Cornelia Scarlett

İşim yoktu ve kampta döolaşıyordum. Daha önce hiç gelmediğim dersliklerin önünden geçerken duraksadım. İşim yoktu ve biraz derslerle ilgilensem fena olmaz diye düşünüp dersliklerin olduğu binanın içine girdim. Kapılarda hangi dersliklerin olduğu yazıyordu. Kolidoru dolaşıp kendime uygun bir derslik seçmeye çalışıyordum. Kolidorda gezerken gözüme Büyü Teknikleri Sınıfı takıldı. Kampta çok uzun zaman önce gelmemiştim. O yüzden su ile ilgili yeteneklerimi hareket ettirmekte iyi olsam bile eksikliklerim vardı. Hem bilmediklerimi öğrenmek, hemde eksikliklerimi tamamlamak için bu dersi almaya karar verdim.

Bu dersin profesörü kim bilmiyordum. Tahmin yürütmeye uğraşmaktansa içeri girip kim olduğunu görmek daha akıllıcaydı. Kapıyı çaldıktan sonra yavaşça kapıyı açıp içeriye doğru ilerledim. Karşımda Athena duruyordu. Gülümsedim. Bu dersi onun öğretmesi zaten iyi olur diye düşünüyordum. Ben içeri girdiğimde Athena'nın arkası dönüktü. Kim olduğumu gördüğünü sanmıyordum. "Merhaba tanrıçam. Ben bu derste kendimi geliştirmek istiyorum." dedim ve sustum. Ben konuşunca Athena bana döndü, gülümsedi ve konuşmaya başladı.

Gülümseyerek Poseidon kızına baktım ve "Sana da merhaba Cornelia, otursana." diyerek ona karşımdaki koltuğu işaret ettim. O oturduktan sonra konuşmaya devam ettim... "Demek gücün konusunda kendini geliştirmek istiyorsun. Buna sevindim, suya ne kadar iyi hükmedebilirsen senin için o kadar iyi çünkü. Şimdi bana yapabildiklerini ve yapmak istediklerini söyle lütfen, böylece çalışmaya başlayalım." Sonra Poseidon kızının cevap vermesini beklemeye başladım.

Athena'nın karşısına oturdum. Bana ne yapabildiğimi ve ne yapmak istediğimi sordu. "Tanrıçam suyu istediğim gibi hareket ettirebiliyorum. Bir süre ateşe karşı kalkan olarak suyu tutabiliyorum ama bu yaptıklarım uzun sürdükçe yoruluyorum. Yine de yapmayı bırakmasam da sonunda bitkin düşüyorum. Bundan başka ne yapabileceğim hakkında pek bir bilgim yok." dedim. Sakince derin nefes aldıktan sonra "Bende sizden daha başka yapabileceğim birşey varsa onları öğrenmek ve daha uzun süre suyu kontrol etmek istiyorum." diyerek sözümü bitirdim ve Athena'nın cevabını beklemeye başladım.

Poseidon kızına bakarak "Yeteneklerin gayet güzel. Sanırım suyla yapabileceğin daha birçok şey var. Örneğin, daha önce hiç elinde bir kaynak yokken su yaratmayı başarabildin mi?" diye sordum. Bu önemliydi çünkü her zaman çevresinde su olmayabilirdi ve bu kampta ona kendini her durumda koruyabilmesi öğretiliyordu. "İstersen bunun üzerinde biraz çalışalım, unutma ki su senin içinde." dedim ve önünde duran sehpanın üzerinde boş bir kap oluşmasını sağladım. Cornelia ne yapmasını istediğimi anlayarak başını salladı ve tek elini kabın üzerine doğru tutarak su getirmek için odaklandı. Ne yapacağını gerçekten merak ediyordum.

Hiç su olmadan su yaratabilmek.. Daha önce bunu duymuştum ama yapmayı hiç denememiştim. Yapabilirmiydim bilmiyordum ancak deniyecektim. Tanrıça Athena dikkatlice bakıyordu. Önümde oluşturduğu kaba baktım. Sakince nefes aldım ve sağ elimi kalbimin üzerine, sol elimide kaba doğru koydum. Gözlerimi kapatıp sadece suyu düşündüm. Suyu düşününce içimde farklı duygular oluşuyordu. Şimdiyse bütün hislerimi bir araya toplayarak suyu düşündüm. İçimden yapacağıma inanıyordum. Ben güçlüydüm ve bunu yapabilirdim. Bir an ne olduğunu anlamasamda içimde suyu hissettim. Çok güçlü olduğumu fark ettim. Gözlerimi yavaşça açarak kaba baktım. Kabın içi su doluydu. Bunu gerçekten ben yapabilmiştim. Kimsenin yardımı olmadan. Sevinçle gülümsedim. Tanrıça Athena'ya dönerek "Oldu sanırım tanrıçam." dedim. O da gülümsüyordu. Sanırım bu kadarını yapabileceğimi zannetmiyordu. Yine de ne olursa olsun yapabiliyodum işte. İçimden çok büyük bir mutluluk yükseliyordu. Athena'nın bir sonraki sözlerini ve benden isteğini dinlemeye başladım.

Dersliklerin arasında dolaşıp yeni öğrencilerin gelmesi için bekliyordum. Dolaşırken aklıma kolyem geldi. Elimi boynuma attım, kolye yerinde yoktu. Onu kaybetmiş olmalıydım, o kolyeyi mutlaka Büyü Teknikleri Sınıfında unutmuş olmalıydım. Ani bir hareket ile arkamı döndüm ve koşmaya başladım. O kolye benim için çok değerliydi, hızla Büyü Teknikleri Sınıfına doğru ilerliyordum. Büyük ihtimal ile içeride ders yoktur. Yani genelde burada ders olmaz, o yüzden kapıyı çalmadan Sınıfa girdim.

İçeri girince önüme Athena çıktı. Kapıyı çalmadan girdiğim için pişman olmuştum. Telaş ve panik içinde "Özür dilerim Tanrıça Athena ben burada ders olacağını düşünmemiştim. Bir kolyemi unutmuşum da o kolyeyi bulabilmek için acele ediyordum" Tanrıça Athena belli bir süre beni süzdü. Ardından ekledi. "Madem içeri bir anda daldın, dersi de sen devam ettir bakalım. Zaten benim de Olimposta işlerim vardı. Sana da uyar mı Cornelia?" Kız başını "tabii" dercesine salladı. "Tamam o zaman, ben gidiyorum. Görüşürüz..." Bu sözlerin ardından Athena kapıdan çıktı ve saniyeler içinde gözden kayboldu. Şaşkınlık ile kıza döndüm.
"Merhaba ben Büyü Teknikleri Sınıfı Yardımcı Profesörüyüm. Adım Hektor, aynı zamanda Küçük Tanrıyım. Eee Tanrıça Athena ile nerede kalmıştınız ?" Kız belli bir süre beni inceledi ardından. [colo=blue] "Benim adım Cornelia, Poseidon kızıyım. Tanrıça ile en son yoktan su var etmeye çalışıyorduk. Şu kabı doldurdum."[/color] dedi kız, kabı göstererek. Bu kız gerçektende yetenekli olmalıydı. Şimdi ne yapabilirdi acaba ? Düşünmeye başladım... Birkaç dakika geçmemişti ki parmağımı şıklattım ve kızın önünde 20 tane kap yarattım. Kız bana şaşkınlık ile bakıyordu. "Bu kapların hepsini doldurmanı istiyorum. Böylelikle dayanıklılığını ve hızını arttırmış olacağız. Beş dakikan var, beş dakika içinde hepsini doldurmalasın. Haydi başla..."

Önümde 20 kap ve 5 dakikam vardı. Evet, ben bunu yapabilirdim ve yapacaktım. Hatta kendimle yarışıp bu nu evn fazla 3 dakika içerisinde yapmak istiyordum. Son olarak Hektor'a döndüm ve bana onaylayan bakışlarını görerek gözlerimi kapadım. Önümdeki kapları aklımın bir köşesinde tutarken önce içimdeki suyu hissetmeye çalıştım. Bir an hiçbir şey olmamıştı ama yine de hayal kırıklığına uğramayacaktım. Ben suyun kızıydım ve su benim bir parçamdı. Asla kaybolmayacak bir parça. Tekrar suya odaklandığımda bu sefer onu hissettim ve etkim altına aldım. Suyu ilk başta hepsini hissetsem de ardından onu düzene soktum ve gözlerimi araladım ve o anda nasıl durduğumu fark ettim. Vücudumu da fark etmeden suya göre ayarlamıştım. Kolum hafifçe öne doğru duruyordu. Bu durum karşısında gülümsedim ve tek tek bütün kapları elimle işaret ettim. Su da emrime uyarak hemen kapları doldurdu. Bütün kapları doldurduğuma emin olduktan sonra elimi sallayarak suyu yok ettim. Ardından kolumda asılı duran saate bakarak sadece 3 dakika geçtiğini gördüm ve gülümsedim. Aslında şu an havalarda uçmam gerekiyordu ama bunu Hektor'a göstermek niyetinde değildim. Sakinliğimi koruyarak Hektor'a döndüm ve "Nasıldı?" diye sordum.

Cornelia gerçekten iyi bir iş çıkartmıştı. 20 adet bardağı 3 dakikada doldurmuştu. Bu çok iyiydi. Acaba başka ne yapmak isterdi. Poseidon çocuklarının yetenek alanları tıpkı diğer 2 büyük tanrının çocukları gibi gayet genişti. Ona istediği yeteneği sormadan tüm yeteneklerini geliştirmeye kalksam bu yıllar sürerdi. Kıza döndüm ve "Siz 3 büyük tanrıların çocuklarının yetenek alanları çok geniş oluyor. Özellikle yapmak veya geliştirmek istediğin birşey yoksa sana yardım etmem çok zor. Ne yapmak, ne yapabilmek veya nasıl bir yeteneğini geliştirmek istersin?" Kıza bu soruları sorduktan sonra yanıtını beklemeye başladım. Acaba nasıl bir yetenek isteyecekti. O bir Poseidon kızı idi, her türlü yeteneği olabilirdi...

Evet, bu soruyu bana sormuştu ama ben daha güçlerimin tam olarak neler olduğunu bile hayal edemiyordum. Şimdi, ilk olarak suyu hareket ettirebiliyordum, ardından küçük sarsıntılar yaratabiliyordum. Bunlar oldukça kolaydı. Ama daha başka ne yapabilirdim ki? Dalga? Suyu eşyaya dönüştürme? Bunlar bana göre basit geliyordu, ne de olsa hepsini kendim denemiş ve yapmıştım. Başka ne olabilirdi ki? Bir süre düşündükten sonra aklıma gelen bir fikir ile gülümsedim ve Hektor'a döndüm. "Aslında istediğim bir yetenek var, ben suyun derecesiyle oynamak, yani suyu buza dönüştürebilmek ve buharlaştırmak istiyorum." Bunu söyleyince Hektor birden şaşırmış bir şekilde bana baktı. Böyle bir şey isteyeceğimi hiç düşünmemişti anlaşılan. Hafifçe gülümsedim ve bana olumlu bir cevap vermesi için içimden dileyerek yanıtını beklemeye başladım.