Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İlginç Bir Gün

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Tiffany Trully
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Tiffany Trully


Mesaj Sayısı : 1885
Kayıt tarihi : 11/10/10

İlginç Bir Gün Empty
MesajKonu: İlginç Bir Gün   İlginç Bir Gün Icon_minitimePerş. Mart 17, 2011 10:52 am

Bugün canım çok değişik maceralar yaşamak istiyordu. Canavar kesmek veya sinemaya gitmek gibi şeyler istemiyordu. Ne yapacağımı bilmeyerek kampta dolaşmaya başladım. Belki ilginç şeyler bulabilir ve ilginç bir gün yaşayabilirdim. Bugün hava çok güzeldi. Belki de garipliğimin nedeni de buydu. Soğuk kış günlerinden sona tam kıvamında bir baha günü gelmişti. Bu ani hava değişimi beni etkilemişti. Tabii bu etkileme olumluydu. Çünkü hayat neşem yenilenmiş gibi hissediyordum. Yerimde duramıyordum. Koşmak, şarkı söylemek, eğlenmek istiyordum. Kendimi tutamıyordum. Bunda güneşinde etkisi vardı. Bana aşırı derecede enerji yolluyordu. Her an enerji patlaması yaşayabilirdim. Yolda yürürken Clay’la karşılaştık. "Selam Tiff!" dedi. Gülümseyerek "Selam." diye karşılık verdim. Clay "Ne yapıyorsun?" diye sordu. "Boş boş geziniyorum." dedim. Clay güldü ve "İyi eğlenceler!" dedi. Sonra kardeşleriyle birlikte kulübelerin olduğu tarafa yöneldiler. Bende yürümeye devam ettim. Yolun kenarında oturan birkaç velet gördüm. Bunlar 7-8 yaşlarındaydı. Hemen yanlarına gidip saçlarını karıştırdım. Hepsi buna çok sinirlendi. Ancak bana saldıramadan oradan tüydüm. Çok eğleniyordum. Bir süre daha yürüdükten sonra Arena’ya geldim. İçeriye şöyle bir göz gezdirdim. Ares çocukları dışında kimse yoktu. Onlarda benim işime yaramazlardı. Arena’dan çıktım ve Okçuluk Alanı’na doğru yürümeye başladım. Belki ders almak isteyen birkaç öğrenci vardır. Okçuluk alanına vardım ve içeri girdim. Burada da sadece birkaç kardeşim ve Artemis avcıları vardı. Hepsi usta okçuydu. Kime en öğretiyordum ki. Yarışmakta hiç zevkli olmazdı. Ne de olsa sürekli yaptığımız şeydi. Okçuluk alanından da çıktım. Gittikçe neşem azalmaya başlamıştı. Sıkıntıyla yürümeye başladım. Bu sefer nereye gittiğimi bilmiyordum. Ya yeri inceliyordum ya da gökyüzünü. Biliyorum bu çok saçmaydı ama ne yapayım? Bir süre sonra kendimi ormanda buldum. Buraya geldiğimizi yerde bulunan topraktan anlamıştım. Ondan sonra ileriye bakınca devasa ağaçları görmüştüm. Boydan boya uzanıyorlardı. Ormanda gezmek normalde tehlikeliydi ama benim pek de umurumda değildi. Sonuçta benim karşılaşmadığım macera kalmamıştı. Korkusuzca yürümeye başladım. Bu sefer sadece yere veya gökyüzüne bakmıyordum. İleriye de bakıyordum çünkü bir ağaca çarpmak istemiyordum. Uzun bir süre daha yürüdükten sonra garip bir yere vardım. Burada bir sürü karınca vardı ve büyükçe bir yuvada vardı. Bildiğim kadarıyla burası Myrmeke Tepesi’ydi. Buraya daha önce hiç gelmemiştim. Daha doğrusu ormanda yolumu bulamamıştım. Burayı hep merak ederdim. Sonunda canlı canlı görüyordum. Karıncalar bayağı ilginçti. Onlara daha fazla yaklaşmaya başladım. Yakından görmek istiyordum. Biliyorum bu çok saçmaydı ama ne yapayım? Karıncalara iyice yaklaştım ve incelemeye başladım. Kendimi ele vermemeye çalışıyordum. Bunun içinde ağaçların arasında saklanıyordum ve elimden geldiğince sessiz oluyordum. Ancak böyle incelemek bayağı zordu. Onun için aklımı kaybedip karıncalara daha çok yaklaştım. Bu benim en büyük ikinci hatamdı. En yakınımdaki –dibimdeki- karınca beni fark etti ve bir ses çıkardı. Bu sesi duydum mu duymadım mı onu bile bilmiyordum. Çok sessizdi. Ancak bir süre sonra bütün karıncaların oraya toplanması ses çıkardığını anlatıyordu. Yüzlerce karınca bana doğru geliyordu. Şimdi ayvayı yemiştim. Aklımı kullanarak yapmam gerekeni yaptım. Arkamı döndüm ve koşabildiğim kadar hızlı koşmaya başladım. Karıncalar hala arkamdan geliyorlardı. Ağaçlara çarpmamak için kendimi zorluyordum ama bu fayda etmedi. O kadar çok hızlı koştum ki duramayıp bir ağaca çarptım. Bu çarpmanın etkisiyle yere yığıldım. Karıncalar halka peşimdeydi. Zar zor yerden kalktım ve koşmaya devam ettim. Bir süre sonra karıncalar arkamdan gelmekten vazgeçtiler. Bende ormandan çıkıp herkesin bulunduğu yere geldim. Kimseye olanları çaktırmamaya çalışıyordum. Bunun içinde alnımı tutuyordum çünkü çok acıyordu. Büyük ihtimalle şişmişti. Bunu kimsenin görmemesi gerekiyordu. Hızlıca kulübeme gittim ve kardeşlerime görünmeden odama çıktım. Odama girer girmez kafama bir buz koydum ve aynanın karşısına geçtim. Alnım hem kızarmıştı hem de şişmişti. içimden ağaca ve karıncalara bir küfür savurduktan sonra nektarın bulundu yere gittim. Çekmecede duruyordu. İçinden çıkardım ve nektardan birazcık aldım. Bu beni kendime gelmemi sağlamıştı. Bir süre sonrada alnımda bir şey kalmadı. Üzerimdeki yorgunluğu atmak için yatağıma yattım. Bir süre sonrada uyuya kaldım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İlginç Bir Gün
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İlginç bir Görüşme
» ilginç kehanet
» İlginç bir gezi.
» İlginç Bir Olay..
» Kulübemizdeki ilginç bir gün

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Orman :: Myrmeke Tepesi-
Buraya geçin: