Bu kumarhane muhteşem bir yerdi.Muhteşem yemekleri ve oyunları vardı.Hele şu bedava dağıttıkları Lothus Çiçeği hayatımda yediğim en leziz şeydi.Lothus kumarhanesinde hayatım boyunca yaşayabilirdim.Tek isteğim burada vakit geçirmekti.Böylece oyunlardan birinin başına gittim ve oynamaya başladım.Bu metro similatörü gerçekten çok eğlenceliydi.Bir lothus çiçeği daha getirilmişti,Tam yiyecekken Andrea yüzünde endişeli bir ifade ile yanıma geldi.''Bunu sakın yeme'' diye uyarıyordu beni.Çok mutluydum ve ayrıca çok eğleniyordum niye Andrea bunu bozmaya çalışıyordu ki.''Neler oluyor Andy, rahatlasana biraz.Sonunda kamptan uzak bir yerdeyiz.Las Vegas'tayız.Biraz eğlenmeyi hak ettik bence.'' dedim,onu başımdan atıp oyunuma dönmek istiyordum.Sonunda Andrea bir Lothus çiçeği alıp keyfine bakmaya karar verdi,tam Lothus çiçeğini yiyeceği sırada gözleri sonuna kadar açıldı.Ardından çiçeği oyunun yanına bıraktı ve ''Jimmy, hemen buradan gitmeliyiz, yoksa buradan bir daha asla çıkamayacağız!'' dedi.Sesi az öncekinden daha endişeli çıkıyordu.Fakat umrumda değildi,hala Lothus çiçeğini yiyememiştim.Tam elimi uzatıp çiçeği alıyordum ki kafamın içinde babamın o bilindik derin sesini duydum;sakın yeme onu Jim,o çiçek hislerini köreltiyor diyordu Hephaistos.Ne olduğunu anlayamamıştım.Hem babam hem Andrea aynı şeyi söylüyordu.Fakat bu doğru olabilir miydi,belkide çiçek leziz tadından ve görüntüsünden gerçekten daha farklıydı.Oyunu bıraktım,irademin güçlü olmasını umut ediyordum çünkü çiçeği yememek benim için bir işkence gibiydi. ''Dayan oğlum,dayan! '' diye konuştu babam yeniden.O anda yeniden hislerim eski haline döndü.Yine buranın çok eğlenceli olduğunu düşünüyordum fakat burada yaşamak istemiyordum.Andrea hala korkmuş bakışlarla yanımda duruyordu.Ona döndüm ve ''Haklıymışsın şimdi anlıyorum,hemen gidelim dedim.Andrea`nın yüzünde bir aydınlık geldi.Sanırım kurtulduğuma sevinmişti.Az sonra kumarhanenin koridorlarında çıkışa doğru koşuyorduk.Birden bizi kumarhanenin bir kaç görevlisinin takip ettiğini fark ettim.Geçtiğimiz her koridorda yenileri ekleniyor ve bizim arkamızdan koşuyorlardı.Sonunda çıkış kapısını bulduk tam çıkıyorduk ki görevliler kapının önüne atlayıp yolu kapattı.Nereye gidiyorsunuz melezler diye haykırdılar hep bir ağızdan.Etrafıma baktım,biz ve görevliler dışında kimse yoktu.''Kimsiniz bilmiyorum ama yolumuzdan çekilin'' dedim adamlara,elim kılıçlarımın dönüştüğü cep telefonuna gitti.'' Hiç bir yere gitmiyorsunuz melezler! '' diye haykırdılar ve üstümüze gelmeye başladılar.