Kampta yine uyandığımda birinci kulübede şimşekler çakıyordu. Aslında bunlar uyumama da engel değildi ama uyanınca birazcık rahatsız ediyordu insanı. Kalkıp kahvaltıdan sonra dışarı çıktım ve gezmeye başladım. Arenada birkaç Ares çocuğu düello yapıyor , Apollon çocukları basket oynuyor ve Athena çocukları Zeka ve Strateji dersine giriyorlardı. Bir dakika , işte bu günün eğlencesi bu olabilirdi. Hemen dersliğe gittim ve içeriyi gözetlemeye başladım. Sıkılmış gibi görünen tek kişi David idi. David ile pek konuşmazdık ama görüşmüşlüğümüz vardı. Kısık bir sesle "David , hey David ! " diye seslendim ona. Bana bakınca da elimle gelmesini işaret ettim. Kardeşlerine çaktırmadan bana doğru geldi. "Dostum , bütün gün bu dersten sıkılmadın mı sen ? " dediğimde bana yorgun gözlerle bakıp "Peki o zaman , şimdi eğlence vakti !" dedim ve cebimden altı tane koku bombası çıkardım. David şaşkın gözlerle bana bakıyordu. "Üç dediğimde bunları dersliğin ortasına atacağız. Sonra da bizim kulübeye kaçarız. Çok zevkli olacak dostum ! Unutma , üç deyince." dedim. David şoktan kurtulduktan sonra bana gülümsedi ve o anda "Üç !" diye bağırdım. Bütün Athena çocukları olduğumuz tarafa bakınca hepsinin önüne koku bombalarını attık. Hatta bir tanesi çok yakın arkadaşım Andrea'nın suratına gelmişti. Biz ise David ile kahkahalarla kaçmaya başladık. Athena çocukları ise kokudan dört bir yana dağılmıştı. Orman tarafından kaçıp birinci kulübenin yani Zeus Kulübesi'nin içine girdik. David bana "Süperdi dostum , bayadır bu kadar eğlenmiyordum." dedi. "Eğlence daha yeni başlıyor dostum." dedim David'e... O daha kardeşlerini tanıyamamıştı herhalde...