Okullardan fırsat bulup sonunda kampa gelebilmiştim ama henüz tanıdığım kimse ile karşılaşmamıştım. Aslında kimseyi de aramıyor, sadece yapacak bir şeyler bulmaya çalışıyordum. Kampta sakince dolaşırken etraftaki tanımadığım melezleri inceliyor, duyduklarıma göre kimler olduğunu tahmin etmeye çalışıyordum. Her şeyi bir kenara atarak derin nefes aldım ve etrafıma bakındım. Derssliklerin dikkatimi çekmesi ile oraya yönelmem bir oldu. Hafifçe gülümseyerek oraya doğru ilerlemeye başladım. Kendi sınıfıma geldiğimde beni aramış olan bir kaç melezin notlarını buldum ama henüz hiç biri şu an burada değildi. Bende iç çekerek gülümsedim ve notları alarak cebime koydum. Biraz daha sık dersliklere bakmaya özen göstereceğimi kendi kendime tekrarlarken birden gözüme kılıç dersliği çarptı. Aslında kılıçta artık kendimi iyi görüyordum ve çoğu kişiyi yenebileceğimi düşünüyordum. Ne de olsa kaç aydır kamptaydım ve o kadar çok canavar ile savaşmıştım ki artık alışmıştım. Yine de bunun dersine girmek istiyordum. Kılıç dersine girdiğimde etrafa bakınsam da kimseyi göremedim. Etrafı dolaşırken bir yandan da eğitmeni beklemeye başladım. Eğitmenimin kim olacağını bilmiyordum ama onun gelmesini sabırsızlıkla beklemeye başladım.