Sıkıntıdan patlamak üzereydim. Yapacak hiçbir şey bulamıyordum ve kampta turlamaktan gına gelmişti. Tırmanma duvarının önünden geçerken aniden durdum ve şaşkınlıkla "Gözümün önündeki eğlenceyi nasıl göremedim ben?" dedim. Devasa bir eğlence parkuruydu resmen.
Koşarak duvarın dibine gittim ve biraz ısındıktan sonra tırmanmaya başladım. Başta gayet kolaydı, normal bir tırmanma duvarı kadar kolaydı. Ancak daha 10 metre yükselmemiştim ki küçük küçük kayalar gelmeye başladı. Onlardan sağa sola kaçarak kurtulabiliyordum ama birazdan daha büyüklerinin geleceğini biliyordum.
Pes etmeden tırmanmaya devam ettim ve daha büyük kayalar gelmeye başladı. Onlardan zor da olsa kurtulmayı başarıyordum. Açıkçası bu kadar tırmanmam bile mucizeydi.
Yaklaşık 15 metredeyken en korktuğum şey gerçekleşti. Lavlar üstüme üstüme geliyordu. Kaçmaya çalıştım ama pek de başarılı olduğum söylenemezdi. Olabildiğince hızlı bir şekilde aşağı inmeye başladım. Ancak lavlar benden daha hızlıydı. En sonunda ayağım boşluğa geldi ve aşağı düştüm.
Fena çakılmıştım ve sırtım çok acıyordu. Birkaç melez yardımıma koştu. Acıdan bayılmadan önce revirden bahsettiklerini hayal meyal duydum.