Tamam.Bugün amacım oturup kafa dinlemek.Gerçi Long Island kıyısında Poseidon çocuklarının kaçışını izleyip ne yapacaksam!?Hatta beni öldürebilirler çünkü firarlarını görmüş olurum. Neyse;başka bir yer bulamadım ve bu kıyıyı seçtim. Bu huyun nereden geldiğini bilmiyorum ama kampa kaçak yiyecek - içecek getirmek adetim olmuştu. Ne yapayım kolayı seviyorum ve yanında sıcak bir tost iyi gidiyor. Son zamanlarda macera sayım artmıştı.Nasıl oluyorsa kampta dışarısından daha çok dövüş yapıyor, macera yaşıyordum.
Bir boşlukta (Aslında bugün hep boşum.) Long Island kıyısına gittim ve suya en yüksek yerden fantastik bir atlayış yaptım.Yüzmek tam bana göreydi.Hephaistos çocuğuysanız çok kaslısınızdır muhtemelen. Bu sayede bir kulaç sizi çok uzağa taşıyabilir. E tabi ki Poseidon çocukları kadar gidemezsiniz ama kampın en iyi yüzücülerinden biri olabilirsiniz.İşte ben onlardan biriyim.
Sudan çıkıp bir kola açtım. Yanına da bir tost çıkarıp havlumun üstüne uzandım. Keyfime diyecek kalmamıştı.Hem de şansım yaver gitmiş ve Poseidon çocuklarına yakalanmamıştım. "Poseidon beni sevmiş." diye düşündüm.Normalde başka tanrıların çocuklarının denize girmesini sevmez.
Ares'in neden benden gıcık aldığını düşünüyordum. Bir dakika! Bu konu az önce hiç aklıma gelmiyordu. Demek Ares yakınlardaydı ve bana kendini hatırlatıyordu.
-Ares ortaya çık ve dövüş! Yoksa bir melezden korkuyor musun!? diye bağırdım. Kafamın içinde bir ses:
-Ben senden korkmam! diye çığlık attı ve önümde Ares'in bana iğrenç bir ifadeyle bakan yüzü belirdi.Ben:
-Canavarları üzerime yollayıp arkadan tip tip bakmak yerine biraz cesur olup benle direk dövüş ki acı çekmeyi öğren! deyip onu kışkırttım.Ardından kılıcımı çekip üstüne yürüdüm. Ares'e saldırdığıma göre artık o da bana tüm kudretiyle saldırabilirdi.
-Yaralanan yenilir,diyerek ilk ve son kuralı koydum. Dinleyen kim.Ares tanrı boyutuna geçmeden bana saldırıyordu. Bakışları hiç iyi değildi. Ares kılıcını savuruyordu ama hepsini savuşturdum.
-En iyi arkadaşımın babasısın ve beni öldürmek mi istiyorsun? Çok saçma,deyip dikkatini dağıttım ve sırf gıcıklığına yarayı karnı veya kalbine değil tam Aşil tendonuna açtım.Ares yenilince daha da sinirlendi.Giderken:
-Bir daha görüşeceğiz Drew Anderson! diye bağırdı.