotora sapladım.Minotor acı bir çığlık attıktan sonra kayboldu .Sadece boynuzu kalmıştı. Frank’a gülümsedim . Frank minotoru yendiğime hala inanamıyordu. Frank bana zoraki bir gülümsemeyle “ Çok iyisin Kev” dedi ve gülmeye başladık. Yanındaki melez bile yaşadıklarına inanamıyordu. Frank’la bir süre muhabbet ettikten sonra güneş doğmaya başladı. Nöbetim bitmişti ve çok eğlenmiştim.