Long Island Kıyısı, gerçekten huzur verici bir yer. Olimpos'un gürültüsünden kurtulup kaçabileceğim sayılı yerlerden biri. Kıyıda yürüyüp dalga seslerini dinlemek başımı boşaltmama, öfkemi yatıştırmama yardımcı oluyor. Burada sık sık bazı melezlerle karşılaşıyorum. Onlar da benim gibi burada dolaşmayı seviyorlar. İşte, ilerde başka bir melez durmuş, denizi izliyor. Melezlerle konuşmak hoşuma giderdi. Athena'nın aksine ben onların içindeki cevherleri görür ve onlardan yararlanmasını bilirdim. Yanına doğru yürüdüm. Çok fazla dalmış gibiydi, beni bile fark etmemişti. "Eğer şu anda saldırıya uğrasan, dalgınlığın ölümüne neden olurdu." dedim. O ise dönüp bana şaşkınlıkla bakmaya başladı. Sinsi bir gülümsemeyle gözlerinin içine baktım. ''Aşırı derece dalgındın, herhangi bir saldırıda kesinlikle ölürdün. Siz bu kadar dalgın olmamalısınız, tehlikeli bir devirdeyiz.'' Haklıydım da, nerede olurlarsa olsun bu kadar dalgın olmamalılar. Tehlikeli bir devirdeyiz, kampın sınırları bile onları koruyamayabilir. Cevabını gözlerinin içine bakarak beklemeye başladım...