Dersliklerden yorgun bir şekilde dönmüştüm kulübeye.Ok ve yay takımımı odama bıraktıktan sonra bezgin bir halde banyoya koştum.Sıcak bir duş aldıktan sonra hızlı bir şekilde giyindim.Odamda uzanmış dinleniyordum.Yeterince uzandığımı düşünerek yattığım yerden doğruldum ve çalışma masamın başına geçtim.Biraz kitap okumak beni oyalayabilirdi.Sürükleyici bir macera romanı okurken kulübenin ne kadar sessiz olduğunu fark ettim.Kitap ayracını kitabın arasına koyarak odamdan çıktım.Mutfağa doğru ilerledim.Ortak salonda ve mutfakta kimse görünmüyordu.Hazır mutfağa gelmişken dolaptan çıkardığım elmayı ısırarak kardeşlerimin odalarına bakmaya başladım.Lucy'nin odasına girdiğimde tam da tahmin ettiğim gibi odasında değildi.Serena, Helen, Summer ve Will de odalarında değildi.Büyük ihtimalle odasında olduğunu düşündüğüm David'in kapısını tıklattım ve ürkek bir şekilde kapı kolunu iteleyerek ''Girebilir miyim ?'' dedim.David oturduğu koltuktan doğruldu ve elindeki karikatür dergisini bırakarak ''Tabi ki girebilirsin Andy, nasılsın ?'' diye sordu.Yüzümdeki en içten tebessümümle ''İyiyim David, sen ?'' diye sordum.David de ne yapacağını bilemez halde ellerini ovuştururken ''Ben de iyiyim.'' dedi.Kısa bir süre için oluşan sessizliği bozarak ''Anlaşılan o ki kulübede sen ve benden başka kimse yok.Belki eğlenceli bir şeyler yapabiliriz ha ?'' diyerek beceriksizce sırıttım.David saçlarını karıştırarak ''Neden olmasın ?'' dedi ve benimle birlikte ortak salona doğru ilerlemeye başladı.Yeni gelen kardeşimle kaynaşma zamanı gelmişti artık.